12

91 12 15
                                    


DİKKAT! BU BÖLÜM AŞIRI FEELS İÇERİR.

Oy vermeyi unutmayın şekerlerim ♥


.

.

.

"DC ne alaka Jungkook?"

"Canımız sıkıldığı için aktivite arıyorum Taehyung. Ne yapabilirim?"

"Jimin'e de soralım o zaman?"

İkimiz, Jimin'in cevabını bekliyorduk. Bu oyunu kesinlikle oynaması lazımdı çünkü öğrenmem gereken şeyler vardı.

Çok önemli şeyler.

"Bi-Bilmem? Olabilir..."

"Jungkook, üç kişi yeteriz bence. Başkalarına gerek yok."

Başımı sallayıp gülümsedim. Kalp atışlarım hızlanıyordu ve nedenini bilmeden sadece susuyordum. 

Mutfaktan bir şişe alıp masaya bıraktım. Gözlerimi Jimin'e çevirdim. Korkuyla şişeye bakıyordu ve hali gerçekten tatlıydı.

"Ne oldu Jimin?"

Gülerek ona sorduğum soruya başını kaldırıp gözlerime bakmakla yanıt verdi.

"Ne?"

Tekrar cevap vermeyince bu sefer kahkaha attım.

"Bilmemizi istemediğin şeyler  mi var yoksa?"

Yutkunduğunu anladım. Çok ciddiydi ve sadece susuyordu. 

"Ben bu oyunu oynamayı sevmiyorum."

"Neden?"

Beklemeden verdiğim yanıt karşısında bu sefer gözleri dudaklarıma doğru kayıyordu. Bakışlarından etkilenmiştim, anlamlı bakıyordu.

Donuk tavrımla gözlerimi burun hizasından aşağıya indiriyordum. İstemsizce yaptığım bu davranış sonucunda kendime ne kadar kızsam da bir faydası yoktu.

Feci etkilenmiştim ve sadece dudaklarımı ıslatmakla yetindim.

Gözlerimi tekrar kapatıp, tekrar açtım.

Sakindim.

Yani öyle sanıyordum.

Kalp atışlarım bir aksiyonun içindeydi.

İç sesim arsızca onu öpmemi emrediyordu.

O bir erkekti, yapamazdım.

Hemcinsime bu kadar yakın davranamazdım.

"Siz flörtleşiyor musunuz? Hey!"

Taehyung'un sesiyle kafamı ona çevirip tek kaşımı kaldırdım.

"Ne diyorsun sen?"

"Diyorum ki; ikiniz de tutkuyla  birbirinizin dudaklarına  bakıyordunuz. Hayırdır?"

Bölmesene Taehyung.

"Bir şey yok. Hadi oynayalım."

Şişeyi Jimin'e bakarak çevirdiğimde Jimin de bana bakıyordu. Şişe Taehyung ile bana gelmişti. 

"Doğruluk mu cesaretlik mi Jungkook?"

Ona baktığımda sadece yanıt bekliyordu.

"Doğruluk."

Taehyung gülümseyip ellerini birbirine sürttü.

"En son, Yeon Hee'den ayrıldıktan sonra ilk kimden etkilendin? Tanıdık veya tanımadık."

Tekrar yutkundum. Kafamı Jimin'e çevirdim. O da bana bir beklentisi varmış gibi bakıyordu.

"Hiç kimseden. Kimseden etkilenmedim."

"Hadi canım!"

"Yalan söylemiyorum Tae. Devam et."

"İyi o zaman."

Taehyung şişeyi çevirirken ben masaya odaklanmıştım. Göğsüm, kalp ritmimin şiddetiyle hızlıca inip kalkıyordu. Nefes almam zorlaşınca kalkıp mutfağa yöneldim. Bardağa su doldurup aniden kafama diktim. Geri döndüğümde Taehyung sorgularcasına beni izliyordu. Jimin ise hala donuktu.

"Sen ve Jimin ."

Siktir...

Jimin aniden kafasını kaldırıp ikimize bakınca ben beklemeden ona sordum;

"Doğruluk mu cesaretlik mi?"

Bekliyordu.

Hiç konuşmamıştı.

Zorla ağzını araladığında gözlerim yeniden dolgun dudaklarına kaydı. Kendime hakim olmakta zorlanıyordum. Dudakları aşırı pembe ve yumuşak görünüyordu.

"Do-Doğruluk."

Zaferle beklediğim yanıt karşısında güldüm.

"Sen benden mi hoşlanıyorsun? "


Bölüm Sonu

Laughter Suits You Where stories live. Discover now