heaven can wait

24.1K 1.2K 5.5K
                                    

「LSD -Heaven Can Wait ft.Sia」

playlist
Neptune- Sleeping At Last
Train Wreck- James Arthur
Or Nah- Ty Dolla $ign
To My Bed- Chris Brown

Öncelikle geç gelmesinden dolayı bekleyen herkesten ve en çok Destinaşi'den özür dilerim😔 Hepinizi çook seviyorum,, mwwuah💗 Yeni yılınız sağlıklı, mutlu ve güzel geçsin.

Keyifli okumalar dilerim

Esen rüzgar yerde boyluca yatan çocuğun yüzünü okşadığında anlına rastgele dökülen perçemler dağılmıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Esen rüzgar yerde boyluca yatan çocuğun yüzünü okşadığında anlına rastgele dökülen perçemler dağılmıştı. Sıkıntı dolu bir nefes dudaklarını terkederken göz kapakları titreşerek açılmış, gökyüzünde yalnız başına parıldayan aya dönmüştü.

Kendini aya benzetti bir anlığına Jeongguk. O da böyle yapayalnızdı her zaman. Tercih ettiği için değil babası istediği için yalnız kalmıştı. Her türlü ilişkiyi zaman kaybı olarak nitelendiren bir adamdı babası, bu yüzden baba-oğul ilişkileri bile yoktu.

Tüm hayatını babasının istediği şekilde yaşamıştı. Her şeyi babasının isteğine göre yapmasına rağmen genç olan babasının nefret dolu bakışlarından ve zehirli ok misali kalbine saplanan kelimelerinden kurtulamamıştı.

Kendi hayatını bir hiç uğruna istediği gibi yaşamadığı gerçeği tekrardan yüzüne vurmuş. Kahveleri dolu dolu olmaya başladığında ise gözlerini sıkıca kapatmış, sadece seslere odaklanmıştı. Önünde akan berrak suyun sesi, rüzgarın etkisiyle hışırdayan ağaçların sesi ve nehrin karşısındaki mezarlıktan gelen karga sesleri birbirine karışıyor, Jeon'un tüylerini ürpertiyordu.

Kafasını oynattığında yeni kesildiğini düşündüğü çimler yanağına batmıştı genç çocuğun. Rahatsızca bulunduğu yerde oturur pozisyona geçmişti. Saat epey geç olmalıydı. Etrafta kimsecikleri göremiyordu Jeongguk.

Elinin altındaki toprağı avucunun içinde sıkıştırıp bıraktı, etrafa bakındı biraz sanki veda ediyor gibi. Kulaklarında aşina olduğu bir müzik tınısı kol geziyor, istemsizce mırıldanıyordu acı bir melodiyi.

Acelesi yokmuş gibi yavaşça ayağa kalktı. Sarsak adımlarla nehrin önündeki yürüyüş yoluna ilerledi, elinde olduğunu bile unuttuğu içki şişesi yeri boyladığında dalgınlığı bir anlığına bozulmuş ve irkilerek cam kırıklarına bakmaya başlamıştı.

Böyle paramparçaydı kalbi, hayalleri, hayatı. Yüzünde buruk bir gülümsemeyle köprüye kadar ilerlemişti. Buraya kadardı işte Jeongguk'un hayatı. Yaşanmamış onca gününe, gülüşlerine, anılarına, hayatına kıyacaktı.

Veda edeceği bir arkadaşı yoktu, onu durduracak kimse yoktu kendisinden başka. Köprünün ortasına geldiğinde adımları durmuştu. Korkuluğu elleriyle sıkıca kavramış, derin bir nefes alarak eylülün soğuğunu iliklerine kadar hissetmişti.

Heaven Can Wait 'taevkook'Where stories live. Discover now