♦️17

13 7 23
                                    


🔶

Saatçi: Beni şaşırtıyorsun.

Saatçi: Sözünden dönmeyen biri gibi duruyordun oysaki.

Azra: Napıyorum?

Saatçi: Hala kimseyle konuşmadığını biliyorum fındık beyinli.

Azra:Gerek duymadım.

Azra: Kim olabileceğini gerçekten biliyorum artık.

Azra: Göründüğümden bir tık daha zeki olabilirim.

Azra: İki abuk subuk mesaja kanacak değilim ya?

Saatçi: Artık saatimi takmıyor olman bana karşı bir mesaj mıydı?

Azra: Anlamak istediğin gibi anla lütfen,

Azra: Sana açıklama yaparak enerjimi harcamayacağım.

Azra: Her neyse,

Azra: Ne yapıyorsun?

Saatçi: Yemek yiyorum.

Azra: Afiyet bal olsun o zaman.

Azra: Boğazında kalmasın inşallah.

Saatçi: Çok düşüncelisin sağol.

Azra: Sende öyle...

(Azra çevrimdışı.)

"Demi kanka? Hem zaten yakında da çıkar." Konuşmasının sonuna yetiştiğim Ebru'ya çevirdim bakışlarımı.

"Kim o? Nolmuş?"

Eliyle bir yeri işaret etti. "Süs biberini diyorum." Gösterdiği yere döndüğümde Sena ve Asya'yı gördüm. Sena'nın sırasında oturmuş konuşuyorlardı. "Zaten beceriksiz bir şey, bunu sahada top toplayıcısı bile yapmazlar. Gelmiş bir de takımımıza giriyor. Haftaya maç var o zamana kadar çıksa bari."

Kaşlarımı çatıp tekrar ona döndüm. "Haftaya demi maç? Ben nasıl unuttum yahu? Aklım fikrim oynaşta."

Elimi alnıma vurduğumda hızımı alamayıp diğer elimle de Ebru'nun alnına vurdum. "Ah!" Ona daha hızlı vurmuş olmalıydım baya bi' ses çıkmıştı.

"Ya çukur oluştu kafamda nasıl vurmak bu?" Gözlerimi devirip tekrar iki zihniyet fakirine baktım. Bu sırada sınıfa Furkan girmişti. Kızlara selam verip yanımıza geldi ve her zamanki gibi öndeki sıraya oturdu.

"Günaydın."

"Günaydın." Ebru neşeli sesiyle onu cevaplarken ben sadece başımı sallamıştım.

Furkan her zamanki gibi şaşırtmayıp elimdeki poşeti sıraya bıraktı.

"Yiyecek bir şeyler getirdim." Poşeti kendime çekerken sahte bir umursamazlıkla sordum. "Sen kahvaltı yaptın mı?"

Kafasıyla onayladığında kaşlarımı çattım. "Gelirken yedim bir şeyler. Yine ne sevdiğini söylemediğin için hepsinden aldım." dedi poşeti göstererek.

"Zeytinli severim." Poşette, üstünde bir tane zeytin olan poğaçayı alıp ısırdım.

Furkan gülümseyip Ebru'ya döndü. "Sen yemiyor musun?"

Ebru utangaç bir şekilde gülüp konuştu. "Yok, sen Azra'ya almışsın. O vermez şimdi bana."

Furkan yüzünü buruşturup bana döndü. "Paylaşırsın herhalde arkadaşınla?"

SAATÇİ - Yarı Texting -Место, где живут истории. Откройте их для себя