Salur evin ortasına oturdu ve soluklanarak gülmeye başladı. "Evin ihtiyaçları ha ?" Bunu duyan Kıraç'ın yüzünde ister istemez bir sırıtma bulundu. Kıraç,Yaşlı adama döndü "Çok sağ olun efendim. Siz ve o küçük şey olmasaydınız.Hakikaten,nerede o?" "O,bana küstü." dedi Akşin-Neden ? Diye sordu Salur meraklı gözlerle.-Yanlışlıkla onun çalgısını kırdım.-Tamir edilemez mi?-Edilemez,yenisinin yapılması lazım.-Yaparız ya. N'olcak, bir çalgı yapmak ne kadar zor olabilir ki ?-Onların çalgıları,doğduklarında verilir ve her birinin kendi çalgısı vardır. Ona yeni bir çalgı vermeden benim ile barışmayacak.-Tamam çarşıya gidip bir marangoza girelim sen tarif edersin o da yapar.Ücreti ne ise ben karşılarım.-Çarşıdaki marangozlar yapamaz. dedi Akşin suratı düşük bir şekilde.-Neden yapamaz yaşlı adam. Uzatmadan söylesene-Yapmak için...dediği anda kapı çok sert bir şekilde çalmaya başladı. Neredeyse yerinden çıkacak olan kapıyı açan Akşin in karşısında bir cüce boyunda sarı saçları beline kadar gelen mavi gözlü beyaz tenli,gözleri bir insana göre daha büyük ve daha parlar,burnu ise bir insana göre daha küçük,Kıraç ve Salur un hiç görmediği bir şey.Panik halinde olduğu her halinden belli olan cüceye benzeyen bu yaratık.Birden ağlamaya başladı. Akşin "Yine mi oldu?" dedi. Küçük şey ,başını hafifçe salladı. Akşin , Kıraç ve Salur'u kollarından tutarak kapıdan çıkardı. "Hiç önemli değil sizden para falan hiçbir şey istemiyorum hadi yolunuza." dedi. Bunları derken telaşlı olduğu surat ifadesinden açıkça anlaşılıyordu.Kapıyı çekti ve kapının üstündeki boşluğa yuvarlak iki tane bilye yerleştirerek küçük şey ile beraber koşarak dağdan yukarı doğru çıkmaya başladılar."Yardıma ihtiyacı var herhalde." dedi Salur. "Yanındaki şey de neydi öyle" "Bizim atlarda çok uzakta kaldı." dedi Kıraç.-Bence gözden kaybolmadan takip edelim Akşin'i. Her halinden belli yardıma ihtiyacı var.dedi Salur.-Yardıma ihtiyacı olsa yardım isterdi zaten-Güvenmediği birilerinden neden yardım istesin ki ?-Madem güvenmiyor bizde gidelim işte . Hadi gel.-Bu yardıma ihtiyacı olduğu gerçeğini değiştirmez çabuk ol gözden kayboluyorlar."Bize yardım etmeseydi , umurumda bile olmazdı.Hem nereden biliyorsun belki içmeye gidiyor?" diye homurdanan Kıraç,bir yandan da arkasındaki yay ve ardından ayakkabısının tabanından küçük bir dal parçası gibi bir şey çıkardı. Salur şaşkın bir şekilde "Sende yay yoktu ki nereden buldun bunu ?" dedi. "Bu yay çok eski bir yay. Dayanamadım." diye cevap veren Kıraç ayakkabısının altından çıkardığı dalın arkasını parmağı ile açtı "Bu oku her zaman kullanmam haberin olsun. Bir tanesi için bir gün harcıyorum ." dedi ve küçük şeyi yaya yerleştirerek yayı gerdi. Salur gözlerini dört açtı ve ne yaptığını anlamaya çalıştıKıraç,oku yaydan bıraktığı gibi yayıda elinden bırakarak ayağıyla tuttu ve ani bir hareketle havada eliyle bir ipi yakalamış gibi yaptı. Elini göstererek "Bak" dedi "Yeni icadım " "Ben bakacak bir şey göremiyorum.Kaçırdık adamı.O kadarda yardım etti bize."dedi Salur-Salak salak konuşma be adam.Dikkatli bak parmaklarımın arasına.Salur Kıraç'ın baş parmağı ve işaret parmağının arasına dikkatlice baktı-Hadi canım! Bu da ne ?-Örümcek ağı. Yaklaşık 1 kilometre.Topuğumdan çıkardığım küçük okun içine yerleştirmiştim. Yapalı yaklaşık bir hafta oldu. Belki bir işe yarar diye topuğuma yerleştirmiştim.-Çok iyiymiş be! Bunun ticaretini yapmalıyız.-Saçmalama. Gel takip edelim-Oku tam olarak neresine attın adamın hissetmiş olmasın.-Ok yaklaşık 8 gram ve üstündeki yükü boşaltarak gittiği için adama geldiği an 4.5 grama kadar iniyor ağırlığı . Şuan panik halinde olduğu için hissetmesi imkansız.Akşin'i takip etmeye başlayan Salur ve Kıraç bir zaman sonra bir eve vardılar.Ev,eğilmiş bir ağacın altına yapılmıştı.Öyle bir gizlenmişti ki ormandan geçen, sıradan bir insanın bunu fark etmesi çok zordu.Akşin ve küçük şey eve girdiler. Kıraç ve Salur da evin yanındaki ağaçlardan birinin arkasına saklanmış olacakları bekliyorlardı. Evden sesler yükselmeye başladı "Nerede o! Senin kaçırdığını biliyorum." Ardından Akşin'in sesi yükseldi "Bana neden önceden haber vermediniz ahmaklar! Herkes sakin olsun.Hey yapmayın"Salur dayanamadı ve eve doğru koşarak kapıya tüm gücü ile bir tekme attı. "Bırakın adamı." diye bağırdı. "Senin ne işin var burada ahmak!" diye cevapladı Akşin. İçeride küçük yaratıklardan 1 tane daha vardı. Daha önce gördükleri küçük şeye benziyordu fakat daha zayıftı. Beklenmedik bir anda kemerinden küçük bir bıçak çıkaran zayıf yaratık Salur'a doğru fırlattı. Tam o esnada bir cam kırılma sesi geldi ve içeri doğru gelen bir taş havadaki bıçak ile çarpışarak yere düştü. Kimse ne olup bittiğini anlamadan zayıf yaratık birden bayıldı ve arkasından çıkan Kıraç "Yardıma ihtiyacın var mı ihtiyar?"diye sordu "Plan D" diye bağıran Akşin'in ardından birden...devam edecek...
