8- HUYSUZ

64.8K 3.3K 2.5K
                                    

"Eren bak işe geç kalıyorum, cimcikletme etlerini. Giy şunu!"

Annemin bağırınca kaşlarımı çattım, zaten vücudumun her yeri ağrıyordu neden bana bağırıyordu ki bir de?

"Bağırma anne!" dedim aşırı huysuz bir şekilde. Ardından vücudumu ayağa kaldırıp üstümü çıkarıp pandayı giyindim. panda siyah-beyaz, sıcak tutan bir pijamamdı. Annem akşam inen ateşimi düşürmüştü, ama bu sefer de camı pencereyi açınca zatürre olacağımı düşündü. Beni kıvamında giydirmek istedi.

Annem, ben giyinirken yaka silkti. Çünkü ben hastayken çok farklı biri oluyordum. Agresif ve mızmız. Üzerimi giyinip yeniden yatağa yattım. Annem gelip beni yanağımdan öptü.

"Ev telefonunu arayacağım sürekli, aç bebeğim tamam mı?" dedi az önce kükreyen kadın. Kafamı salladım huysuzca. Biraz daha durup odadan çıkınca bende uzanmaya devam ettim. Hiç halim yoktu.

Dün nehire düşüp soğuk yiyince hassas bağışıklık sistemim ile hemen hasta olmuştum ve okula gidememiştim. Telefonum da bozuk olduğu için Ali'ye haber verememiştim. Normalde olsa korkudan ölmem gerekirken, şimdi huysuzluğum tutmuştu.

Gözlerim kendiliğinden kapanmış, uyurken bir tıkırtı gelince zorlukla da olsa uyandım. Pencere tıklanınca kaşlarımı çatıp zorlukla da olsa ayağa kalktım. Pencereyi açtığımda önümde birden Ali beliriverdi. Korkup geriye sıçrarken o da hızlı bir hamle ile içeri girdi. İçeri girdiği an beni baştan sona süzdü.

"Neden gelmedin?" diye sordu.

"Hastayım." dedim daha fazla ayakta kalamayarak ve yatağa gidip uzandım. O halen dikilmiş bana bakıyordu. Her zaman ki gibi sinirliydi.

"Niye haber vermedin?" dedi bu sefer dişlerini sıkıp. Kaşlarımı çattım.

"Nasıl haber vereyim?" dedim huysuzca. Ben ona cevap verince bana kaşlarını kaldırıp baktı. Demiştim işte farklı bir insana dönüştüğümü.

"Eren..!" dedi uyarıcı bir tonda. Yorganı üzerime çektim. Ayak sesleri yaklaştı ve yorganı kafamdan çekti. Gözlerimin içine bakarken benim huysuz bakışlarımla ona bakıyordum.  Ardından komidinin üstünde ki ilaçlara baktı. Hepsinin arkasına bakarken bana döndü.

"İçtin mi?" diye sordu ilaçları gösterip. Kafamı salladım uysal bir şekilde. Dudaklarını büküp kafasını salladı.

"Tamam, iç ilaçlarını. Gidiyorum ben şimdi." deyip ayağa kalktığında, sinirle baktım yüzüne.

"Git git, hemen git." dedim sinirle. Ona popomu dönüp yorganı üzerime çektim yeniden. Birkaç saniye sonra yorgan yeniden çekildi. Ali gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıyordu.

"Ne bu cesaret?" dedi sahte bir kızgınlıkla. Yeniden çektim yorganı.

"Git." dedim çocukça. Ali yorganı yeniden çekti.

"Bana emir verme Eren, sen dedikçe tersini yaparım." dedi sinirle bu sefer. Gözlerinin içine baktım.

"İyi o zaman, sakın yanıma yatma." dediğimde birkaç saniye afallayıp baktı ama daha sonra dudaklarını gülmemek için ısırıp kafasını yukarı kaldırdı. Ardından üzerimden geçip ayakkabısını çıkardı ve yanıma uzandı. YANIMA UZANDI!

Yatağın içine girdiğinde boğazımın kurulduğunu hissettim, nefesim hızlanmıştı. O da bunu hissedip muzip bir ifade ile baktı. Ne oluyordu?

"Öpsene beni." dedim heycanla. Dudaklarını büzüp kaşlarını çattı.

"Tamam öpmem." dediğinde kaşlarımı çattım. Öpme demem gerekiyordu. Yüzüm aslıp, dudağımı büzünce kahkaha attı.

Ali
İlk defa
Bana gülüyordu!

Ben hayranlık ile onu izlerken, beni üstüne çekti. Zorlukla üzerinde durup yüzüne bakarken, onun eli pijamamdan içeri girip popomu sıkmaya başlamıştı.

"Pandalı pijama nerden çıktı?" dedi kalçamı bir nevi severken. Cevap verememiştim çünkü şuan beynim cümle kuramıyordu.

Yaklaştı ve boynumdan öptü. Ben şuan ölmüştüm! Nefes seslerim artık odada yankılanıyordu. Gözleri aralık olan dudaklarıma kaydı.

"Ali.. öpme. Ölürüm." dediğimde hiç beklemeden dudağımı öptü. Şimdi heyecandan ölebilirdim işte. Daha öpeli iki saniye olmuştu ki zil çaldı. Aynı saniye dudaklarımdan ayrılıp bana baktı.

Elini kalçamdan çekip, beni yavaşça kenara bıraktı. Ardından kafasıyla kapıyı gösterdi. Açmamı söylüyordu ama benim beynim durmuştu. Ellerim titriyordu.

"Eren, git bak." dedi kalçama vurup. Kafamı salladım ve zorlanarak ayağa kalktım. Kapıyı kapatıp, dış kapıya doğru titreyerek gittim. Kapıyı açtığımda titremem daha da çoğaldı. Bana çatık kaşları ile bakan Çınar'ı görünce bu sefer de korkudan titriyordum.

"Nerdesin oğlum sen?" dediğinde kapıyı kapatmaya çalıştım.

"Ali... A-Ali burada." dediğimde gözleri büyümüştü ve saniyesinde kafasını sallayıp aşağı inerken korku dolu bir nefes aldım. Kapıyı kapatıp arkamı döndüğümde Kapının pervazında korkunç bir ifadeyle, elleri titreyen Ali'yi görünce o an kalbim durmuştu.

SAVAŞMA SEVİŞ Where stories live. Discover now