Evimdeki Katil- Bölüm Bir

931 51 4
                                    

Eve geldiğimde saat üç buçuktu.Yılbaşı çok iyi geçmişti. Ve baya bir eğlenmiştim. Şimdi ise uyumak için yatağıma girmek için,önce yemek yiyeceğim ve ardından banyoya gideceğim.Önce mutfağa gidip öğleden kalma olan yemeği yedim. Ve daha sonra banyoya gidip ellerimi,yüzümü yıkadım. Dişlerimi de fırçaladım. Dişlerimi fırçaladıktan sonra yatağıma gitmekten vaz geçip koltuğa kuruldum. Kanallarda gezinirken dikkatimi çeken bir haberde durdum. Habere bakarken biraz ürkmüştüm.Ve sonra bu düşündüğümün çok saçma olduğunu düşünüp, beynimi saran saçma düşüncelerden kurtuldum. Çünkü saçmaydı. Evet, ne düşündüğüm açık; adamın benim evime geleceğini düşündüm.Ama sonra vaz geçttim. Çünkü saçma geldi. Beğenmedim kendi düşüncelerimi. Televizyondan istediğim şeyler olmadığını anlayınca, televizyonu kapattım. Ve yarım bıraktığım kitabı alıp okumaya başladım. Dark Paradise. Ne kadar okuduğumu bilmiyorum ama,bende böyle bir aşk istediğimi söylemek isterim. Biraz daha okuyunca bir paragrafa dikkat kesildim. Paragrafta: ''  Genç kız içeriye girdi ve onu gördü. Sevdiğini. Canını. Kanını. Onu o kadar ömesiyordu ki. Bunun ne olduğunu anlamıyordu. Aralarında ki engel ise onun siyah cennetinin çiçeğe yasak olması idi. Siyah giyinimli adam, genç kıza döndü ve süzdü. Dudakları yavaşça kıvrıldı. Dudağının bir kenarı solgun ve bir kenarı ise gülümser gibi  idi. Genç kız, siyah giyinimli adamın yaşadıklarını gülüşüne de, ister istemez aktardığını düşünüyordu. Düşündükleri de doğru idi. Genç kızın bildiği tek bir şey vardı bu siyah giyinimli adam olmasa hayatında bir şeyler eksik hisstiği idi.....''  Uykumun gelmesiyle kitabtan kafamı kaldırdım ve bıraktım. Sarsak adımlarla odama girdim. Direkt olarak yatağıma yönelip yorganı kaldırdım. Yatağa girdikten sonra yanan gece lambasını söndürdüm. 

Gelen şimşek sesi ve ardından  bir kaç ağır çıtırtı ses  ile yüzümü buruşturdum. Ve gözlerimin bu denli ağırmasını önemsemeden gözlerimi açmaya çalıştım. Sonunda başarılı olunca açtım.Açık olan pencereyi önemsemeden kafamı diğer tarafa çevirdim. Çevirmem ile önümde olan karaltıyı görünce çığlık atacaktım ki,ıslak eli ile ağzımı kapattı. Korkunç gözleri ile bana bakarken bir kez daha şimşek çaktı. Islak olan saçları da yüzüme damlıyordu. Kafam da hissettiğim sağlam acıyla uyudum. Ya da bayıldım mı demeliyim? Sabah olduğunda kalktım ve başımdaki inanılmaz ağrı biraz buna engel olsada kalkmaya çalıştım. Gece olanları düşünmeye başladım. Bana sorarsanız rüyaydı. Çünkü sadece saniyelikti yaşadıklarım. Gerçek olmayacak kadar da sıra dışıydı. Bence. Ya da gerçek miydi? Off. Bilmiyorum. Neyse okula gidip bunu Melissa'ya anlatmalıyım.Giyinmek sureti ile beyaz ahşap dolabıma yöneldim. Bir kaç giysi seçtim. Yani bugüne bugün universite üçüncü sınıf öğrenci olarak baya bir havalı giyinmeliydim. Giyindikten sonra beyaz huzur veren odamdan ayrıldım, ve mutfağa geçtim. Mutfakta bir kaç kurabiye yedim ve çıktım. Eşyalarımı aldıktan sonra dışarıya çıktım. Doğruyu söylemek gerekirse okul buraya baya bir uzakta. Ama dert değil yürümeyi seviyorum. İskelenin yanına kadar yürüdüm. Kulağımda müziğim ile yürüdükçe yürüyor ve düşünüyordum. İskelenin hemen diğer uçta olan üniversiteyi görünce adımlarımı hızlandırdım.Ve okula girdim. Okula girdikten sonra direkt olarak Melissa'yı buldum. Ve beraber kafeye girdik birer acı kahve alarak oturduk ve ben ona gece rüya ve ya gerçek olan şeyi anlatmaya başladım. O ise beni dinleyip arada sırada 'hım', 'anlıyorum' gibi şeyler söylüyor ve beni dinlediğini belirtiyordu. Açıkçası bu anlatacaklarımı ciddiye almayacağını düşündüp,başta isteksiz olarak anlatmaya başlamıştım. Ama şimdi baya bir harahetli şekilde anlatmaya başladım. Anlattıklarımı bitirdikten sonra kafasını kaldırdı. '' Dostum, bence bu bir rüya.Anlattığın şeyler baya bir sıradışı. Yani efsaneye benzer şekilde.'' Söylediği şeyle kafamı salladım ve '' Yani bence de farklı ve sıradışı. Ancak rüya da olur böyle şeyler ama ne bileyim? Çok gerçekçiydi.'' dedim ve dudak büktüm. Zil çalınca Melissa gitmişti. Ve ben burada biraz daha oturduktan sonra bende kalktım ve kütüphaneye gittim. Dersim boştu.Diğer derste sınav var ona çalışmam gerekli. Kafamda ki düne dair şeyleri attım. Ve kütüphaneye gidip, ücra bir köşede oturdum. Okuldan çıkınca eve yöneldim. Baya yürüdükten sonra siteye adım attım. Bu siteyi çok seviyorum, evler villa ve sıralı bir şekildeydi. Şehir dışına yakın bir yerlerde oturuyordum ama inanın caddeye yürümek yirmi dakika oradan geçen bir otobüs ya da taksi ile okula gidiyordum. Ha bir de bara. Geceleri barda şarkı söylüyordum. Aklınızdan nasıl bir soru geçtiğini anladım. Lakin şöyle bir şey var ki; benim babamın şirketi, ne varsa battı. Ve elimizde ki New York'ta ki kendi- Annemin babamın oturduğu ev- ve işte şuan burada Londra'da olan ev tek kalmıştı. Ve bende harçlığımı, üniversite gelirimi karşılamak için barda şarkı söylüyordum. Ne iyi ki, bu bar, o pis barlardan değil ve bende rahattım. Eve yaklaştığım da gözüme, kapanan perde çarptı. Başımı salladım bugün olan davranışlarımı, dalgınlığımı gördüğüm rüyaya bağlıyordum. Onun için pek aldırmadım bu gördüğüm şeye. Melissa'da benimle aynı fikirdeydi. Onun için biraz rahattım. Bilirsiniz, birisi sizinle aynı fikirdeyse bu sizi rahatlatır benim ki de o hesap. Anahtarımı alıp kapıyı açtım. Ve eve girdim.Banyoya girip elimi,yüzümü yıkadım. Yıkadıktan sonra çıktım. Ve picamalarımı giyip koltuğa yayıldım. Neyse ki bu gece bara gitmeyecektim. 

Evimdeki Katil (ZM Hikayesi)Where stories live. Discover now