(HitReads adında başka bir uygulamadan da okuyabilirsiniz.)
Tren garında ölümü bekleyen bir kadının karşısına çıkan koca yürekli adamla başladı her şey.
İkiside umudunu kaybetmişken kader onlara yeni bir yol çizdi. Sınavı zordu belki ama birlikte t...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hızlıca ikinci bölümle geldik...
Yorumlarınızı okudum ve çok mutlu oldum. Yine aynı tempoyu bekliyorum sizden 😅
Keyifli okumalar....🌺
Asya eve tekrar geldiğinde Filiz yengesi açtı kapıyı. Asya'yı görür görmez çığlığı bastı.
"Asya!"
Ağlamaktan hali kalmayan kadın gözlerine inanamıyordu. Kocası katil olmaya gitmiş, karısının hiç bir yalvarışını duymamıştı. Küçücük bebeğini bile düşünmeyen Çetin'e o kadar kızgındı ki eline geçse parçalardı. Asya'nın da ölmesini istemiyordu tabii. Bir hata etmişti ama bunun çözümü kocasının katil olması ya da Asya'nın ölmesi olamazdı.
Asya ruhsuz adımlarla içeri ilerlerken Canan Hanım gelininin sesini duyunca fırlamıştı oturduğu yerden. Kızını görür görmez koşarak sarıldı. Hala hayal gördüğünü düşünüyordu. Gözlerinden yaşlar aka aka kızını kokladı.
"Yavrum!" dedi haykırırcasına.
Anne olmak böyle bir şeydi işte. Yavrunuz hata da yapsa, yanlışa da düşse o sizin canınız oluyordu. Kim yavrusu ölsün isterdi ki? Kocasının bu kadar merhametsiz oluşu yüreğini sızlatıyordu. Koca bile denmezdi ona ama neyse. İki yavrusunu da ziyan edecekti az daha. Biri kara toprağa gidecek diğeri dört duvar arasında çürüyecekti. Geri çekilerek Asya'ya baktı. Yüzü iyice solmuş, bakışları donuklaşmıştı.
"Odasına çıkarın şunu."
Hasan Bey'in sesiyle ona ters bir bakış atıp kızının koluna girdi. "Gel kızım. Yemek hazırlayım sana, acıkmışsındır..."
Sen iki canlısın diye devam edecekti ama yapamadı. Hasan Bey arkasında dikiliyordu. Çetin keyifli bir sesle araya girdi.
"Yarın akşam kızına görücü geliyor anne hazırlıklı ol."
Canan Hanım duyduklarının şokuyla oğluna döndüğünde kızının eve girdiğinden beri ilk defa sesini duydu.
"İstemiyorum, evlenmeyeceğim."
Çetin sinirle Asya'nın üzerine yürürken elini kaldırdı.
"Lan sen hala konuşuyor musun?"
Hasan bey normalde bu duruma sessiz kalacak olsa da oğlu kadar aptal değildi. Çetin'in kalkan elini havada yakaladı.
"Dokunmayacaksın Çetin."
Çetin babasının ne demek istediğini anlarken vazgeçti vurmaktan. Sonuçta Ömer Asaf'ın sözünden caymasını şu durumda kimse istemezdi.
"Bey, ne demek bu? Ne istemesi ne diyorsun sen?"
Canan Hanım ne olduğunu anlamaya çalışıyor, bir türlü aklı almıyordu. Hasan bey iğreti bakışlarını kızına çevirdi.
