2

5K 443 115
                                    




Vote ve Yorumları ateşledik mi güzeller? ☀️

Güzel kokuların tâ dışarılara çıktığı eve girdi Jungkook. Günün yorgunluğunun üzerine böyle güzel kokularla karşılaşmak onu çok mutlu etmiş hatta bütün yorgunluğunu neredeyse sıfıra indirmişti. Özellikle bugün gittiği olay yerinde burnuna dolan o iğrenç ceset kokusunun yerine bu koku kendini cennette hissettirmişti.

Jungkook girdiği evde anahtarını komodinin üzerine bırakıp ayakkabılarını çıkardı. Jimin'i hala görememesiyle adımlarını mutfağa yöneltmişti ki, gördüğü manzara gülümsemesine hatta hayran olmasına yetecek cinsteydi. Jimin kulağında kulaklıkla hem ingilizce konuşuyor hem de önündeki mandu hamurlarınını şekillendiriyordu. Büyük bir ihtimal son iki haftadır çevirdiği yazar ile konuşuyor diye düşündü genç savcı.
Jungkook arkası dönük çocuğu rahatsız etmemek için mutfaktan sessizce çıkıp yatak odalarına gitti.

Jimin konuşmasını bitirdi ve derin bir oh çekerek kulaklıklarını kulağından çıkarıp arkasındaki yemek masasına koydu. Yaklaşık iki haftadır amerikan bir yazarın kitabını koreceye çeviriyordu. Tabi bu işler öyle kolay da değildi. Ayrıca yazarın ricası üzerine de arada bir durum değerlendirmesi için konferans yapıyorlardı. Tercüman kafasını duvardaki saate çevirdiğinde acaba bugün kocasının kaçta geleceğini düşünmeye başladı. Neredeyse 4 aydır evliydiler ve bu süreçte iki genç birbirlerini iyice tanımışlardı. Mesela Jungkook'un işi biraz zamansızdı, tıpkı tâ en başından dediği gibi. Jimin bazenleri onu beklememesi gerektiğini unutuyordu. Aralarında şu anlık büyük bir şeyler yoktu tabi ama ikisi de birbirlerine büyük bir saygı besliyorlardı. Ha unutmadan daha ikisinin de kendilerine itiraf edemediği bir sevgi, hoşlantı hatta aşk vardı içlerinde ama daha jetonları düşmememişti ne yazık ki.
Jimin tekrardan işine döndüğünde yanında hissettiği bedenle kafasını kaldırdı ve irkildi.

Jm: Ah! Korkuttun.

Jk: Üzgünüm korkutmak istememiştim.

Jm: Sorun değil. Ne zaman geldin?

Jk: Aslında sen telefonla konuşurken gelmiştim ancak rahatsız etmek istemedim.

Jm: Kook biliyorsun ki hiçbir zaman rahatsızlık vermiyorsun. Hem bugün erkencisin bak yemeği kaçırmadın.

Jk: Ah evet. Aslında bugün biraz kendimi kötü hissediyorum.

Jm: Ne noldu?! Dur şuraya otur bi bende şu manduların altını kapatayım.

Jk: Önemli bir şey değil sakin ol.

Jm: Hayır hayır sen otur hem zaten kapanması lazım.

Jimin Jungkook'u sandalyeye oturtup ocağa döndü ve buharda pişen hamurların altını kapattı. Daha sonra ellerini tezgahtaki lavaboda yıkayıp buz dolabına yöneldi. Dolaptan çıkardığı c vitamini bombası adını verdiği meyve suyunu çıkardı ve uzun bir bardağa doldurdu. Doldurduğu bardağı oturan savcıya verdikten sonra çektiği sandalyeyle tam karşısına oturdu.

Jk: Imm Jim bu çok ekşi!

Jm: Sus ve iç Kook. Hem tamamen doğal içinde şeker de yok.

Jk: Şurup gibi bu.

Jm: Kook!

Jk: Tamam içtim anne sakin ol.

Jm: Ben sakinim zaten. Sadece sağlığını düşünüyorum. Hem neyin var neden kendini iyi hissetmiyorsun da erken geldin?

Jk: Şöyleki aslında dinlesen hasta olmadığımı anlardın ama gene de teşekkür ederim. Hem erken gelmem kötü mü oldu?

Jm: Hayır tabiki. Peki ne oldu?

Hope Jikook✔️Donde viven las historias. Descúbrelo ahora