kesikler ve delikler

635 65 160
                                    

Yatarken soğuk olan yorganım tenimden de sıcak olmuştu. Ağır hareketlerle yataktan çıktım. Nefes almaya dahi takatim yoktu. Kalkıp bir şeyler yemek için kendimi zorladım. Cam açık uyuduğum için büyük ihtimalle şifayı kapmıştım.

Kendi aptal kafama söylenirken bir yandan da Yeontan'ın mamasını tazeliyordum. Kahve makinesi kahveyi pişirirken ben de bir yandan sandaviç hazırlıyordum. En sevdiğim serinin yeni bölümü yayınlanmıştı. Sherlock Holmes'un jenariği mutfağı doldururken telefonu elime aldım.

Siz: Orada mısın?

Lisa: Evet, buradayım.

Siz: Eve gittiğini sanmıyorum, neredesin?

Lisa:  Eve gitmedim evet.

Lisa: parktayım.

Kafamı kaldırıp aralıklı olan pencereden dışarıya baktım. Güneş batmıştı ve hava soğuktu. Saat 23.47'di.

Siz: Hey Lisa biliyor musun fena hasta oldum, tek başıma da altından kalkabileceğimi sanmıyorum.

Siz: Ve maalesef ki hasta olduğum zaman en az bir hafta yatmam gerekiyor.

Siz: Bana gelsene.

Siz: Ben tek yaşıyorum, bu hafta benimle kal, tabii o kadar güveniyor musun
bilmiyorum ama.

Siz: En azından yeni bir yer bulana kadar.

Lisa: madem hastasın bu hafta seninle ilgilenebilirim, ama bir haftadan fazla asla kalmam.

Lisa: Sana yük olmak istemem.

Siz: Evlenince ne yapacaksın???

Siz: sjsşabanzşsznşssn

Lisa: xmsisnsşdnsşzbslsns şakacı çocuk seni.

Lisa: Konum at.

Konumu attıktan sonra izlemediğim diziyi durdurup tabağımı ve bardağımı kaldırdım. Bitki çayı demlemek için su kaynatıp mutfaktan çıktım. Ortalığı toplamaya başladım. Tek kişi yaşıyor olmama rağmen ev sanki bir grup kavga etmiş gibi savaş alanına dönmüştü. Elimdekileri de yerleştirdikten sonra odanın havalanması için açtığım pencerenin kenarına oturduğumda derin bir nefes aldım.

Sonuçta hava içimde tuttuğum kadar benimdi.

Yoldan geçen ve geçim telaşıyla Matrixe yenilmiş kalabalığı seyre daldım. Çalan kapıyla daldığım düşüncelerden sıyrıldım, yerimden kalktım ve kapıya doğru ilerledim. Ayağımla Yeontan'ı ittirip kapıyı açtım.

"Hoşgeldin!!!" samimi olmasını umduğum bir sesle seslenmiştim. Ellerindeki poşetleri alarak kapıyı kapattım. Yeni soluklanmış olacak ki ceketini çıkarıp astı.

"Hoşbuldum!!!"

"Teklifimi reddetmediğin için teşekkür ederim."

Yanağıma dokundu.

"Bakalım ateşin ne alemde."

Kabul, bunu beklemiyordum. Konuyu değiştirmek istediği belliydi.

"Ateşin var. Evindeki en rahat koltuğa geçip uzan ve üstünü ört."

Biraz etrafı inceledikten sonra sessizliğimiz çaydanlığın suyun kaynadığına dair anonsu ile bölündü.

"Biraz ani oldu kusura bakma. Eğer evime gidebilseydim sana hasta çorbası yapacaktım ama ben de malzemelerimi alıp geldim" deyip kahkaha attı.

Ghost DarlingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin