1/10

1.3K 150 62
                                    


Louis yine her zamanki hafta sonlarından birini yaşıyordu. Zayn kaykayını alıp parka gitmiş, bütün ev Louis'ye kalmıştı. Louis de mutfaktan içecek bir şeyler almış, telefonundan internette geziniyordu.

Birkaç aşk acısı çeken arkadaşının efkarlı tweetlerini gülerek favladı. Tamamen arkadaşları özelden mesaj atıp 'tweetimi beğen' dediği için yaptı yoksa bilirsiniz, Louis aşk acısını aslında hiç anlamıyordu.

Telefonunda oyalanmaya devam ederken - şu haftalardır geçemediği oyunun bölümünü geçmesine ramak kalmıştı- bir anda telefonu çalmaya başladı. Bilinmeyen numaraya oyununu böldüğü için sinir olsa da telefonu açtı.

"Efendim?" dedi hafif sinirle.

Karşıdaki kişi bu çıkışı beklemiyor olmalı ki çekingen bir sesle sordu. "Umm..ben şey için aramıştım.."

Louis gereksiz çıkışından biraz pişman olarak konuştu. "Buyurun sizi dinliyorum."

"Louis William Tomlinson ile mi görüşüyorum?"

Woah. İkinci isim olayı biraz ciddileştirmişti, hiç hoşuna gitmedi. " Evet?"

"İlgilenmeniz gereken bir durum var ve acilen boşanma dairesine gelmeniz gerekiyor." Adam aynı şeyi sanki ellinci kere söylüyormuş gibi bıkkınlıkla konuştu.

"Biz? Kim?"

"Sen yani."

"Oh," amma saçma bir görüşmenin içinde hissetti Louis. "Anladım." Ve jetonu o anda düştü. "Pardon, ne dairesi dedin az önce?"

"Boşanma." Adam artık robotik bir şekilde cevapladı.

"İyi de neden?" kafa karışlığının sesine yansımasına izin verdi.

"Çünkü halletmemiz gereken bir sorun var" Çok açıklayıcıydı bu cevap gerçekten.

"Tüm saygılarımla.." dalga geçercesine konuştu. "Kimsin bilmiyorum ama durduk yere aranarak bir yere çağrıldım diye koşarak falan gelmemi beklemiyorsun herhalde?" kafa karışıklığıyla konuştu.

Onu çağırıp öldürmeyeceklerini falan nereden bilebilirdi. Gerçi, boşanma dairesi bunun için pek mantıklı bir yer olmasa da, her neyse işte.

"Pekala, evine resmi dilekçe gelmesini mi istersin? Bunu.." sanki birisinden onay almayı beklermiş gibi durakladı. "Evet bunu yapabilirler sanırım ama bu beni de önemli bir şekilde ilgilendiriyor ve resmi işlemler süreci çok uzatır, benim bu işin hemen hallolmasına ihtiyacım var. Kısa süreli de olsa uğrayamaz mısın?"

Lanet olası adamın sesi çok umutsuz geliyordu, ve Louis kendisini ne gibi bir resmi durumun ilgilendireceğini merak etmişti. Karşıdaki adam - Louis adam diyordu ama karşıdaki ses Louis'den pek de büyük değil gibiydi- gelmesi gereken yeri tarif etti. Louis, genç konuşurken arkasında sıkıntıdan bunalmışcasına öfleyen bir kızın sesini duydu.

"Umm.. Pekala" Louis hiçbir anlam yükleyemediği telefon konuşmasını bitirip hızla işe koyuldu.

Yarım saat kadar sonra tarif edilen odanın kapısını çalıp içeri girdiğinde içeride üç kişi vardı. Masanın arkasındaki adamın kırklı yaşlarında görüntüsüne bakarak kendisini arayanın sandalyede oturmuş telefonda mesajlaşan genç olduğunu anladı.

Dar bir pantolon giymiş ince uzun bacaklarını sallayarak gerginlikle telefon ekranına bakıyordu. Ensesine kadar uzamış kıvırcık saçlarıyla şirin görünüyordu.

Yanındaki kız da telefonda duyduğu gibi biraz sıkılmış ve biraz da sinirli bir şekilde Louis'yi süzüyordu. Louis ile gözleri buluştuğunda kız onu umursamadan süzmeye devam etti. Louis giyiminden gelirinin iyi olduğu belli olan kızın amansız bakışları altında evden olduğu gibi çıkmak yerine düzgün bir şeyler giymeyi tercih ettiği için kendini tebrik etti.

Kısa süreli karşılıklı süzüşmenin ardından masanın arkasındaki adamın boğazını temizlemesiyle ona döndü.

"Louis değil mi? Hoş geldin. Gel otur şöyle." Louis gidip kıvırcığın karşısındaki koltuğa oturdu. Kıvırcıkta ona bakmaya başlamıştı. Harika. Neden geldiğini bilmediği bu yerde tüm dikkatler ondaydı. Burası üstünü çıkartmaya başlaması gereken kısım mıydı acaba? –Gerginken anlamsız mizah, herkesin zorlukla bir şekilde baş etmesi gerekiyordu sonuçta-

"Şöyle ki Louis, seni buraya önemli bir sorundan dolayı çağırdık." Eh bu az çok anlaşılmıştır herhalde.

Eliyle kıvırcığı gösterdi. "Harold'u tanıyor musun?" Louis kaşlarını çatarak Harold diye bahsedilen kıvırcığa baktı.

Ağzını açıp hayır diyecekken kıvırcık gözlerini devirdi ve "Adım Harry," dedi. "ve size kaçıncı kere söylediğim gibi biz tanışmıyoruz." Louis başıyla onu onayladı.

Adam bıkmış gibi kafasını salladı. "O zaman daha birbirinizi bile tanımadan nasıl evlendiniz tanrı aşkına!"

"Ne!"

Harry yine bıkkınlıkla arkasına yaslandı. Louis şaşkınlıkla adama baktı. "Ben evli falan değilim hele bu Harry midir Harold mudur, onunla hiç değilim."

"Burada öyle demiyor maalesef. Mark oğlu Louis William Tomlinson," Kafasını kaldırıp Louis'ye baktığında Louis kafasını sallayınca devam etti. "Harry Edward Styles ile resmi olarak iki aydır evlisin." Adam önündeki okuduğu kâğıttan kafasını kaldırdı ve Louis'ye baktı.

Louis tam anlamıyla afallamıştı. Sizde bir anda tanımadığınız birisiyle hem de bir 'erkekle' evli olduğunuzu öğrenseydiniz, siz de afallardınız. Tamam Louis eşcinseldi ama bu böyle bir yanlışlık için yine de fazla nadirdi.

Louis kıvırcığa baktı. "Yani, ben, seninle evliyim öyle mi?" Harry gülümsedi.

"İnan bana, benden çok şaşırmış olamazsın çünkü ben kız arkadaşımla evlilik başvurusu yapmak için geldiğimde öğrendim."

We Are Not Married ° LsWhere stories live. Discover now