3

1.4K 167 55
                                    

ஐஐஐ

"Nereye JenJen?" 

Parmak uçlarımda indiğim merdivenden kapıya ilerlerken büyükannemin sesiyle yerime çakıldım. Salonda uyuklayan kadına döndüm ve hızlı bir bahane bulmaya uğraştım.

Bahane bulmam gerekiyordu çünkü neden çıktığımı bende bilmiyordum. Bir şey yapmam gerekiyordu. Gün içinde bir şeylerle uğraşarak düşüncelerimi kendimden uzaklaştırabiliyordum, ama uyumak içi yatağa uzandığımda, bir sürü karmaşıklık aklıma hücum ediyordu ve kendimi onların arasında boğulurken buluyordum. Zihnim henüz beni her zaman sahiplenmiş annemin, bana zarar verme isteğini sindirememişti. 

Ayrıca odamda sıkılmıştım, New York'ta odamda yatıyor olmak zaten tuhaftı.

Büyükanneme döndüm ve aklıma gelen ilk şeyi söyledim. "Bahçeye çıkıyorum, hava almak istedim biraz."

Basit ve inandırıcı olmayan sebebimi başıyla onayladı ve salonun ortasında küçük sehpadan  telefonunu alıp saate baktı. "Geç olmuş Jennie, çok uzaklaşma sakın."

Eminim New York sahili çok tehlikelidir büyükanne. Yine de benim için endişelenmesi tatlıydı.

Olumlu anlamda başımı sallayıp, bir kaç adım ötedeki kapıya ilerledim. 

Kulaklığımı ve telefonumu omzumdaki çantamdan çıkardım ve bir müzik açıp sahil yoluna ilerledim. 

İlerlediğim yolda, yanımdan geçen sarhoş ve kavga eden insanların hepsi kafalarını çevirip bir süre bana bakmıştı. Sebebi yüksek ihtimal bu sıcakta pantolon giymemdi. İnsanların bakışları beni pek rahatsız etmezdi, hatta bakışlarındaki merakı izlemeyi severdim. Bakışları okumaya çalışmayı ve hareketleri incelemeyi her zaman sevmiştim, hatta bu yüzden sürekli yeni insanlarla tanışma merakındayım. Ama şu ruh halindeyken beni rahatsız etmeyen tek şey kulaklığımın ardında çalan kısık sesli müzik.

Bir süre sonra sahile çıktığımda, saat gecenin dördü olmasına rağmen az da olsa bir kalabalık vardı ve gitar çalıp şarkı söyleyen arkadaş grupları sahilin her bir köşesindeydi. Neden gitar çalıp söyleyen bu kadar arkadaş grubu olduğunu da sorgulamadım, eğlenceli bir aktivite olsa gerekti.  Onlara fazla bakmadım ve gece gece rahatsızlık dışında bir şey yapmadıklarını düşünmek yerine, anlayışlı olmaya çalıştım.

Oturup odamda tavanı izlerken, bu yazı kendime ayırmayı ve keyif aldığım şeyleri yapmayı planlamıştım. Gitar çalanların da, keyif aldıkları şeyi yaptıklarını düşünerek; yanlış bastıkları akorları, her zaman en kalın teli kopuk olan gitarlarını ve tellerin hiç değiştirilmemesini görmezden geldim.

Sahil yolunda bir süre daha yürüdüm ve boş bir yer bulana kadar gittim. Ancak hiç bir boş yer yoktu, yalnız kalmak istiyordum. Müzik dinleyerek kendimi oyalamak ve ağlayacaksam da büyükannemi uyandırma korkusu olmadan ağlamak istiyordum.

Sahildeki iskeleyi boş gördüğümde o tarafa adımladım. İskelenin ucuna oturmayı planlamış hatta bu plana şimdiden heveslenmiştim. Denize ayaklarımı sokarak hafif bir rüzgarda oturmak ve müziği dinleyerek ayı izlemek... Dramatik ve çekici değil de ne. Ve hayaller sona erdi, iskelenin ucunda oturan bir kaç kişiyi görmemle yolumu değiştirdim ve yürüdüğüm yeri geri dönmeye başladım. 

Arkamdan birinin seslendiğini duydum. "Hey!"

Sesi kulağımdaki müziği aştığında arkamı dönüp seslenen kişiye baktım. Arkadaş grubundaki kızlardan biri koşarak yanıma geldi ve yaklaştığında nefes nefese yavaşladı.Tanımadığı birine epey hevesle koşuyordu.  Anlamadığımı belli eden bakışlarla ona baktığımda, sık nefesleri arasından konuştu. "Oyun oynuyoruz katılmak ister misin?"

summertime sadness || jenlisaWhere stories live. Discover now