TANITIM

38.8K 989 609
                                    

Otel odasındaki beyaz yatağın üzerinden kalkıp karşımdaki adamın karşısına geçtim. Gözleri dolu dolu bana bakıyordu. Öfkeliydi, kırgındı, kızgındı ama en çok da bana yaşattıkları için pişmandı.

"Yapma, özür dilerim." diye mırıldandığında göz yaşlarıma rağmen alayla gülümseyip başımı iki yana salladım.

"Boşanma evraklarını imzala. İşlerim var, seni bekleyemem." dedim duygusuz bir sesle. Onu kale almamam onu sinirlendiriyordu, biliyordum ama umursamadım.

"İmzalamayacağım." dedi sert bir sesle. "Ben sana seni sevdiğimi söylüyorum, sen boşanalım diyorsun Melek." Elimde tuttuğum dosyayı yatağın üzerine fırlatıp Onur'un göğsüne sertçe vurdum.

"Ne sevgisinden bahsediyorsun sen bana ya?" Elimle otel odasını gösterdim. "Ben sana bu otel odasında seni sevdiğimi söylediğimde ne dediğini hatırlıyor musun?" Bağırışımla gözle görülür bir şekilde irkildi. O odanın, bu oda olduğunu fark etmemişti sahiden de. Sesli bir şekilde gülüp başımı havaya kaldırdım.

"Ben senin abinim Melek, saçma sapan hislerin yüzünden Emre ile aramı bozamam." Dediklerimi duyduğu anda başını iki yana salladı.

"Çocuktum, hataydı." diye fısıldadığında bir kez daha göğsüne vurdum, sertçe.

"Gittin 6 ay sonra Müge ile nişanlandın be sen, şimdi karşıma geçip bana çocuktum deme sakın." Sessiz kaldığında saçlarımı elimle düzeltip derin bir nefes aldım. Bakışlarım yatağın üzerinde duran dosyaya kaydığında uzanıp onu aldım.

"Şimdi şunu imzala, sevmediğim bir adamla daha fazla evli kalmak istemiyorum. " Dedim canım yana yana. O gece benim hissettiklerimi anlasın diye özenle seçtim cümlelerimi.

"Seviyorum Melek, yapamam." Dediğinde ofladım.

"İmzala Onur, kardeşin olarak gördüğün bir kızı sevemezsin sen."

Onur, çabasının yersiz bir çaba olduğunu fark etmiş olmalı ki burnunu çekip gözyaşlarını sildi.

"Kalem yok!" dedi üzgün bir şekilde. Çantadan çıkarttığım kalemi uzatıp ona verdim. Bahanelerin arkasına sığınmayı yine çok sevmişti.

Bana bir kez daha bakıp titreyen elleriyle kalemi aldı ve dosyayı açtı. İçerisinde ne yazdığına bakmadan en alt kısımdaki adının altına imzasını attı ve beni paramparça etti.

Ayrılığımızı resmileştirip benim de ölüm fermanımı imzalamış oldu. Dosyayı kapatıp bana uzattığında onun gibi titreyen ellerimle dosyayı aldım.

"Son kez sarılabilir miyim?" diye sorduğunda ağlamamak için kendimi sıktım. Başımı salladığım anda Onur beni kollarının arasına aldı ve burnunu saçlarıma gömdü.

Gözyaşlarım benden izinsin akmaya başladığında ben de son kez kollarımı Onur'un beline doladım.

Biz birbirimizi seviyorduk, hem de çok seviyorduk ama bazen sevmek yetmiyordu.

Hem ne demiş Atilla İlhan;
"... Çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili..."

Uzun zaman sonra yeniden buradayız, umarım iyisinizdir. Onur ve Melek, bambaşka bir şekilde geri döndü. Umarım bu halini de beğenirsiniz. İlk  bölüm en kısa zamanda gelecek.

Tanıtım hakkındaki yorumlarınızı da merakla bekliyorum. Umarım okurken beraber üzülüp beraber mutlu oluruz.

Bölümler ve alıntılardan daha çabuk haberder olmak için beni wattpadden takip edebilirsiniz.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın. Sizi seviyorum.

AY IŞIĞI MAHALLESİ (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now