14 | Jealousy

13.2K 1.4K 1K
                                    

[Halsey - Bad at love]

Diyorum ki bu kitabı hemencecik bitirsem mi?

Yoksa uzatsam mı?

Bana kalırsa 20 ya da 25. Bölümde bitsin...

14 | Kıskanç


"Hey, Taehyung nerede?" bir kaç dakikalına gittiğim lavabodan yeni dönüyordum çünkü içerisi çok kalabalıktı. Neden bütün herkesin lavaboya geldiğini anlamamıştım. Solar okuduğu kitaptan kafasını kaldırmış ve "Bilmiyorum, kitaba dalmışım. Üzgünüm." dediğinde sorun yok dercesine kafamı sallamıştım.

Acaba Taehyung neredeydi? Sınıftan çıkmış ve bütün koridorlara göz gezdirmiştim. Okulun içinde yoktu. Bahçe de olduğunu düşünerek dışarıya çıkmıştım. Öğle arasıydı ve zilin çalmasına ne kadar vardı bilmiyorum. Bu yüzden hızlı adımlarla etrafa bakmaya başlamıştım. Bahçenin ön tarafına dikkatlice bakmış ve burada da olmadığını gördüğümde bıkkınca bir nefes vermiş ve arka bahçeye doğru adımlamıştım.

Arkadan gelen bir kaç sesle kaşlarımı çatmış ve sessizce duvarın arkasından bakmıştım. Taehyung duvara yaslanmış bir şekilde duruyordu. Önünde ise alt sınıflardan olduğunu tahmin ettiğim bir kız vardı. Kaşlarım istemsizce çatılırken, Taehyung'un şuan düşüncelerimi duymadığını fark etmiştim.

Kız birden Taehyung'u okul formasının yakasından çekmiş ve dudaklarına yapışmıştı. Her gün beni öpen o dudaklara yapışmış ve kirletmişti. Gözlerim sonuna kadar açılırken Taehyung kıza karşılık vermemiş ve itmişti. O sırada ne zaman geldiklerini anlamadığım, çocuklardan biri Taehyung'un suratına yumruğu geçirmişti.

Refleks olarak öne atılmış ama sonra durmuştum. Canı acıyor muydu? Üç kişi olan çocuklardan, yumruk atan çocuk "Sevgilimi nasıl öpersin, şerefsiz." diyerek karnına yumruk atmıştı. Ellerim titrerken, Taehyung'a yapılan haksızlığı görmezden gelmek istememiş ve hızlı adımlarla öne çıkmıştım. Arkası bana dönük olan çocuğu kolundan tutarak kendime çevirmem ve suratına yumruğu çakmam bir olmuştu.

Aylardır Taehyung yüzünden unuttuğum boks antrenmanlarımın zamanı gelmişti demek. Çocuk acıyan yanağını ovuşturmuş ve arkadaşları tam bana vurmaya kalkacağı zaman "Tamam, ona bulaşmayın." demişti. Çocukalar kaşlarını çatarak bakmış ve "Onun ne özelliği var." demişti. Yeni olduklarını düşündüğüm iki çocuğa karşı göz devirmiş ve derin soluklar almıştım. Sinirleniyordum.

Taehyung ise şaşkınca bana bakıyordu.

"O çocuk, on kişiyi devirecek kadar güçlü. Bulaşmayın ona." demiş ve kız arkadaşının kolundan tutup çekerken konuşmuştum. "Güçlü değilim, sadece dövüş bilgim iyi." demiştim. Çocuk bana dönüp baktığında ise "Ha bu arada, kız arkadaşına sahip çıkmalısın. Çünkü, daha yeni gördüğüm kadarıyla benim sevgilimi zorla tutup, öpen o." dediğimde, çocuk inanmaz gözlerle bana bakmış sonra kızınca sevgilisine dönmüştü.

Kız utançla başını eğmiş ve özür dilemişti.

Kızın önüne gelmiş ve "Bir daha böyle bir şey olmasın. Aksi takdirde bunu yanına bırakmam. Korkma, kibar biriyim. Seni dövmem ya da sana vurmam. Ama kız arkadaşlarım, zevkle senin cezanı keser." dediğimde usulca kafasını sallamış ve sevgilisi ile son hızla yanımızdan gitmişti.

Arkan Taehyung'a dönükken zil çalmış ve derin bir nefes almıştım. Ne demeliysim? O sırada belime sarılan kollarla irkilmiş ve ellerim refleks olarak, belime sarılan ellerin üzerine gitmişti. Tanıdık kokusu burnuma dolarken, boynuma arka arkaya öpücükler kondurmuş ve fısıltıyla "Özür dilerim." demişti. Ellerini belimden çözmüş ve ona dönmüştüm.

"Bunu sonra konuşalım, şimdi derse girmemiz gerek."

***

S

arı saçlı çocuk ağrıyan başını tutarak yatağından kalkmıştı. Başı o kadar çok ağrıyordu ki gözlerini açmak bile istemiyordu. Üstünün çıplak olduğunu ve altında sadece boxer olduğunu hissediyordu. Hafif gözlerini aralamış ve tanıdık odaya bakmıştı.

Burası Namjoon'un odasıydı.

Neler olmuştu?

Hafif yatakta hareket etmiş ve kalçasından başlayan sızı ile gözlerini sonuna kadar açmıştı. Lanet dünki gecede neler olmuştu!?

Jimin kalçasının acısı ile yüzünü buruşturmuş ve ayağa kalkarak giysilerini aramıştı ama yoktu. Namjoon'da ortalıklarda görünmüyordu. Yoksa, yoksa tek gecelik mi olmuştu!? Jimin hışımla etrafına bakınmış ve not ile birlikte duran paraları aramıştı. Yoktu.

Aşağıdan gelen sesler Jimin'in düşüncelerini yanıltmıştı. Derin nefes almış ve arkadaşının dolabından tişört ve eşofman altı almıştı. Kendine biraz büyük olmuştu ama giyecek bir şeyi yoktu.

Kalçasındaki acıyı yok sayarak odadan çıkmış ve güzel kokular gelen mutfağa gitmişti. Namjoon, patates kızartıyordu. Jimin, sakince öksürerek boğazını temizlemiş ve "Namjoon, dün gece neler oldu?" diye sormuştu. Namjoon, irkilerek arkasına dönmüş ve gülümsemişti. "Sadece çok içtin Jimin. Önemli bir şey yok." demişti. Jimin kaşlarını çatmıştı, kalçasının acısına anlam veremiyordu. Ne yani bakirliğini en yakın arkadaşına mı vermişti!?

"Hayır, Namjoon. Ondan bahsetmiyorum. Ben neden çıplak uyandım ve neden kalçam acıyor?"

Namjoon ilk bir kaç saniye öylece yüzün bakmış ve sonra kahkaha atarak. "Öyle bir şey olmadı, Jimin. Gece seni merdivenlerden çıkarıyordum. Birden üzerimize kustun. Bende dengemi kaybettim ve düştük. Kalçalarımızın üzerine." dediğinde, Jimin rahat bir nefes vermişti.

Sonra Namjoon, üzgün ve kararsız bir ifade ile "Bunu sana söylemem ne kadar doğru bilmiyorum ama Jimin. Dün gece beni öptün." Jimin şaşkınlıkla olduğu yerde kalırken, Namjoon derince yutkunmuştu.

Artık en yakın arkadaş olabileceklerini sanmıyordu.

***

Bir sonraki bölümde görüşürüz.

Sizi seviyorum.

💜

Satan | TaekookWhere stories live. Discover now