ay ile güneş'in hikayesi

397 43 140
                                    

Йой! Нажаль, це зображення не відповідає нашим правилам. Щоб продовжити публікацію, будь ласка, видаліть його або завантажте інше.


Bir yerde okumuştum, tesadüf dediğimiz her şey aslında Tanrı'dandır diye. Anlam verememiş, idrak bile edememiştim. Adı üstünde tesadüf bu, beklenmedik anda olur ve insanı hayat yolunun ortasında çırılçıplak bırakır demiştim. Ama küçük bir çocukken hayat ne kadar berrak ve temizse, şimdi gözlerimin önüne çekilen perdeyle düşüncelerimde değişmişti.

Şimdilerde her şeyin en doğru anda, en olması gereken yerde ve en doğru kişiyle olduğunu düşünüyordum. Yani, her yolun, tesadüflerin bile tanrıdan gelip bizim seçimlerimizle, olması gerekenin olduğunu. Baekhyun ruhunun solgunluğunun yansıdığı soluk mavi saçlarıyla kapımın önünde dururken, belki de en doğru anda, en doğru yerdeydi ve en doğru kişiydi.

Bir elimde tütüp özgürlüğünü kanıtlayan sigaraya bakıyordu,sonra ise sigaradan farksız yanan bana. Onun burada oluşunu idrak etmem birkaç dakikamı almış, bakakalmıştım. Gözlerim daldıkları uykudan uyandığında tamda söndürmek isterken elimdeki illeti parmaklarımdan kurtulmuş ve kendini bahçedeki çimlere bırakmıştı.

"Siktir!"

Koşar adım merdivenleri inip aşağı inerken, Baekhyun'un burada ne aradığını köpek gibi merak etsem de şu an önceliğin yanan sigarayı söndürüp annemin özenle biçtiği çimleri yakmamasını dilemekti. Aşağı indikten sonra, çimlere doğru ilerledim ve hala yanan sigarayı alıp söndürdüm.

Hâlâ bavulunun üzerinde bana bakıp kiraz çiçeği dudakları ile gülümseyen Baekhyun'a baktım.

"Odanın penceresinde içmeye cesaret edip sonrada bahçe yanar diye bu kadar korktuğuna göre ailen evde olmamalı."

Kelimeler hiç olmadığı sakinlikle çıkıyordu ağzından. Ona doğru yaklaştıkça güzel tınılı sesi daha da sarmalıyordu beni.

"Bu saatte burada ne arıyorsun Baekhyun? Hemde bavulla?"

"Bunu sana neden söyleyeyim ki, Park ağzında bakla ıslanmayan Chanyeol? En son sana bir şeyi kimseye söyleme dediğimde, Sehun sınıfın ortasında bana yakında nereye gidiyorsun diye bağırmıştı ve herkes öğrenmişti."

İfadesiz sesiyle bunları söylerken o kadar keskindi ki sesi, keşke deve kuşu olsamda kafamı yerin içine soksam diye düşündüm. Tanrım, Sehun cidden asla sır tutamıyor ağzının fermuarını çekemiyordu.

Gerginlikle ona bakarken konuştum.

"Sen gittikten sonra yanıma gelmişti. Ağzımdan kaçmış olmalı. Üzgünüm."

Diyebildim zorla. Anlamış olacak ki zorlamadı.

"Üzgün olmanı gerektirecek bir durum yok. Sadece bu defa, en azından bir süre kimseye söylemezsen sevinirim."

Sesi oldukça sakin bir şarkı gibi çıkıyordu. Onun bu sakinliği ve kabullenişimle kafamı salladım.

"Nereye gidiyorsun?"

Gün Batımı Melodramı | chanbaekWhere stories live. Discover now