30. BÖLÜM:"KARŞILAŞMA"

24.9K 1.2K 2.1K
                                    





30. BÖLÜM:KARŞILAŞMA

🥀

Gözlerimi yeni bir güne açtığımda,bir öncekiyle aynı olan günün diğerlerinden tek farkı bugünü farklı bir zihinle karşılıyor olmamdı.

Dün gördüğüm adam o kadar tanıdıktı ki,tüm gece onu düşünmekten uyuyamamıştım.Kendi kendime kuruntu yaptığımı düşünen yanım,onu düşünmemem için çabalasa da bir diğer yanım göğsümü o benzer hisle sıkıştırıp durmuştu.

O adam Devrim'e benziyordu.

Duruşu,kendinden emin adımları ve siyah,arsızca dağılan saçları Devrim'inkilerin kopyası gibiydi.Sağ kulağındaki küpe de sanki onun imzasıymışçasına,bana hemen onu hatırlatmıştı.

Yatakta doğrularak,sırtımı yatak başlığına verdim ve hafifçe esnedim.Saatin kaç olduğu hakkında bir fikrim yoktu,bu yüzden cep telefonunu alarak küçük tuşuna bastım ve aydınlanan ekranda yazan rakamları okudum.

Saat,neredeyse öğleni gösteriyordu.Hızlı bir şekilde yataktan kalktım ve telefonun ekranına tekrar baktım,bir mesaj vardı.

Gönderen:Çelik Kılıçaslan

Kahvaltıya bekliyoruz.

Mesaja bakıp telefonu yatağın üzerine bıraktıktan sonra üzerimi değiştirmek için valizimin yanına ilerledim ve siyah bir kotla,kısa ,straplez bir tişörtü elime alıp odadaki banyoya ilerledim.Hızlıca üzerimdeki pijamalardan kurtulup ,aldıklarımı giyindikten sonra dişlerimi fırçalayıp yüzümü yıkadım ve gül kurusu bir ruju kalın dudaklarıma yedirip banyodan çıktım.Saçlarımı elimle düzeltip,şekle soktuktan sonra odadan çıktım ve hızlı bir şekilde restorana indim.

Etrafıma göz gezdirdiğim esnada tanıdık simaları görmemle,adımlarımın yönünü belirlemiştim ve hızlı bir şekilde yanlarına ulaşmıştım.

"Günaydın,"dedim herkese göz ucuyla bakarak."Beni beklemeden yeseydiniz siz."

"Bence de,"Eylül yine benimle uğraşmaya başlamıştı.Bunu bakışlarındaki haylaz parıltılardan anlamak mümkündü."Abin beklemek istedi zaten."

"O zaman iyi olmuş,"sinsice sırıttım."Hem sen de biraz zayıflarsın,çok yemek sana yaramıyor."

"Ne yaptın ben hissettim,"dedi Tuna gülerek."Abla,sen bu lafın altında kalmazsın bence.Hadi akıt zehrini."

Çelik,Tuna'ya düz düz baktı."Ortalığı karıştırma ufaklık,"dedikten sonra Eylül'e esrarengiz bir bakış yolladı."Ayrıca ablanın vücudu gayet diri,tam benim kalemim."

"Sensin be ufaklık,ayrıca gözümün önünde ablama ağzının suyunu akıtarak bakmasana." bunu dedikten sorna Çelik'i baştan aşağı inceledi."Tamam çok da ufak sayılmazsın..dur ya sen hiç ufak değilsin.Neyle beslediler abi seni?"

Çelik ona göz kırptı.Ben de boş sandalyelerden birini çekerek masaya oturdum ve ortada bulunan kahvaltılıklardan önümde duran boş tabağa yerleştirmeye başladım.

İçimde dün geceden beri tuhaf bir his vardı ve o his hala geçmiş değildi.Belki bir şeyler yersem geçerdi.

"Kahvaltıdan sonra gezmeye çıkalım mı?"dedi Tuna sessizliği bozarak , hevesli bir şekilde."Lütfen."

"Ablacım,daha yeni geldik dün bir bugün iki.Neden acele ediyorsun ki?"Eylül Tuna'ya uyarıcı bakışlar atıyordu.

"Ya olsun,biz bugün de çıkalım."Tuna inat ettiği zaman,onu kimse susturamıyordu.Buna birkaç defa şahit olan kulaklarım,dahasına şahit olmayı asla istemiyordu."Bak az önce lütfen dedim.Deli gibi ısrar edip seni hayattan bezdirme aşamasına geçmeyelim,kimse üzülmesin."

EFSUNKÂRWhere stories live. Discover now