•2

1.5K 178 144
                                    

Aynı okulda olduğumuzu öğrenmemin ve kısa süreli bakışmamızın üzerinden iki gün geçmişti. Dün onu okulda çıktığım birkaç teneffüste görememiştim. Şimdiyse onu ilk gördüğüm basketbol sahasına gidiyordum.

Parka giriş yaparken sahada bir göz gezdirdim. Kimsenin olmaması yüzümü düşürse de fazla bozuntuya vermeden aynı yere geçip oturdum. Şuan burada olmaması bugün gelmeyeceği anlamına gelmiyordu sonuçta öyle değil mi?

Neden onu görmek istiyordum bilmiyordum. Tek bildiğim üzerimde çok büyük bir etki yarattığıydı.
Siyah uzun saçları, dolgun dudakları, koyu kahve gözleri ve mükemmelliğini kat be kat arttıran sol gözünün altındaki minik beniyle birleşmiş yüzü özenle yaratılmış, herkesi büyüleyebilecek bir görüntü ortaya çıkartmıştı.

Düşüncelere dalmışken sahada seken topun sesiyle o tarafa döndüm, gelmişti. Yüzümde oluşan gülümsemeyi engelleyemezken üzerindeki ceketi çıkarttı ve çantasının üzerine gelişi güzel atarken sahanın bir köşesine doğru sekerek giden topu aldı.

Birkaç ısınma hareketinden sonra antrenmana atış atmayla başladı. Ardından sanki karşısında birisiyle çekişmeli bir maç yapıyormuş gibi oradan oraya koşturup farklı taktiklerle çalışmasını devam ettirdi.

Öylece onu kaç saat izledim bilmiyordum ama ağzımdan kaçan yüksek sesli esnemeye engel olamazken sessiz ortamda sesimi duymuş ve olduğum yere doğru bakmasına neden olmuştum. Nefesimi tutup beni farketmemesi için tanrıya ricalarda bulunurken omuz silkmiş ve kaldığı yerden antrenmanına devam etmişti.

Tuttuğum nefesimi şiddetli bir şekilde verirken birkaç dakika öylece yere bakıp olayın şokunu atlatmaya çalıştım. Belki çok büyük bir şey değildi ama beni farkedeceği düşüncesi nedensizce korkutmuştu.

Beni görmesinden çekiniyor falan değildim. Fiziğime ve görünüşüme güveniyordum ki iki gün önce okulda arkadaşlarıyla maç yaparken beni görmüş, göz göze gelmiştik. Sadece onu izlemek hoşuma gidiyordu ve karşısına çıkıp konuşmaya niyetim yoktu.

Tekrar bir esneme gelirken uykuma yenik düşeceğimi anlayıp sessiz olmaya özen gösterirken ayağa kalkıp parkın çıkışına doğru ilerledim.

>>>>>>>

"Chan..."

"Chaaan..."

"CHAN!"

"NE VAR NE?!"

"Nasılsın?"

Pekâla şuan Chan bana her an üzerime atlayacakmış gibi bakıyordu ve ben gülmemek için kendimi çok zorluyordum. Öğle arasına girmiştik ve yaklaşık on dakikadır ayı uykusuna yatmış gibi uyuyan arkadaşımı uyandırmaya çalışıyordum.

"Hadi kalk alt kata inelim."

"Onu görmek için sınıfını öğrenmek istediğini bahane etmene gerek yok gerizekâlı. Haftaya beden dersinde hiç zorlanmadan öğrenebilirsin zaten." Dedi bıkkın bir sesle.

"Onu görmek istediğimi de nereden çıkardın?"

"Durduk yerde alt kata inmek istemenden olabilir mi?" Dedi, tek kaşını kaldırıp bilmiş bir ifadeyle yüzüme bakarken.

"Hayır, alakası yok. Sabahtan beri tek yaptığın şey uyumak ve ben sıkıntıdan patlamak üzereyim."

"Sen tenüffüse doğru düzgün çıkmazsın bile Changbin. Çıksan bile beni kalkmam için zorlamazsın. Üstelik neden özellikle alt kata inmek istiyorsun ki?"

"En iyisi sen uyumana devam et."

Kafasını tekrar sırayla buluşturduktan sonra sırtını patpatlamış ve sınıfın çıkışına doğru ilerlemiştim. Onunla baş edemezdim. Beni nasıl sıkıştıracağını çok iyi biliyordu.

My Eyes On Your Lips | ChangjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin