열아홉 (Final 1)

886 69 130
                                    

Bu Bölüm Yazar Anlatımından Olacaktır. İyi Okumalar...

⚠️Önemli Not: Bu kitabın ikinci bir finali daha vardır ve o mutlu sonla bitmektedir. Bu bölüm angsttır. İsteyen bunu isteyen ikinci finali (bir sonraki bölüm) okuyabilir... Hiç bu bölümü okumadan diğer bölüme geçebilirsiniz. ⚠️

________________________________

"(Haber Spikeri) Sayın seyirciler şu an büyük kazanın olduğu yerdeyiz. Gece saatlerinde yaşanan olayda iki araç burun buruna çarpıştı. Bir arabada 2, diğer arabada ise 1 kişi olduğu bilinmekte. Kendileri şu anda hastanedeler. Biri yoğun bakımdayken diğer ikisinin komada olduğunu öğrendik."

O komada olan iki kişi Wooyoung ve San'dı. Yoğun bakımda olan kişinin durumu ağır bu 24 saat onun için çok kritikti.

Hastanede onları şok içinde bekleyen 7 kişi vardı. Kardeşleri ve yeğenleri Hanuel. Hepsinin ağlamaktan gözleri kızarmıştı. Seonghwa kendini kızı daha fazla etkilenmesin diye tutmaya çalışıyordu. Hanuel yanlarında gece gece kimseye bırakamamışlardı.

Kaza anında cam açık olacak ki San'ın telefonunu polis yerde bulmuştu. Telefon kırılmış ve yarısı siyah olsa da polis en son aranan kişiyi bulup aramayı başarmıştı. San düğünde Wooyoung'u sormak için Seonghwa'yı aramıştı.

Doktor onlara beklemelerine gerek olmadığını bir şey olursa haber verileceğini söyledi. Beklemek isteseler de bir süre sonra herkes evlerine dağıldı.

(3 Ay Sonra)

[Eğik yazı ile yazdığım (bu şekilde) komadaki rüyaları, normal yazı ile yazdığım ise (bu şekilde) gerçek hayattaki olanlardır. İyi okumalar...]

Wooyoung hiç olmadığı kadar mutluydu burada. San ile birlikte yapayanlız olsa da sevdiği adam yanındaydı. Bu ona yeterdi.

San ise arada diğerlerini özlüyor onların yanına dönmek istiyordu. Fakat burada Wooyoung ile durmak ona çok iyi geliyordu.

Bir ağacın altında oturuyorlardı yine. Her gün, her zaman bunu yapıyorlardı zaten. Burada başka yapılabilecek bir şey yoktu.

Wooyoung buraya geldiğinden beri suladığı ağacın yanına gidip tekrar su verdi. San ise onu izliyordu.

"(Wooyoung) Ne zaman meyve verecek bu ağaç? Ne kadar zamandır suluyorum ne meyve var ne bir şey."

"(San) Bilmem. Belki mevsimi değildir. Elbet verir."

Wooyoung, San'ın bu sözlerinden sonra ona gülümsedi, elini tuttu ve yürümeye başladılar.

İkisi de en çok Hanuel'i özlemişlerdi. Ona bakmayı, onunla zaman geçirmeyi o kadar seviyorlardı ki... Bu, bazı zamanlar en mutlu oldukları, bazı zamanlarda da hapishaneye dönüşen yerden çıkar çıkmaz Hanuel'e sıkıca sarılacaklar ve Yeosangları yemeğe yollayıp Hanuel'e onlar bakacaktı.

Bir uçurumun önüne geldiklerinde Wooyoung San'ın elini bıraktı. Aşağıda mükemmel bir akarsu vardı. Oraya gitmek, akarsuyu yakından görmek istiyordu.

𝚂𝚎𝚌𝚛𝚎𝚝 𝙻𝚘𝚟𝚎 // 𝚆𝚘𝚘𝚂𝚊𝚗 ⟨✓⟩Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin