. Selâmun aleyküm 💐
GÜÇLÜ MÜMİN NASILDIR
Allah müminleri yeryüzüne hakkı haykırmaları için göndermiştir. Ancak gerçek ve güçlü mümin
hak ile batıl arasındaki farkı bulup bunu savunan kişilerdirler. Hakkı bilmesine rağmen söylemeyen
bir kişi ile onca cefaya rağmen doğru olanı haykıran bir mümin asla bir olamaz. Allah’ın adaletinin
tecellisine sonsuz inan insanların bilen kişi ile bilmeyen kişinin bir olmadığı ve bu konuda ayrıldığı
bir zamanda Allah’ın dinini savun ile savunmayan kişiler de birbirinden ayrılacaktırlar. Özellikle
zamanların en zoru olan Ahir zamanda güçlü müminler bataklıkta açan çiçekler gibi durmaktadırlar.
Mümin demek Allah’a inanıyorum demekten ibaret değildir! İnsanlar iman ettik demekle başı boş
bırakılmayacaktır. Sadakatlerinin ölçüleceği birtakım imtihanlara tabi tutulacaktırlar. Böylelikle
gecenin gündüzden ayrıldığı gibi güçlü mümin ve zayıf mümin ortaya çıkacaktır.
Müminlerin sayıları az olsa da Kuran’ın ışığıyla yollarında ilerleyen insanlardırlar. Onlar her
zorlukta doğrunun peşinden giden ve savunan kişilerdirler. Savunduğu dava uğruna çeşitli tavırlara
maruz kalan ve bununla mücadele eden mümin Allah katında zafere ulaşan bir kişidir, mümin her
ne kadar bazı yerlerde ve bazı insanların gözünde kaybetti olarak bakılsa da asıl kazanan kişinin ta
kendisidir.
“Siz de onlara (yani düşmanlarınıza) karşı gücünüzün yettiği her kuvvetten ve cihad için
beslenen atlardan hazırlık yapın. Onlarla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve
bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutmuş
olursunuz. Allah yolunda her ne harcarsanız karşılığı size tam olarak ödenecektir. Size
hiçbir zaman zulmedilmez.” (Enfâl Sûresi, 60)
Bu ayetin muhattabı olan gerçek müminlere bazı sorumluluklar verildiği açıkça
görülmektedir, bunun muhattabı olan müminler ellerinden geldiğince ve dilleri döndüğünce
bu davayı savunmaları gerekmektedir.
Allah Resülü –sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimizin şu sözleri, hem güçlü mümin olmanın
ehemmiyetini ve hem de bunun yolunu göstermesi bakımından bir hayat kılavuzu gibidir:
“Kuvvetli mümin, (Allah katında) zayıf müminden hem daha hayırlı ve hem de Allah
tarafından daha çok sevilen bir kimsedir. (Bununla beraber) her ikisinde de hayır vardır.
Sen, sana faydası dokunacak olan şeyi elde etmeye var gücünle çalış, bu uğurda hırslı ol.
Allah’tan yardım dile ve asla acizlik gösterme. Başına bir şey gelirse de, “şöyle yapsaydım,
böyle olurdu” diye hayıflanıp durma. “Allah’ın takdiri bu, O, ne dilerse yapar” de. Zira “eğer
şöyle yapsaydım” sözü, şeytanı memnun edecek işlerin kapısını açar.” (Müslim, Kader 34).
Mümin asli gücünü imanından alır ve onu bu doğrultuda besler ve büyütür.
İlim müminin eline geçebilecek büyük bir güçtür, bu gücü aldığında onu faydalı yerlerde
kullanmak müminin karakterinde var olan bir şeydir. Salih bir müminin elinde bulunduğu
mal ve mülk de aynı şekilde müminin gücüne güç katar. Müminin gözü ve kalbi makam ve
mevkiyi çok istememelidir ama eğer edineceği makam insanlara hayırlı ise ve bu mevkiyi
hak ile yürütürse güçlü mümin olma sıfatına ulaşır.
Mümin bulunduğu mekanın ve zamanın gafletine dalmayıp ne için yaratıldığını ve içinde
bulunduğu şu zamanın ve mekanın baki olmadığını asıl olanın bilincinde olup sürekli bunu
kendisine hatırlatmakta fayda vardır.
Mümin hak olanı çokça çokça zikredendir ve onu insanlara da hatırlatandır.
Gerçek mümin şu ahir zaman için çok şey ifade eder aslında.
Onlar sayıları az olan ama buna rağmen ordularla bile gelinse yenemeyecekleri
kişilerdirler.
Onların zulmün ve adaletsizliğin karşılarında dimdik duran ve bu cesareti parayla mal ve
mülk ile değil, imanlarından alan kişilerdir.
Gerçek olanın aslında bu dünya olmadığının bilincinde ve bu bilinçle adım atan ve attığı her
adımları zulüm yayan toprakları titreten kişilerdirler.
Müminlerin birlik ve beraberlikle daha fazla güçlü olduklarının bilincinde olmaları ve bu
doğrultuda hareket etmeleri gerekmektedir. Böylelikle amaçlarına daha güçlü bir şekilde
ulaşabileceklerini bilmelidirler. Zulüm ve adaletsizlik kokan her beldenin güçlü müminlerin
sadece ayak seslerinden bile korktuklarını bilip bu beldeleri birlik ve beraberlikle
düzeltmeleri duasıyla.
MERAL ELÇİ
