quarta parte.

218 65 248
                                    

kısım 4 | quarta parte

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

kısım 4 | quarta parte.

"Maalesef bu dünyada adaletin haklıdan değil, güçlüden yana olduğunu anlayacaksın.
Yeryüzünde güç, isteklerini her zaman zorla kabul ettirir, dindarlığın ise dünyevi gücü yoktur. Tanrı bize hakkımızı yumruklarımızla almayı değil, adaletsizliğe karşı sadece sabırlı olmayı öğretti."

-stefan zweig, gömülü şamdan.

•••

Saat neredeyse sabah dokuza doğru gelmek üzereydi.

Uğuldayan ve tüyler ürperten lodosun, çok geçmeden yağmurları getireceği aşikâr bir durum olmakla beraber, balıkçıların ekmek tekneleri de bugün alabora olacağa benziyordu.

Seyyar satıcılar, dakikalardır canla başla kurulu mallarını toplamakla uğraşıyorlardı.

Anlaşılan sardalya fırtınası gelmekte çok gecikmemişti.

O sırada, sarı saçlı, al yanaklı, elinde pembe elma şekeriyle mini minnacık bir kız çocuğu etrafta geziniyordu.
Kaybettiği bir şeyi ya da birini arar gibi.

Az sonra, bir kırlangıç yavaşça gökten aşağıya doğru süzüldü. Ürkek kanatlarını kendisine doğru çekerek siper etti kendini adeta ve bir süre sonra hazin bir şekilde yere iniş yaptı.

Gök gürledi, güneş yavaş yavaş kaybolmaya başladı.

Aynı esnada, bir ordugâhta yüksek sesle veryânsınlar ediliyordu.

"Bak, Jake," diye konuştu orta yaşlı adam, sağ elini çenesine koyarak. "Sana güveniyor oluşumdan ve Larzo'nun yaralı olmasından faydalanarak, sakın ha "Kaytarayım" deme. Sana ne kadar güvendiğimi biliyorsun fakat bu kız şeytana pabucunu ters giydirir. Git ve çabucak buraya getir o kızı, anlaşıldı mı?"

Jake, yutkunarak, içinden sövgüler yağdırdığı adama onaylarcasına baktı. "Anlaşıldı yüzbaşım!" diye bağırdı ve alelacele bir şekilde gri üniforma şapkasını çıkartıp tekrar takarak, odadan çıktı.

Rüzgardan ötürü olması gerektiğinden fazla yüksekçe çarpan kapı sesinin etrafta cereyân etmesiyle, Poena irkildiğini hissetti.

Kelepçeli ellerini hafiften terlemiş alnına götürdü ve sildi.

Gelen adım sesleriyle kafasını bir eskici dükkanından aldığı siyah, düğmeli ve kanvas ayakkabısından alarak yukarı kaldırdı.

Bakışları, Jake'in ela gözlerini bulduğunda gülümseyerek yutkundu. Elleri istemsizce saçlarına gitti ve usulca düzeltti beyaz tenine inat zifiri saçlarını.

POENA'NIN GİZEMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin