3. Bölüm

3.9K 388 138
                                    

𖦞

–  Kokun... Güzel –



Jungkook, üzerine büyük bir gömlek geçirerek bahçeye çıktı. Babası, kahvaltıdan sonra yanına gelmesini istemişti. Acelesi vardı bu yüzden koşarak indi merdivenleri.

Üniversitenin son senesiydi. Bittiğinde bir veteriner hekimi olacaktı. Bunun için heyecanlı hissediyordu. Ellerini birbirine sürterken bahçeye çıktı. Babası, yeni ekilmiş çiçeklerle ilgileniyordu.

"Baba?"

Adam uğraştığı çiçeklerden başını kaldırarak oğluna döndü. "Gel oğlum." Yürüdüğü masayı gösterirken üzerini çırptı. Jungkook gülümsedi.

"Önemli bir şey yok değil mi?" Sandalyeyi çekerken babasının gözlerine dikkatle baktı. Adam, yavaş bir şekilde gülümserken sandalyesine oturdu.

"Aslında, çok önemli değil ama konuşmak istedim."

Jungkook, başını salladı yavaşça. Ardından babası söze başladı. "Okulun bu sene bitiyor, çıktığında işin de hazır. Bu gerçekten çok güzel."

Ellerini önünde birleştirerek başını salladı yavaşça. Babasından ne duyacağını merakla bekliyordu.

"Sen iki yaşındayken ben senin yaşındaydım oğlum,"

Jungkook kaşlarını çatarak sessiz kaldı. "Var mı sevdiğin ya da sevgilin?"

Ne diyeceğini bilemedi. Babasıyla ilk kez bu konuları konuşuyorlardı. Ve o daha evlilik hakkında düşünmemişti bile. Başını yana sallayarak sakinliğini korudu. "Hayır..." Sessiz bir şekilde mırıldandı.

Adam oğlunun eline uzanarak kavradı. "Sana hemen evlen demiyorum Jungkook. Yakında yirmi altı olacaksın oğlum. Sadece bazı şeyleri geç kalmadan tatmanı istiyorum."

Jungkook sadece sessiz kaldı. Ne diyeceğini bilmemiyordu çünkü böyle bir konuyu ilk kez konuşuyorlardı ve gerçekten şaşkındı.

Tam bir şeyler söyleyecekken Haneul'un sesi duyuldu. "Tatlım, ah özel miydi?" Telaşla söylendiğinde babası yerinden kalkarak başını iki yana salladı. Jungkook ise öylece kalmıştı.

"Hayır bir tanem, öyle konuştuk. Sen hazır mısın?"

Kadının kıkırdaması duyuldu ve Jungkook bahçede tek başına kaldı. Bu konu hakkında düşünmesi gerekiyor muydu emin değildi. Yerinden kalktı ve içeri girdi. Kanepenin üzerine bıraktığı çantayı alacakken Jimin'i, siyah kenarlı gözlüğüyle, televizyonda bir şeyler izlerken buldu. Elinde de bir meyve kasesi vardı. Ağzına mor bir üzüm attıktan sonra Jungkook'a döndü. Jungkook zaten onu izliyordu ve bakışları anında buluşmuştu.

Jimin ağzındaki üzümü çiğnerken emin olmayan bir
şekilde kaseyi Jungkook'a uzattı. Jungkook önce kaseye sonra Jimin'e baktı. Ardından dudaklarına yayılan gülümsemeye engel olamayarak bir tane üzüm aldı.

Jimin, yanağını dolduran üzümü yuttuğunda gülümsedi. Jungkook elindeki üzümü havaya kaldırdı ve arkasını dönerek evden çıkmak için adımladı.

Evden çıkarken aklındaki tek şey, Jimin'in güzel portakal kokusuydu.

***

beautiful mess | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin