10.Bölüm 💙

9K 466 81
                                    

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Meftun
Yaklaşık 10 dakikadır bankta oturuyordum ve Rüzgârla konuşmak için cesaretimi toplamaya çalışıyordum. Benim için kolay bir konuşma olmayacaktı sonuçta. Bu kadar gerilmem normaldi bence. Derin derin nefesler alarak rahatlamaya çalıştım. Telefonumu cebimden çıkarıp Rüzgâra mesaj attım.

21:21
Küçük:Ben geldim. Seni bekliyorum.

Rüzgâr:Geliyorum.   Mesaja bakıp derin bir nefes daha aldım. Açık hava olmasına rağmen basmıştı ortam beni. Aradan beş dakika geçti ve yanıma biri oturdu. Sola doğru baktığımda Rüzgâr gelmişti. Bir süre onu süzdüm. Siyah saçları alnına dökülmüş, yüzü gülmüyordu. Sahte bir öksürükle boğazımı temizledim ve konuşmaya başladım.

"Rüzgâr bak ben...Sana neden öyle dedim bilmiyorum? Evet bir pislik gibi davrandım... İki günde çok düşündüm. O kadar çok düşündüm ki kalbimdeki sızı, midemde hissettiğim ve sadece seni görünce veya düşününce olan garip şeyler..." içimden ne geliyorsa dudaklarımdan dökülüyordu. Rüzgâr'a göz ucuyla baktığımda yüzünde şaşkın bir ifade vardı.Konuşmaya devam ettim saniyeler sonra.

"Aslında bende sana karşı birşeyler hissediyorum. Bunun farkına yeni mi vardın dersen,hayır. Uzun süredir bu duygularla cebelleşiyorum. Ama artık direnmek istemiyorum. Yemin ederim,yemin ederim seviyorum seni." dedim ve Rüzgâr'ın elini yüzümde hissetmemle donup kaldım. Ne zaman ağlamaya başladım bilmiyorum? Gözyaşımı siliyordu. Yüzünde çok şefkatli bir ifade vardı.

"Şşşt. Tamam ağlama. Sana inanıyorum Meftun." dedi ve kollarıyla sardı beni. Kendimi hiç bu kadar güvende hissetmemiştim. Göğsüne sokuldum kedi gibi.

"Seni çok üzdüm. Beni affedebilecek misin?" diye sordum ağlamaktan boğuklaşan sesimle.

"Affettim bile. Senin yaşadığın gel gitleri bende yaşadım. O yüzden seni anlıyorum. Bende biraz fazla çıkıştım sana. Ama o aslında beni hatırlamadığın içindi biraz da." dedi. Başımı göğsünden kaldırıp yüzüne baktım.

"Anlatacak mısın artık?" diye sordum. İkidir bu hatırlama meselesi geçiyordu ve ben pek anlamıyordum açıkçası.

"Abimle ablanın nişan gecesini hatırlıyor musun? Nişan töreninden sonra gençler olarak kafe-bar tarzı bir yere gitmiştik. Sen o gece biraz fazla kaçırmıştın. Ablan rica ettiği için seni eve bırakmıştım. Evde kimse yoktu ve sen çok sarhoş olduğun için ne yaptığının farkında bile değildin..." Rüzgâr anlatıyor,ben bir daha yıkılana kadar içmemek için yeminler ediyordum içimden.

"Ş-şey... Biz seninle..."dedim ama devamini getiremedim.

"Hayır yatmadık. Bir tek onu yapmadık. Olmak üzereydi ama sen sarhoştun ve ben senden bu şekilde yararlanamazdım. Ben seni yatırmaya görürdüm ama sen birden dudaklarıma yapışıp beni üstüne çektin. Beni sevdiğini fısıldadın defalarca...Küçük Sevgilim." dedi. Son kelimelerden sonra beynimde şimşekler çakmış ve o geceden kesitler geliyordu gözümün önüne. O zamanlardan beri Rüzgâr'dan hoşlanıyordum ve bunu ona söylemiştim. O da bana Küçük Sevgilim diye fısıldamıştı. Kafamı göğsüne gömdüm. Kıkırdayarak güldü bu halime. "Ne oldu?" diye sordu. Hâlâ göğsünde yatarken boğuk çıkan sesimle konuştum.

"Çok utanıyorum." dedim daha da sokulurken.

"O belli oluyor zaten. Biraz daha sokulmaya çalışırsan göğüs kafesimi delip içeri gireceksin." dedi hâlâ gülerken.

"Yaa Rüzgâr..." dedim tavrına karşılık göğsüne sert olmayan bi şekilde vurarak. Ama o yüzümü daha çok kızartacak birşey yaptı ve göğsüne vurduğum elimi tutup avucumu öptü. Diğer eliyle çenemden tutup göz göze gelmemizi sağladı.

"Seni seviyorum Küçük Sevgilim." dedi fısıltılı çıkan sesiyle.

"Seni seviyorum sevgilim." dedim ve dudakları dudaklarıma kapandı. Tanıdık dudaklar dudaklarımın üstünde yumuşak dokunuşlarını yaparken,bu adamı ne kadar çok sevdiğimi düşünüyordum...Yanında bile.

Umarım beğenirsiniz 🙏

Sizleri seviyorum 💜

İyi okumalar 💙

KÜÇÜK SEVGİLİM (BxB)Where stories live. Discover now