-2.5-F-

3.3K 192 187
                                    

"MongSang?! Aman Tanrım?!"

"Ama baba!"

İçeri girer girmez sevgilisiyle öpüşen Papatyam'ı gördüğümde hemen arkamı döndüm.

"Pardon Papatyam, aşağıdan çok seslendim ama bir türlü ses vermedin. Kendinden geçmişsin orasını anladım. Duymaman normalmiş."

Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Tekrar arkamı dönüp onlara baktığımda sevgilisinin de utandığını gördüm.

"Bir de MongSang'dan büyük olacaksın minik kızım."

"Sadece iki ay ama Taehyung baba!"

HaNeul. Benim minik kızım büyümüştü ve şimdi on yedi yaşındaydılar. Konuşmayı öğrendiğinden beri bana baba diyordu.

Eh, ben de kırk üç yaşında bir baba olarak bir şey demiyordum baba demesine. Amca demesinden iyidir sonuçta.

" Kardeşini de getir Sang. Bahçede MinHyuk'a tamamiyle düşmüş durumda."

MongSang sekiz yaşına girdiğinde, altı yaşında bir kız çocuğu evlat edinmiştik. On beş yaşında olan güzeller güzeli kızım Mi Cha, MinHyuk'un hayranıydı. Benim minik şövalyem ise yirmi üç yaşında, koskocaman bir adam olmuştu.

Aşağı inip mutfağa girdim.

Ordaydı işte, yılların aşkımdan bir zerrecik dahi götüremediği biricik aşkım. Her ne kadar ellisine merdiven dayasa bile hala genç ve yakışıklı görünen, kokusuna öldüğüm Bay Frezya. Benim narçiçeği saçlı sevgilim.

Arkası bana dönük yemek yapıyordu. Saçlarının aralarına aklar düşmüştü aynı benimkiler gibi. Gidip sarıldım beline. Başımı gömdüm iki kürek kemiğinin arasına. Parmak uçlarımda yükselip ensesine bastırdım dudaklarımı. Bir kıkırtı yükseldi tapındığım dudaklarının arasından.

"Neler yaptın bakalım?"

"HeNeul ve Papatyam'ı işi pişirirken bastım."

"Taehyung..."

Güçlü bir kahkaha attığında ben de kıkırdadım ve yanına geçtim.

"Yardım edebileceğim bir şey var mı aşkım?"

"Salatayı yapabilirsin caniçim."

Önüme bıraktığı malzemeleri güzelce yıkayıp doğramaya başladım. O sırada arkamdan bana sarılan bembeyaz kollarla elimdeki bıçağı bırakıp dünya güzeli kızıma döndüm.

"Lavantam, MinHyuk nerde?"

On beş yaşındaki bebeğim dudaklarını büzüp kollarını boynuma sardı.

"So Bong Teyze çağırmış babacığım. Gitti o yüzden. Ama geri gelecekmiş, söz verdi bana."

Normalde benden bile olgun olan lavanta kokulum, konu MinHyuk olunca iki yaşındaki bir bebek oluyordu.

"Gidip Mi Ok ve Chaeyoung ile konuşsana babacım, hem SungJae de geliyor, SeokJin amcan yolda."

SungJae, biz MongSang'ı evlat edindikten bir buçuk yıl sonra evlat edinilmişti. MongSang'la kesinlikle anlaşamazken, Mi Cha ile araları harikaydı.

Hoseok ve YugYeom'un on beş yaşındaki kızları Chaeyoung'da tabii ki de SungJae'ye hastaydı. Mi Ok Yoongi babasının aşkından öldüğü için on dört yaşında evde kalmıştı.

Tabii ki Jungkook ile ortak yiğenimiz olan Bohyun on iki yaşında, peltek, tombul bir çocuktu. Oturup saatlerce güzelliğini izleyebileceğiz kadar harikaydı.

Lullaby×Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin