k

2.6K 270 322
                                    

'henüz unutmadım.'

elindeki kağıtta yazanı tekrar tekrar okurken, dudakları arasından derin bir nefes vermişti genç. gözleri dolarken, kolunu sırasına yasladı ve başını dirseğine gömdü. felix'in sınıfa girdiğini oluşan sessizlikten anlamıştı.

çoğu kişi felix'in bu durumuna duyarlıydı bu yüzden onun yanında çok konuşmuyorlardı fakat felix onları yanlış anlıyordu, kim olsa yanlış anlardı. felix, onların kendisiyle dalga geçtiğini ve o gelince susmalarının sebebinin bu olduğunu düşünüyordu.

sarı saçlı çocuk normalde oturduğu bang chan'ın önündeki sıraya değil, en arkadaki seungmin'in yanına oturmuştu. gerçi, seungmin daha yoktu bu yüzden duvar kenarına geçmişti. çantasını sırasına koyup, başını çantasına yasladı ve gözlerini kapattı. dün gece hiç uyumamış, bang chan'ın onu kavrayışını düşünmüştü.

hâlâ güvenmiyordu ona.

iyi yaklaşıp, yine yüzüstü bırakmasından korkuyordu. ondan nefret ediyordu ya da buna inandırıyordu kendini, ona hâlâ aşıktı fakat hislerini kendine bile itiraf edemiyordu.

yavaşça sırasından kalktı bang chan, ağır adımlarla en arka sıraya felix'in oturduğu yere ilerledi. dolu gözlerini kırptığında birkaç damla arka arkaya düşmüştü. felix'in anlamayacağını umarak sıraya ses çıkarmadan oturdu.

bang chan'ın eli çekingen bir şekilde felix'in saçlarına ulaştığında, burnunu çekmişti. felix, irkildiğinde bang chan elini hızla çekti ve iki elini birleştirip kucağına koydu. başı öne eğikti ve ağlamaktan burnu kızarmıştı bile.

"hyunjin'i affettin..." dedi, çatallaşmış sesiyle. "b..beni de affet, yalvarırım yongbok."

felix'in gözleri yanmaya başladığında, kalbinde bir sızı hissetmişti. vişne aromalı dudaklarını ıslattı ve elini sıraya çıkardı, çantasından kağıt kalem aldığında bang chan onu izlemeye başlamıştı. arada burnunu çekip, boğazını temizliyordu. felix, yazdığı şeyi bang chan'ın önüne ittiğinde dişlerini birbirine bastırdı.

'neden seni affetmemi istiyorsun?'

bang chan tekrar burnunu çektiğinde, dudaklarını dişledi. bunu nasıl söyleyecekti ona? kanser olduğunu, sayılı günleri olduğunu, o küsken gitmek istemediğini.. nasıl söyleyecekti?

"çünkü.." dedi, titrek ve derin bir nefes aldı. "çünkü pişmanım, annen bizi böyle görse ne kadar üzülürdü. beni affedersen, söz veriyorum seni mutlu bir insan yapacağım. söz veriyorum, vişne."

felix, vişne kelimesiyle dolu gözlerini kırptı ve sessizce ağlamaya başladı. kollarını titreyerek bang chan'ın boynuna doladığında, siyah saçlı genç beklemeden kollarını ince bele sarmıştı. felix, ikisininde aynı şeyi düşündüğüne yemin edebilirdi.

vişne lâkabı ilk ortaya çıktığında henüz altı yaşındalardı, felix'lerin bahçesindeki büyük salıncakta yavaşça hareket ediyorlardı. felix'in başı bang chan'ın dizlerindeydi, bang chan ise kahverengi yumuşak saçları okşuyordu.

"biliyor musun, yongbok? ben senden hoşlanıyorum." dedi, bang chan sessizliği bozarak. felix kapatmış olduğu gözlerini açtı ve bang chan'ın gözlerine baktı.

"hoşlanmak ne demek?" dedi ve masumca gülümsedi.

bang chan çilek aromalı dudaklarını dişledi ve yavaşça felix'in dudaklarına eğildi. ikisi de acemiydi, öpüşmek neydi? bilmiyorlardı.

küçük çocuk yavaşça geri çekildi ve felix'in şaşkın gözlerine baktı.

"hoşlanmak, bunu yapmak istediğin anlamına geliyor." diyerek hafifçe gülümserken, felix dikleşti ve aynı gülümsemeyle bang chan'a baktı.

"o zaman ben de senden hoşlanıyorum chris." diyerek dudaklarını tekrar küçük dudaklara bastırdı. hareket etmeden bir süre beklediğinde, yavaşça geri çekildi. "dudaklarının tadı çilek gibi!"

hafif bir heyecanla söylediğinde bang chan gülümsemişti.

"seninkiler de vişne gibi.. bundan sonra sana vişne diyeceğim ama başka kimse bunu söylememeli, çünkü insan sadece bir kişiden hoşlanır. anladın mı, vişne? başka kimse seni öpmemeli."

felix yavaşça başını salladı ve kollarını çilek dudaklı çocuğun boynuna doladı.

"anladım, çilek."

felix, yavaşça geri çekildiğinde gözlerini açmıştı. kollarını yavaşça çekti ve kağıda bir şeyler yazdı tekrar.

'dudakların hâlâ çilek tadında mı? başka kimse öpmedi, değil mi?'

•••

gec geldigi icin oxur dilerm
ama ben bu bolumu hic sevmedim
keske yazmasaydim huu

four leaf clover | chanlixМесто, где живут истории. Откройте их для себя