╰☆☆ 𝑩𝒐̈𝒍𝒖̈𝒎 𝒐𝒏 𝒃𝒆ş ☆☆╮

1.6K 175 215
                                    

İyi okumalar güzellerim🥰Atacağınız her bir yorum ve vote için şimdiden minicik parmak uçlarınızdan öpüyorum😘

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

İyi okumalar güzellerim🥰
Atacağınız her bir yorum ve vote için şimdiden minicik parmak uçlarınızdan öpüyorum😘






"Uyan güzelim,çok vaktimiz yok."

Sabahın erken sularında, zar zor uyuduğum bir kaç saatlik uykumdan, bir asker tarafından sarsılarak uyandırılmıştım. Anın şokuyla ne olduğuna anlam veremesem de, Hoseok'a cevap arayan gözlerle bakıyordum. Dün akşamdan yüzüm yoktu konuşmaya. Belli ki o da bu durumdan muzdaripti ki yüzüme dahi bakamıyor, gözlerini kaçırıyordu.

Maskeli olan askerin seri hareketlerine ayak uydurmaya çalışırken, ayılmaya çalışıyordum.

"Ne oluyor?"

Kolumu kurtarmaya çalışırken, önümde ki bedenin tutuşu daha çok sertleşiyordu. Her hareketimizde burnuma dolan kokusu ne kadar hatırlamak istemediğim kişiyi aklıma soksada, olamayacağını bildiğimden kendimi boş hayallere sürüklemiyordum.

Hareketleri çok aceleciydi. Maskesinden gözüken gözleri, bir o kadar kokusu kadar tanıdıktı. Hayır diyordum kendime, hayır o olamaz. Gözlerine hapsolan harelerimle, kurtulmaya çalışma çabamı boşverip,debelenmeyi bırakmıştım. Bakışları iyice yumuşarken, gözleri kısıldı hafifçe. Gülüyor muydu?

"Küçüğüm?"

Boş bakışlarımı çekmeden sesin sahibine bakıyordum. Deliriyordum.İmkansızdı. Onun burada, tam da karşımda olması benim hayal ürünümden başka bir şey değildi.

Konuşmak istedim. Fakat ağzımdan tek bir kelam çıkmadı. Çıkamadı. Açılıp geri kapandı sadece. Dokunamadım da güzel sevgilime. Buradaydı, belki bir adımlık bile bir mesafe yoktu aramızda fakat ne o geliyordu ne de ben kollarına atlayabiliyordum.

Siyah maskesini yüzünden çıkardığında, dağılmış ve daha fazla uzamış saçları karşıladı beni. Benim ay çocuğum bir kaç günde tükenmişti. Yüzünden, en çokta dudaklarına kondurduğu o buruk tebessümden anlaşılıyordu. Belki de benden daha çok yorgundu şu an.

"J-jungkook, sen misin?"

Titreyen ellerimle, kendimce gerçek olduğuna inanmak için vücuduna dokunmaya çalışıyordum. İnanasım gelmiyordu. Ona,hiç bir engel olmadan dokunup, sarılmak hiç gerçekçi gelmiyordu artık.

"Benim güzelim. Bak."

Ellerini, titreyen ellerimle buluşturduğunda, yavaşça yüzüne götürüp yanağına yaslamıştı. Gerçekliğini kabul etmek için okşuyordum, kusursuz yara izini. Gerçekten gelmişti benim ay çocuğum. Canlı kanlı karşımda, iki adım ötemdeydi sadece.

WABI-SABI |JIKOOK|Where stories live. Discover now