17- TUVALET

69.7K 2.9K 2K
                                    

Okula girdiğim anda gözlerim direkt onu aradı her zaman ki gibi. Banka oturmuş yayvan bir şekilde sigarasını içiyordu. O kadar yakışıklı ve karizmatikdi üç beş kızın da ona iç çekerek baktığını görmüştüm.

Biraz daha ilerleyince iki bank ötede Melisa'nın Ali'ye doğru baktığını gördüm. Burnu kıpkırmızı olmuştu, ve gözleri dolu doluydu. Kendimi dövmek istiyordum. Şimdi de ona üzülüyordum. Gözlerimi ondan çevirip karşısında ki banka oturdum. Gözleri beni bulduğunda dumanı ağzından çıkarıp gözlerini kısarak bana baktı. Öyle bakıyordu ki vücudumdan bir sıvı akmış gibi hissediyordum. Dün arka bölgem ile yaptığı şey aklıma gelince nefesim hızlanıp utanmıştım.

Bazen ona bakıp bütün okula 'hey millet, ben o yakışıklı çocukla öpüştüm!' demek, hatta bağırmak istiyordum. Belki ona olan aşkım deliceydi, manyakcaydı ama çok seviyordum. Çok. Telefonum titredi.

Ali:
Tuvalete gelsene.

Gelsene mi? Bu Ali için büyük bir kibarlıktı. Hatta çok büyük. Şok ile gözlerine baktım. Aynı anda birbirimize dönmüştük. Kafamı sallayınca sigaradan bir duman daha alıp kalem gibi tutup yana attı. Ayağa kalkarken ağzından halen duman çıkıyordu. Tayfası o kalkınca onunla beraber kalkınca eliyle durdurdu. Bir şeyler söyleyince arkasını döndü, dönmeden önce bana baktı bu gel demekti. Ayağa kalktım ve o önde ben arkada tuvalete doğru ilerledik.

Tuvalete girdiğimde o elini rahat bir şekilde yıkıyordu. Damarlı esmer ellerinde su kayıp giderken gözlerimi ona çevirdim. Tuvalette ki insanlar yavaş yavaş çıkarken zil çaldı. Son kalan çocuk Ali'nin sinirli gözleriyle karşılaşınca bir bana bir de ona bakıp hızla çıktı. Ali bana bakmadan sallana sallana erkeksi bir şekilde tuvaletin en köşesine yürüyüp kabine girdi, bende hemen arkasından girdim. Kapıyı kapatınca göz göze geldik.

Kolumdan tutup çekti ve dudağıma yapıştı. Sadece birkaç saniye öpüp ardından boynuma yöneldi. Oraya da bir öpücük kondurdu ve bana baktı.

"Sürekli çikolata falan mı yiyorsun?" dediğinde ilk başta anlamayıp daha sonra kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Hayır..." dedim.

"Öpünce çikolata kokusu geliyor." dedi, sanırım bu iltifattı. Öyle miydi?

"Çikolata sever misin?" diye sordum kısık bir ses tonuyla. Dudaklarını yaladı ve kafasını salladı. Gözlerim parlayan dudaklara kapıldı. Bu sefer uzanıp ben öptüm o dudakları. Benim hamlem ile hırlayıp dişlerini hafifçe dudaklarıma geçirip dilimi dudaklarının arasına alıp emdi. Şuan ikimizin de erkekliği de birbirimizi gösteriyordu.

"Seni çok seviyorum." diye mırıldandım.

"Biliyorum." dedi ve popomu avuçladı. Öyle sıkıyordu ki boyum ondan kısa olduğu için beni ayak ucumda yükselecek kadar çok baskı uyguluyordu.

"Ali..." diye inledim. Daha fena sıktı.

"Sen inleyince bile boşalasım geliyor. O ne güzel inlemektir öyle." dedi dudaklarıma bakıp. Küçük incecik bir şekilde daha inledim.

"Eren, keşke seni bir kafese kapatsam. Kimse görmese seni." dedi, ona doğru uzandım. Dilini ağzıma sokup yumuşak bir şekilde dilimi okşadı. Ali'nin dilini ağzımda hissetmek daha bir güzeldi. Biraz daha öpüşüp ayrıldık.

"Hadi yürü derse." dedi elini popomdan çekip. Elini cebine atıp bir sigara çıkardı. Çok dağılmıştım! Gözlerinin içine baktım, o bana aldırmadan sigarasını ateşleyip bir duman çekti.

Derin nefes alıp tuvaletten dışarı çıktım. Gidip yüzüme bir su çarpıp ardından derse girdim. Sanırım ilk defa tuvaletten Ali'nin döllerini almadan çıkmıştım ve bu beni mutlu ediyordu.

Sınıftan içeri girince önde oturan bir çocuk kalkık olan aletime gözlerini büyültüp bakınca utanarak çantamı önüme doğru koydum. Çocuk ile göz göze gelince bakışlarını çevirdi. Titrek bir nefes alıp yerime oturdum.

Okulun bitimine kadar sadece sıramda oturdum. Aliyle mesajlaştım arada. Bugün iki tane on ikinci sınıfın maçı varmış diye beni aşağı indirmemişti. Kendisinin de maçı yarındı. Sadece okulda futbol etkinliğine katılmıştı. Sanırım herkes yarın ki şovu bekliyordu, daha çok kızlar.

Zil çalınca çantamı alıp direkt dışarı çıktım. Okulun bahçesine girince Ali tayfası ile durmuş bir şeyler söylüyordu. Beni görünce etrafımda bana değen biri var mı diye kontrol etti. Daha sonra sert bir şekilde bana bakınca bende hızla okuldan çıktım.

Eve doğru giderken telefonum çaldı Ali arıyordu.

"Ali?" dedim ne oldu anlamında.

"Eve geçinceye kadar telefonunu açık tut." gözlerim sonuna kadar açıldı, Ali gün geçtikçe daha da kıskanç oluyordu.

Tayfası ile küfürlü sohbet ederken arkadan bir müzik sesi geliyordu. Muhtemelen yine bir mekana gitmişlerdi. Cidden işleri yoktu bunların. Mahalleye girince yokuşu yürüyüp eve doğru ilerledim. Kapısını açıp içeri girdim, halen telefonu kapatmamıştı. İçeri girince ekrana baktım. Otuz iki dakika olmuştu. Halen onların sesleri geliyordu. Şimdi de yarın ki maç hakkında konuşuyorlardı.

"Ali.." dediğimde anında "hm" demişti. Harbiden bir kulağı da bendeydi.

"Geldim ben eve." dedim.

"Tamam." dedi. Ama halen kapatmamıştı. Birkaç saniye sonra telefon kapanınca ekrana baktım. Ardından oflayıp direkt salona geçtim. Biraz televizyon izledim.

Televizyon izlerken, koltuğun başında uykuya yavaş yavaş daldığımı hissettim. Yine de uykum bölünmesin diye yatağıma gitmedim.

SAVAŞMA SEVİŞ Where stories live. Discover now