🌸 1. Bölüm 🌸

9.5K 226 77
                                    

Sinirli bir şekilde kulaklığımın kablosuyla oynuyordum, odamdan hiç çıkmamış ve her yerini özenle inceleyip gözlerim dolmuş bir şekilde son kez bakmaya devam ediyordum, dışarıdaki çocukların seslerini duyunca burnumu hafifçe çekip ayağı kalktım ve penceremin önüne ilerledim, mahallemdeki çocuklar top oynarken yüzümde hem buruk hemde mutluluk gülümsemesi oluştu.

Kalede duran çocuk diğerlerine göre fazla küçük kalıyordu ve muhtemelen golü kolay atsınlar diye onu kullanıyorlardı, etrafıma bakıp sürekli baktığım yerlere şimdi son kez tekrar bakıyordum, az eskimiş binalara ve yan evdeki bahçenin çok sevdiğim menekşelerine baktım ve iç çekerek pencereden uzaklaşıp odamdan çıktım direk mutfağa yöneldim.

Annem odasından iki saattir çıkmıyordu bir telefonla konuşuyor bir sürekli oradan oraya koşup duruyordu, son kozumu oynamak için elimden geleni yapacaktım buradan gitmek istemiyordum, hemde hiç.

Aşağıdan korna sesi gelince gülümseyerek balkona çıkıp aşağı baktım, Yavuz spor arabasını park etmiş ve başını uzatıp bana gülümseyerek bakmıştı, bende ona el sallayıp kocaman gülümsedim arabadan indiğinde buruk bir şekilde dış kapıyı açıp onun gelmesini bekledim, o sırada annem bir elinde telefonla odasından çıkmıştı bana panikle baktı. "Kim o gelen?"
  
"Yavuz" diye soğuk bir şekilde cevapladım, gülümseyerek başını sallayıp tekrar odasına gidince iç çekerek önüme döndüm o sırada Yavuz elleri ceplerinde bana hafif gülümsemeyle bakıyordu.
  
"Naber güzellik?"
  
"İyi olmaya çalışıyorum ayıcığım" deyip kollarımı iki yana açtığımda dudaklarını büzüp bana sıkıca sarıldı ve kokumu içine çekti dudakları boynumu hafifçe öpüp tatlı bir hissiyat bırakmıştı.

"Merak etme tatlım, babamın iş seyahatine bende çıkacağım oradan da gelirim senin yanına, bırakmam seni" dediğinde başımı sallayıp geri çekildim.
  
"Ben yine vazgeçirmeye çalışacağım annemi ama imkansız gibi görünüyor"
  
"Bu kadar inat etme bence farklı ülke, farklı kültür, yemekler ve insanlar...her şey biraz daha farklı gelecek ve değişiklik olacak sana? Bende geleceğim, on gün sonra hemde. On gün sabret, beraber gideriz nereye gideceksek" dediğinde gözlerim dolmuştu, derin bir iç çekip ellerini yanaklarıma koydu ve gözlerimin içine baktı oda üzülerek benim yüzüme baktı ve bu kalbimde bir sancı bırakmıştı.

Onsuz bir günüm geçmiyordu İstanbul'da resmen karı - koca gibiydik? Ama şimdi araya mesafeye girer olmuştu. "İncir lütfen bak, seni bu şekilde geçici veda ederken görmek istemiyorum" dediğinde gülümsemeye çalışıp başımı salladım, oda gülümsedi ve uzanıp yanağımı öptüğü sırada kapı açılınca birbirimizden ışık hızıyla ayrılmıştık.

Annem gerçi Yavuz'un benim sevgilim olduğunu biliyordu ama utanıyordum bizi yakın görmesinden dolayı, Yavuz da biraz çekiniyordu gerçi ama böylesi çok daha tatlı oluyordu, onun utandığını görmek bana çok tatlı geliyordu.
  
"Hoşgeldin oğlum"
  
"Hoşbulduk Gülseren abla"
  
"Erken geldin sanki"
  
"Evet şirkete gitmem gerekiyordu ama babam ilgilenmiş sanırım o yüzden bende buraya geldim, zaten sizi bir de havaalanına bırakacaktım beklememiş oluruz"
  
"Doğru valla, dur valizleri vereyim" deyip annem yanımızdan ayrıldı ve iki valizle geri döndü, Yavuz'un eline tutuşturup diğer valizleri almak için ilerlediğinde bende peşinden gittim ve içeri girdim.

"Ciddi ciddi o lanet yere mi gidiyoruz, dil bilmiyoruz hiçbir şey bilmi..."

"Sen dil bilmiyorsun tatlım, ben biliyorum. Bu yüzden uçakta giderken bol bol kelimeleri ezberleyip cümle kuracaksın"

"Hiçbir şekilde o dili konuşmam, egzersiz de yapmam" deyip kollarımı göğsümde kavuşturduğumda annem derin bir iç çekip valizleri eline aldı ve odasından çıktı ben tekrar peşinden gittim. "Anne gitmek istemiyorum, kendi kararlarımı verecek yaştayım yirmi üç yaşında bir kızım ben, ve gelmek istemiyorum zorlama beni. Burada kalmak istiyorum"

"Yirmi üç yaşındasın ama hala ergen gibi hem çocuksu hemde asisin, bak İncir sen beni hiç anlamıyorsun kızım, yada anlıyorsun anlamamazlığa veriyorsun? Bu ev artık olmayacak, bütün paramı Rusya biletleri ve pasaport için yatırdım cebimde doğru düzgün para yok ve kiracı kirayı ödeyemediğim için beni çıkartmak istedi zaten çıkıp gitmeye bahane arıyorduk" deyip yürümeye başlayınca oflayarak ellerimi yüzümde gezdirdim. "Yavuz bilmiyor değil mi hiçbir şey?"

"O sadece tayini çıktığını biliyor, maddi olayları bilmiyor söylemiş olsam anında ödemeye kalkar ve ben bunu istemiyorum" dediğimde oda başını salladı, oflayarak ellerimi ensemde birleştirip anneme son bir umutla baktım. "Anne başka bir iş bulsan, illa aynı işi yapmak zorunda değilsin Türkiye de doktorluk yapacak hastane mi kalmadı..."
  
"Gideceğiz İncir, hem orada arkadaşların olacak yurt dışı pasaportun var istediğin gibi gidip gelirsin ayrıca"
  
"Ben bunu istemiyorum, doğup büyüdüğüm yerden beni koparıp temelli olarak orada kalmaktan bahsediyorsun!" diye hafifçe sesimi yükselttim, annem valizleri sinirle yere atıp sakin olmaya çalışarak bana döndü.
  
"Arada bir geliriz yine, özlem giderirsin"
  
"Kendi ülkeme tatil olarak gelmek mi?"
  
"İncir ne yapmamı istiyorsun?" diye sesini yükseltince bende bağırdım.
  
"Beni bırak sen git!" dediğimde ellerini yüzüne götürüp ofladı ve sakin olmaya devam edip bana doğru geldi, ellerini kollarıma koyup iç çekti.
  
"Bak İncir evimiz yok..."
  
"Yavuz'da kalırım"
  
"Ben buna izin veremem, saçmalama!" diye bağırınca bende bağırdım.
  
"Gelmek istemiyorum anla!" dediğimde kolumdan tuttuğu gibi dış kapıya götürdü ve yerdeki valizleri alıp ellerime tutuşturdu.
  
"Şunları al git aşağı, beni sabrımı daha fazla sınama yemin ederim çok kötü olur!" diye bağırıp kapıyı suratıma kapatınca çığlık atıp kapıya bir yumruk bir de tekme geçirdim ama nafileydi, gözlerim dolmuş bir şekilde ellerime valizleri tekrar alıp merdivenlerden hırsla inmeye başladım.

Havaalanına geldiğimizde nasıl kaçsam diye planlar yapıyordum resmen, Yavuz pişman olacağım şeyler yapmamama dair söz verdirtmişti on gün sonra geleceğini söyleyip duruyordu, annem valizlerle beraber içeri girince Yavuz elimi tutup kendisine çevirdi ve saatine baktı daha on dakikamız vardı, bakışlarını bana çevirip ellerini yanaklarıma koyunca yine gözlerim dolmaya başladı oda hafifçe gülümseyip derin bir iç çekti.

"Ne konuştuk seninle?"

"Elimde değil" dediğimde uzanıp yanağımı öptü ve geri çekilip gülümsedi.

"On gün sonra geleceğim, sabret. Senden tek istediğim delice bir şey yapma olur mu? Gözlerinden anlıyorum, kaçacaksın. Yapma" dediğinde oflayarak kollarımı göğsümde bağladım, oda kıkırdadı. "Seni nasıl çözdüm ama? Sakın" deyip tek kaşını kaldırarak gülümsedi, kumral saçlarına ela gözlerine derinden bakıp iç çektim ve ona sıkıca sarıldım.

"Seni şimdiden özledim"

"Dur be kızım, abartma"

"Abartmıyorum ayıcığım" dediğimde güldü ve geri çekilip beni son kez sıkıca yanağımdan öpüp geri çekildi, neden dudağımdan hiç öpmediğini merak ediyordum beş aydır çıkıyorduk ve o bir kere bile dudağımdan öpmemişti, garipti ama yavaştan ilerlemesi de hoşuma gidiyordu tabi ki, bende onun yanağını öpüp geri çekildim ve el salladım.

"Görüşürüz prenses"

"Görüşürüz ayıcığım" deyip elimin içini öptüm ve avucumu açıp üfledim, oda hemen eliyle havayı tutup yumruk yaptığı eli öptü ve kalbine bastırdı, gülümseyerek arkamı döndüğümde buruk bir gülümseme yer aldı ve derin bir iç çekip içeri girdim.

Uçağa bindiğimde kollarımı göğsümde kavuşturup oflayarak telefonuma bakmaya başladığımda annem hemen yanıma kurulup telefonumu hemen aldı ve önüme Rus kitabını ve laptopunu koyup sinirle yüzüme baktı.

"Orada ergen kızlar gibi telefona bakacağına aç biraz dil öğren, çok lazım olacak"

"Orada bana hiçbir şey lazım olmayacak..."

"Arkadaşların olduğunda mecbur Rusça konuşmak zorunda kalacaksın"

"Kalmayacağım çünkü oradaki salaklarla arkadaş olmayacağım"

"Bak, gideceğimiz yerde benim çok yakın arkadaşım var bize evini açıyor iki tane kızları var onlar Türk tabi ki iyi anlaşırsın onların Rus arkadaşları vardır illa ki, tanışırsın değişiklik olur emin ol bana seveceksin"

"Bok severim, nefret etmeye başladım şimdiden ve şu pislikleri gözümün önünden al dil mil öğrenmeyeceğim istemiyorum!" deyip sırtımı ona döndüm ve kollarımı göğsümde bağlayıp başımı koltuğa yasladığımda annem sabır çekip eline laptopu almıştı.

🌸 Baş Belası 🌸Where stories live. Discover now