Bölüm 11: İlk Kavga

1.6K 129 39
                                    



Aralarında eğlenerek konuşurlarken konu birden Karaca'ya gelmişti. Annesi kızın ne kadar cesur olduğunu anlatırken Seyhan'ın ortaya attığı bombayla Kurtuluş ailesi derin bir sessizliğe gömüldü.

''Yani düşünüyorum da Karaca Azer abimin nişanlısı olsa gelse böyle düşmanın evinde kalsa abim o evin kapısında yatardı. Nişanlısının hiçbir şey demiyor olması çok tuhaf değil mi abi?''

.

.

.

.

Seyhan'ın pot kırdığını düşünen Yılmaz hızlı bir şekilde konuyu değişmişti ancak Azer onu kafaya takmıştı bir kere ve bunun peşini öyle kolay kolay bırakmaya da niyeti yoktu...

Birkaç gün sonra...

Azer sinirle eve girip kimsenin suratına bile bakmadan çalışma odasına çıktığında evdeki tüm gözler arkasından gelen Yılmaz ve Kadir'e döndü. Sinirinin sebebini bilen adamlar diyecek bir şey bulamayıp işle ilgili bir şeyler geveleyerek oturduklarında yukarıdan gelen bağırış seslerini duydular. Bütün aile üyeleri koşarak yukarı çıkarken hepsi ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Azer ne kız hakkında ne de adam hakkında en ufak bir bilgiye bile ulaşamamıştı. Kızın geçmişi sanki şifreli bir kasa gibiydi. Ne kadar zorlarsa zorlasın dışarıdan üretilen teorilerle kalıyordu sürekli. Artık bu kadar arafta kalmaya dayanamıyordu. Yine bir arpa boyu yol alamadıkları günlerden birinde eve döndüğünde kimsenin suratına bakmadan yukarı çıkıp farkında olmadan çalışma odasına girdiğinde birkaç saniye nerede olduğunu algılamaya çalıştı. Odasına gitmesi gerekirken buraya girecek kadar dalgın olması onu sinirlendirirken odasının kapısını açarak dışarı çıktığında odasından yeni çıkmış olan kızı gördü.

Kız Azer'in çalışma odasının kapısını çarpma sesiyle olduğu yerden kalkarak çıkmıştı dışarı. Adam birkaç gündür eve sinirli geliyor ve masada kendisine bakmamaya çalışıyordu. Bunları fark eden Karaca amcalarının yine durmayıp bir şeyler yapmış olmasından korkuyordu.

Birkaç saniye sonra çalışma odasından çıkan adamı gördü Karaca. Adam kızın gözlerinin içine baktığında yine aynı hissiz bakışları gördüğünde artık dayanamamıştı.

''Ne zaman gideceksin sen?''

''Ne?'' dediğinde böyle bir çıkışı asla beklemiyordu Karaca. Aşağıdakilerin duymasını istemediği için adama biraz daha yaklaştığında Azer'in gözlerini kapatıp sinirle nefes aldığını ve çenesini sıktığını gördü. Ailesi için çabaladığı adam bu kadar mı nefret ediyor benden diye düşündü. Oysa birkaç gün öncesine kadar adamın gözlerine her baktığında bir minnet duygusu görüyordu Karaca.

''Diyorum ki iyi yerleştin buraya. Tabi ben olsam ben de gitmek istemem sen de haklısın-''

''Ne diyorsun sen-''

''Ne mi diyorum? Diyorum ki yediğin önünde yemediğin arkanda. Ailenin bile ilgilenmediği kadar ilgilenen, bir şey isteyeceksin diye gözünün içine bakan insanlar var etrafında. Tabi sen de sizi koruyorum ayağına attın kapağı buraya. Hayırdır derdin ne? Sen burada bizi oyalayıp amcalarına bilgi sızdırıp beni bitirmeyi ya da ne bileyim birini kendime aşık eder kalırım burada, yaşarım prensesler gibi diye düşünüyorsan boşa uğraşma güzelim. Bizden bakan çıkmaz sana. O kafandaki tilkileri salmana da ben izin vermem. Racondur dedim gelsin kalsın dedim ama yetti bu kadarı! Evine mi dönersin yoksa sevgilinin koynuna mı-'' diyerek içindeki kini kusmaya başladığında yanağına yediği tokatla kafası sağa doğru eğildi Azer'in.

SÜVEYDAWhere stories live. Discover now