SAATÇİ - Yarı Texting -

♦️23

Medyadaki olayı yaşan gelsin sarılalım.

🔶

Emir: ?

Azra: Yanlışlıkla aradım.

Azra: Profil fotoğrafına bakıyordum.

Emir: Tamam...

(Emir çevrimdışı.)

Azra: Şt?

Azra: Bi bak.

(Emir çevrimiçi.)

Emir: Ne var?

Azra: Küstük mü ya?

Emir: Ne küsmesi, çocuk muyuz?

Azra: Bu biraz şey gibi oldu,

Azra: SAÇMALAMA YA NE KÜSCEM ALT TARAFI YÜZÜNE BAKMIYORUM.

(Görüldü.)

Azra: Ha demek öyleğğ

(Görüldü.)

Telefonu arka cebime sıkıştırıp adımlarımı hızlandırdım. Yağmur başlıyordu. Sabah sabah Emir'i ikna edip kantinden bir şeyler aldırmayı düşünüyordum ama olmamıştı.

Su damlaları yüzüme gelmeye başladığında artık tamamen koşmaya başladım. Arda ve abim gibi erkenden gitmediğim için aşırı üzgündüm şu an.

Yağmur bir anda sağanak yağmaya başlamıştı resmen. Saçlarım tamamıyla ıslanmış sayılırdı. Okul bahçesi boştu, derse girmişler miydi yoksa?

Yok yahu, yağmur yağıyor diye girmişlerdir heralde. Başka ne olacak?

Binadan içeri girince yavaşladım ve nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Saçlarımdan sular damlıyordu. Merdivenin başına geldiğimde durdum.

Telefonum titrediğinde onu çıkarmaya çalışıyordum. Çantam sayesinde ıslanmamıştı.

Saatçi: Bugün gelmiyorsun sanırım?

Saatçi: Nolur gelme ya.

Saatçi: Biraz kafa dinleyelim.

Azra: Siktir ordan şerefsiz.

Azra: Çok kafa dinlemek istiyorsan seni şöyle tabuta alalım.

Saatçi: Çok iyi olur gerçekten.

(Görüldü.)

Parmaklarım klavyede gezinirken yanımdan geçen kişiye baktım. Emir telefonuyla uğraşarak merdivenleri çıkmaya başladı. Sanırım beni görmemişti. Merdivenleri ikişer ikişer çıkarak ona yetiştim.

"Günaydın." Elimi omzuna koyduğumda kafasını telefonundan kaldırdı. Beni görünce kaşlarını çattı.

"Günaydın. Islanmışsın." Elini saçıma uzatıp kafama koydu ve saçlarımı karıştırdı. "Üşüteceksin, üstünü falan değiştir."

Kafamı hareket ettirip elini ittirdim. "Çek şu elini ya, nerde üstümü değiştireyim? Kurur zaten birazdan."

Sınıfa doğru yöneldiğimde kolumdan tuttu. "Kızım hasta falan olcaksın. Öksürüp hapşırma yanımda bak hiç hoşlanmam."

Kolumu ondan çektim. "Aman! Sen de başka sıraya geçersin, mutlu mesut yaşarız işte."

Kaşlarını çattı. "Yanında kıyafet yok mu değiştir de gel sınıfa."