*sevgili alp, - i

274 22 6
                                    

Sana yazarken kendimi özgür hissediyorum Alp. Kalbimdeki hızlı atışların göğsümde nasıl yankılandığını duyabiliyor musun?

Aramızda çok fazla uçurum ve çok fazla mesafe var. Buna rağmen seni kendime çok yakın hissediyorum. Ne zaman canım yansa koşarak senin kollarında ağlama hissiyle doluyorum. Son zamanlarda bu his fazlasıyla çoğaldı, Alp.

Önceleri bu şehirden gitmek istiyordum. Şimdi yine, bu bedeni terk etmenin en doğru seçim olabileceği düşüncesi üstünde duruyorum. Eskiden olsa bu düşüncemden dolayı beni depresif bir mahlukat olarak görürdün. Son zamanlarda bana yazdığın mektuplarda bu yargının değiştiğini görüyorum.

Ama hala beni anlayamadığını hissediyorum Alp. Neden kalbimizi açıp gösteremeyiz ki bazı insanlara?

Okullar tatil olduğundan beri, istemsiz bir şekilde sürekli pinekliyorum evin içinde. Benzersiz bir boşluk hissi, beni bu telefona mıhlıyor. Dışarıdan beni gören muhakkak beni, bir modern çağ veledi olarak görür. Annem burada olsaydı böyle der miydi, bilemiyorum. Yani, "Şu telefonu elinden bırakacak mısın," gibi klasik yetişkin sinir cümleleri.

Babam dün yine eve çok geç geldi. Annem gittikten sonra bu, yaklaşık 4568. gidişi. Eminim çekip gittiği ve eve geç geldiği bu 12 küsür yıl boyunca kendi kendine beni defalarca bu eve terk etmiştir. Bir daha gelmemek üzere kapıyı kilitlemiştir belki kendi kafasında.

Senin için aile kavramının daha farklı olduğunu biliyorum. Annen ve babanın sende nasıl kıymetli olduğunu da. Benim için aile kavramı annemin terk ettiği ve babamın dönmekten nefret ettiği o evden ibaret.

Ama sen beni anlamak istiyorsun Alp. Bu seni bende saklı tutuyor.
Sevgiler,
Yıldız

Sevgiler,Yıldız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
euphoriaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin