[baba(?)]•12

1.2K 140 48
                                    


Sabah uyandığımda dün uzandığım yerde olduğumu fark ettim. Kafamı kaldırıp etrafı inceledim. Jungkook neredeydi?

İsmi aklımda yankılandığı anda dün neler olduğu kafama bir bir işledi. Dün...onunla ne yapmıştık öyle? Biz arkadaştık ve bir anda olmuştu.Onun yüzüne nasıl bakacaktım? Şu an nerede olduğunu bile bilmiyordum.

Belki de evi terk etmişti.

Yataktan kalkıp kilitli olan kapıyı yavaşça açtım. Ses yapmamaya özen göstererek parmak uçlarımda salona girdim.

Koltukta yattığını görmemle derin bir nefes verdim. Gitmemesi beni mutlu etmişti. Hem polisler ve babam peşimdeyken yalnız kalma fikri beni çok korkutmuştu.

Sanırım hiçbir şey olmamış gibi davranırsam unutulur giderdi. Evet öyle yapmalıydım. Onun bile bunu umursamayacağını düşünüyordum. Alttarafı küçük(!) bir öpücüktü sonuçta.

Mutfağa giderek dolaptan bir kaç şey çıkarıp atıştırdım. Pek aç hissetmediğim için salona geri döndüm. Dönmemle yeni uyanmış bir Jungkook görmem bir oldu. Saçları dağınıktı ve böyle çok yakışıklı görünüyordu. Yalan söyleyemezdim. Çok yakışıklıydı.

Normal davranmaya çalışarak koltuklardan birine oturdum. Kumandayı elime alarak televizyonla ilgileniyormuş gibi yaptım. Tabi ki de yan yan Jungkook'a bakıyordum.

O da bir şey olmamış gibi davranıp mutfağa gitti. Ne kadar ben de ona aynısını yapıyor olsam da bu beni biraz kırmış olabilirdi. Sadece birazcık.

Kanalları gezmeye devam ederken Jungkook mutfağın kapısında dikilmiş beni izliyordu. Kafamı ona çevirdiğimde bakmaya devam etmesiyle 'ne?' dercesine kafamı salladım.

"Evde eksikler var. Markete gideceğim."

Bu muydu yani? Bir de soğuk soğuk söylemişti markete gideceğini.

"Tamam."

Kafamı çevirip televizyona döndüğümde o çoktan hazırlanmış kapıyı açmıştı.

"Jimin. Kimseye kapıyı açmıyorsun. İki dakika gidip geleceğim"

Onu onaylayıp televizyona tekrar döndüğümde sertçe kapıyı kapatmıştı. Neden böyle yapıyordu ki? Hem ben çocuk da değildim. Kimseye kapıyı açmamam gerektiğini çok da iyi biliyordum.

İki dakika sonra kapı çaldığında koşarak kapıya gittim. Jungkook da iki dakikaya geleceğini söylediği için hiç beklemeden kapıyı açtım.

Hayatım boyunca hiç görmek istemeyeceğim biri duruyordu karşımda. Kaşları öfkeyle çatılmış dişlerini sıkarak kısaca beni süzdü. Karşımdaki kesinlikle Jungkook değildi.

Korkuyla bir adım geriye gidecektim ki yakama yapışıp ondan kaçmamı engelledi. Yüzüme sert bir tokat atmasıyla arkamdaki duvara çarptım. Elinden kurtulmamın tek yolu Jungkook'un gelmesiydi.

Bir kaç yumruktan sonra yere yığılmıştım. Tekmelerini karnıma geçirmeye başladığında ise büzülüp kendimi korumaya çalışıyordum.

Bilincim kapanmaya başladığında kendimi uyanık tutmaya zorlasam da atılan son tekme buna engel olmuştu.

Ve evet bunları yapan babamın ta kendisiydi.

Park Joon Jae

...

Jungkook

Marketten dönerken kafamın içinde türlü türlü düşünceler vardı. Jimin dünü hatırlamıyormuş gibi davranıyordu. Bu beni sinirlendirmişti. Beni görmezden gelmesi de ayrıydı.

Ona ne kadar sinirli olsam da kıyamıyordum. Onun için atıştırmalık da almıştım. Jimin'den hoşlanıyordum.

Evin olduğu sokağa girdiğimde yol boyunca kaldırmadığım kafamı kaldırıp uzaktan evin kapısına baktım.

O an kalbim o kadar hızlandı ki..
Fakat heyecandan değil, korkudan.

Poşetleri aceleyle bir kenara bırakıp koşarak açık olan kapıdan içeri girdim. Etrafıma bakıyordum. Ona bir şey olması veya kılına bir zarar gelmesi beni bitirirdi.

Yerlerdeki kan gözüme çarptığında kalbim sızladı. Onun kanı olmaması için dua ederken koşarak odalara baktım. En son yatak odasına gelmiştim.

Kapıyı hızla açarken gözüme çarpan ilk şey yatakta kanlar içinde yatan Jimin'im di.

"Jimin!"

Aynı hızla yanına gidip dizlerimin üstüne çöktüm. Jimin'i böyle görmek içimi yakıyordu. Gözyaşlarıyla onu kucağıma alıp odadan çıktım.

Nabzını kontrol ettikten sonra kapıdan çıkacaktım ki önüme yaşlı bir adam çıktı. Bu...

Jimin'in babasıydı.

"O piçi ne hakla kurtarmaya çalışıyorsun? Şöyle bakıyorum da iyi benzetmişim. Bunun bin katını hak ediyor"

Kucağımda Jimin olmasa var ya..
Şu an benim için tek önemli şey oyken bu şerefsizle uğraşamazdım. Bir an önce hastaneye gidip daha sonra önümdekini yaşadığına pişman edecektim.

Adam sırıta sırıta bana ve Jimin'in baygın bedenine bakarken bir anda karnına tekme atıp yere düşmesini sağladım.

Daha sonra evden çıktım. Polisler gelmeden hastaneye varmalıydım.

...

Jimin

Sırtımdaki ağrı inleyerek gözlerimi açmamı sağlamıştı. Her yerim çok ağrıyordu. Üstümde acayip bir ağırlık vardı. Yerimde doğrulmaya çalışırken vücuduma çok şiddetli bir ağrı saplandı.

"Jimin, iyi misin?"

Yeni fark etmiştim burada olduğunu. Elimi tutmuş merakla bana bakıyordu.

"Her yerim acıyor."

"Doktoru çağırmamı ister misin?"

"Hayır-"

Sözümü bitirmeden odadan çıktığında kafamı yastığa geri koydum.

"Jimin? Nasıl hissediyorsun?"

"Kötü"

"Ağrın var mı?"

"Evet"

Kafamı eğerek vücudumu incelerken heryerim mosmordu. Göğüs bölgeme sayamayacağım kadar vurmuştu. Sırtımı tahmin bile edemiyordum.

Doktor muayeneyi yaptıktan sonra kapıya ilerledi.

"Burada 1-2 gün kalman senin için iyi olacaktır. Geçmiş olsun"

Odadan çıktığında kafamı çevirip Jungkook'a baktım. Tek gözüm çok şişmişti ve sadece diğerinden görebiliyordum. O ağlıyordu.

"Jungkook ağlama."

Elimi hala tutarken üstüne uzunca öptü. Daha sonra uzanıp alnımı öptü. Yaşlı gözleriyle beni incelemeye devam ederken kaşları çatıldı.

"Bunu yapanı yaşadığına pişman edeceğim."

Kalkıp hızla kapıya ilerledi.

"Jungkook!"

Seslenmemi duymazdan gelip kapıyı çarpıp çıktı.

Bundan sonra sadece başını belaya sokmamasını diliyordum.

..

Uzun zaman sonra yeni bölüm:)
Ara ara girebildiğim kadarıyla yazmaya çalıştım. Umarım beğenmişsinizdir.💕💕

destiny*'˘'*♡ jikookWhere stories live. Discover now