Bölüm 27: Tatlı Sabah

6.9K 331 207
                                    


Sınır geçilmemişti aslında atmayacaktım ama tatilde sizi çok beklettim bu yüzden telafi niyetine

Lolly Girl'e de atacağım şimdi

Sınır

350 yorum 150 oy

Boynumda hissettiğim minik parmaklarla kirpiklerimi kırpıştırdığımda tatlı kokunun burnuma dolmasına izin vermiştim. Her gün böyle uyanmak isteyeceğim tarzdaki güzel mırıltılar gözlerimi açmadan dudaklarımın kıvrılmasına sebep olmuştu.

Bu kedi mırlamalarını biliyordum. Benim kedime aitti.

Sağ gözümü yavaşça açtım ve dün geceden beri rüya görüp görmediğimi ölçmek için bulanıklığın ardından beni deliye çeviren kırmızılıklarını nazlıca büzmüş bebeğimle karşılaştım.

"Öğlen olmuş. Acıktım."

Olanlardan dolayı utangaç çıkan ses tonu gözlerimi açtığımı görünce iyice kısılmıştı. İnce belini sarmış ellerimi daha da sıkıştırarak onu ne kadar kendime çekebilirsem o kadar kendime çekmiştim.

Bacakları benimkilerin arasına sarılmış, küçük parmakları boynumda dolanırken mükemmel derecedeki yüzü orayı meskeni belirlemişti. Bana oranla epey minik olan bedeni yanımda toz tanesi kadar kaldığı için gülümseyerek alnına öpücük kondurmuştum.

"Sana da günaydın, güzelim."

Utangaçlığına dediğimi fark edince omuzlarımı bulan elleri acıtmayacak şekilde vurdu. Kaşları delirmemi sağlayacak tatlılıkta kıvrıldı ve çıplak bedeni o anki sinirle benden ayrılarak kalktı.

Ve size yemin ederim, uyandığım en güzel sabah kesinlikle buydu.

"Nereye bakıyorsun sen? Sapık!"

Gözlerimi ondan alamıyordum. Hayranlıkla her yerini yediğimi belli eden morluklarını seyrederken kızarmıştı. Hala o kadar büyük oluşuna inanamadığım diklikteki pembe uçlu göğüsleri, diş izlerimin yer edindiği iştah açıcı görünen boynu, mankenleri kıskançlıktan deliye döndürecek ölçüdeki fiziğiyle dikiliyordu.

"Buraya gel."

Kendimden beklenmeyecek boğukluktaki ses tonumla mırıldanıp onu beklemeden kollarından tuttuğum gibi altıma almıştım. Şu zamana kadar bu güzelliğine nasıl dayandığım hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

Bebekten farksız olan suratını tek tek inceledim. Kaşının altındaki mükemmel benini, fındık burnunu, dolgulu dudaklarını ve onda sevdiğim her ayrıntıyı sessizce seyrettim.

"Benden utanma bebeğim."

Alt dudağına yavaşça yaklaştım ve kıvranmasını sağlayacak şekilde nefeslerimi üfledim. O kadar çok hoşuna gitmişti ki kollarını boynuma dolayarak mırıldandı.

"Bana yiyecekmiş gibi bakma o zaman."

İddialı bir şekilde söylenmesine kıkırdadım ve her konuştuğumuzda birbirine değen dudaklarımızı boşverdim.

"Seni yemeyi ne kadar süredir beklediğimi bilemezsin. Dün geceden sonra açlığımın son bulacağını mı sanıyordun?"

Alt dudağını benimkine sürterek çıldırtıcı derecede fısıldadı. Tanrım, beni deli ediyordu.

"Eğer kahvaltı hazırlarsan ödül olarak beni vereceğim."

Oyuncuydu. Böyle bir şey yapmayacağını ikimizde biliyorduk çünkü neredeyse, dün gece sakat kalmasına sebep olacak dereceye gelmişti.

into it || jenlisaOnde histórias criam vida. Descubra agora