Bölüm 15/ Comer

834 91 220
                                    

Aşk, sabırla, şefkatle ve tahammülle ölçülür.

L. Macfarlane

🍃

Birine gösterdiğiniz minik bir şefkat kırıntısı, onu deli gibi mutlu edebilir.

📚

Dakikalar geçtikçe, Nisa içinde tuttuklarını hıçkırıkları eşliğinde anlattıkça denizin dalgaları hırçınlaşmış rüzgar hızını ve sertliğini artırmıştı.

Nisa hâlâ ağlarken Barış az önce dinlediklerinin şokundan çıkamamıştı. Aklında şekillenen şeyler ona acı vermeye başlamıştı.

Nisa'nın hırsı, korkuları, soğuk tavırları... Hepsi, bunların her biri 5 yıl önce olan iğrenç bir olay yüzündendi. Belki davayı kazanmıştı ama o anlar onun peşini bırakmamıştı.

Asansör korkusunu az çok yenmişti. Artık asansöre binebiliyordu. Fakat karanlık korkusu hâlâ devam ediyordu. Aynı şekilde güven problemleride.

Barış bir şeyler söylemek için ağzını açtı fakat ne diyebileceğini bilmiyordu. Böyle berbat bir durumda ne diyebilirdi ki?

"O kadar güçlüsün ki. Olanlardan sonra düşmene rağmen ayağa kalkıp hırsla devam ettin. Yeteneğini ispat etmek istedin. Yaptın da. Sana ne diyeceğim. Şirkette en çok tasarımını senin yaptığın kapaklı kitaplar satılıyor. Gelirin büyük bi' kısmında senin parmağın var." diyebilmişti sadece.

O çok önemli bir şey demediğini düşünse bile Nisa için öyle değildi. Hızla ona döndü göz yaşlarının sırılsıklam yaptığı yanaklarıyla.

"Gerçekten mi?" tebessüm etti Barış.

"Gerçekten. Sana demiştim sen bu şirketin kovacağı en son kişi bile değilsin. Başardın." dediğinde Nisa denize döndü.

"Hayır. Daha bitmedi. Onun karşısına çıkmam için daha da ileri gitmem lazım. Onun bende bıraktığı yaraları yok etmiş olmam lazım. İşte o zaman karşına çıkıp burdayım diyebilirim. Beni öyle görmemeli."

"O yaralar yok olacak. Sen çok güçlüsün ve bu gücünle o yaraları da yok edeceksin. Edeceğiz." dedi Barış ona bakıp.

"Sana yaklaşmaktan çok korkuyorum. Korkumun sebebi bunlardan biri değil. Beni aldatmazsın belki ya da o iğrenç şeyi yapmazsın. Ama kendine bağlarsın. Ve ben sana bağlanırsam kopamam."

"Kopma. Kopmanı istemiyorum ki."

"Yapma Barış. Bu öyle bi' şey değil. Ben sadece... Of bilmiyorum." deyip kafasını dizlerine gömdü Nisa.

Barış aklına gelen şeyle biraz tereddüt etse de vazgeçmedi.

"Dizime yatmak ister misin? Belki biraz rahatlarsın." Nisa ona döndü.

Kabul etmemesi lazımdı. Ama istiyordu. Dizlerine yatıp biraz şefkat görmek istiyordu. Güçlü olabilirdi ya da korkak olabilirdi. Fakat ne olursa olsun onun da herkes gibi bu tarz bir sevgiye, ilgiye, şefkate ihtiyacı vardı.

Cevap vermek yerine ağır hareketlerle Barış'ın dizine doğru uzandı. Bacaklarını kendine çekip kollarını sardı ve esen rüzgardan korunmaya çalıştı.

O uzandığında heyecanlansa bile şu an bundan daha önemli şeylere odaklanmak istedi Barış. Battaniyeyi üşüdüğü belli olan Nisa'nın üstüne örttü ve yüzüne baktı. Gözleri ve yanakları ağlamaktan kızarmıştı. Hatta gözleri kısılmış iyice küçülmüştü.

QUERENCİA |•| NisBarWhere stories live. Discover now