İsmini sormuştum?

117 6 4
                                    

Başlama tarihi yazabilirsiniz

Yağmurlu sokaklardayım...Her bir damlanın aktıkça ruhumu temizlemesi gerekiyor.Ama onlar bile burun kıvırıyor ruhuma.

Öyle üstten bakmıyorlar,derinliklerini görüpte arkalarına bakmadan gidiyorlar.Üstten baksalar zaten ne alâ...Üzerimde sadece kısa kollu bir tişört ve altımda bol eşofmanım.

Kulağımda kulaklığım,cebimde telefonum.Aslında donuyorum ama yanıyor içim.Aslında soğuktan kitlenmişim ama kalbimin acısı yakıp kavuruyor içimi...

Gücüm yok yürümeye ama şoktan uyuşmuştum ve sorgulamadan yürümemi sağlıyor bu.Artık hissizliğin verdiği gücü hissedemeyip çöktüm çöp kutusunun yanına.

Sokağı sadece 2 tane sarı sokak lambası aydınlatıyordu.Önce koşmuştum,sonra yorulup yürümeye başladım ve şimdi gücüm kalmadı beynime komut vermeye.Bu süreçte hiç ağlamadım.Tek bir damla yaş bile firar edemedi ela gözlerimden.

Ama şimdi tüm enerjimi ağlamak için kullanacağımı biliyorum.Önce sol ve sağ gözümden birer damla yaş,ardından kaldıramayacaklarını yaşamış bir kızın acı dolu hıçkırığı.

Aslında güçlüyümdür ben.Duygularımı çok nadir yansıtırım dışa.Şimdi ise pencereden görebileceklerini,sokaktan geçenlerin duyup

gelebileceğini umursamadan döküyorum içimi,kusuyorum yılların acısını hıçkırıklarımla.Bir süre sonra ağlamaktan yoruldum ve iyice yere yayılıp başımı duvara yasladım.

Tam bitmişlikten ölünebilir mi diye düşünüyordum ki solumda kalan ağaçlıka alandan bir çatırtı duydum.Kedi veya başka bir şey olduğunu düşünüp boşverdim.

Gerçi insan olsa da daha ne yapabilirdi ki bana? "İyi misin?"duyduğum yabancı erkek sesiyle başımı çok yavaş hareketlerle ona çevirdim.Benim yaşlarımda bir çocuktu.

Ona çok baygın bakıyordum.Hiç hayat enerjim yokmuş gibi...Derin bir nefes aldım."Sence?"Yanıma gelip o da çöktü."Sadece prensipten sordum.Yoksa iyi olmadığın oldukça ortada."

bana yandan gülümsemesiyle bakarken kurduğu cümle karşısında gözlerimi devirmek istedim ama gücüm yoktu.Zor konuşuyordum.

"Niye oturdun?" "Burası özgür bir ülke.Oturmamda bir sakınca göremiyorum." Daha ne kadar devam edecekti? Çünkü şu an gerçekten yalnız kalmaya ihtiyacım var.

"Kalk ve kendine başka bir eğlence bul.Lütfen." Lütfen kelimesini öyle söylemiştim ki zorla olduğu çok belliydi."Eğlence aramıyorum."Bu sefer içimde oluşan sinir tohumcukları azıcık da olsa enerjim olmuştu.

Göz devirdim."Ne arıyorsun o zaman burada?" Beni takmayıp,"İsmin ne?"diye sordu.Ne? tabii ki de tanımadığım birine ismimi söylemeyeceğim."Sanane?"

bu kadar terslememe rağmen tık yoktu."İsmini sormuştum.""Of sıkıldım ama." oflayıp ayağa kalkmaya yeltendiğimde kolumu tuttu.Önce koluma ve sonra gözlerine baktım.

Benimki gibi elaydı ama onunkisi biraz daha yeşile çalıktı."Tamam.Sadece konuşmak istemiştim." Elini kolumdan çekip göğsünde bağladı.

"Tamam o zaman.Konuştun bile.Görüşürüz."arkamı döndüm ve yürümeye başladım.Nereye gideceğimi bilmiyordum.Evimi bilmiyordum...15 saniye sonra yanımda hissettiğim nefes alış verişleriyle durdum.

"Bari evine kadar bırakayım.Saat 1 farkında mısın?"Daha fazla sürdürmeyip yoluma devam ettim.Şu durumda eve gidemeyeceğim için rastgele bir binanın önünde duracaktım ve gitmesini bekleyecektim.

Ah,midem niye böyleydi? Gereğinden fazla bulanıyordu."Burası."önünde durduğumuz bir siteydi.Kahverengi,bej renklerindeydi sitenin 6 binası."Tamam.Görüşürüz." dedi.

Sonra da uzaklaşmaya başladı.2 dakika kadar bekledikten sonra etrafa bakıp yola çıktım.Yürürken arkamdan gelen sesle irkildim.

"İsmini sormuştum?"


<3

Evet! Yeni hikayem.Umarım tutar.Ani bir kararla yazdım.Aslında bir hikayem vardı.İçime asla sinmedi.O yüzden onu silip bunu yazmaya karar verdim.Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin.

sizi çok seviyorum bebekler ✨

GülümseWhere stories live. Discover now