Sen benim yanı başımdaki uzağım. Sen adını koyamadığım. Senin adın kavuşmak olsun.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Peter Pan'ın aslında yazarı Barrie'nin kendisi olduğunu, çocukları kötülükle dolu bu dünyadan insanların deyişiyle kaçırdığını ve Barrie'nin büyümeyi reddederek bir kuş olup uçmak istediğini geçen gün öğrenmiştim. Hikâyenin aslı yansıtılandan farklıydı ve bence Barrie'nin annesi yüzünden kaybettiği kimliği Peter Pan'ın üzerindeki etkilerden biriydi. Hikâyede geçen peri tozunun uyuşturucu olduğuyla ilgili eleştirileri de görmüştüm ancak detaylıca okumaya fırsatım olmadı.
Aslında bu araştırmayı yapmamın sebebi de bir nevi Yoongi'ydi...
O günün ardından günlerim aynı geçti ve hissettiğim kırgınlıkta yerinde duruyordu. Bir hafta boyunca yine geceleri Yoongi'yi izledim ama o dönüp bakmadı bana, tekrar bakması için sandalyemi öne çektim ancak görmedi. O çocuk da gelmedi bir daha, çok aptal hissettim. Geri dönme şansım olsa yine ağlayacağımı da biliyordum. Yüzüne, onun için ağlayarak bakarken acınası mı gözükmüştüm?
Gerçi Yoongi öyle kötü düşünecek biri değildi, eminim şaşırmış ve sonra unutmuştu. Tüm hafta boyunca balkonuma bakmayışından da anlamış oldum bunu. Söylemeliyim ki fazlaca doyumsuz hissediyorum. Adını öğrendim, sesini duydum, göz göze geldik ve şimdi de daha fazlasını istiyorum. Başta kendi halimde onu tanımaya çabalarken bir şey beklemiyordum ancak gözleri benimle buluştuğundan beri her zamankinden daha fazla hayal eder oldum bizi.
Bu çok kötü, çok kötü çünkü üzüleceğimi hissediyorum. Beni sevmeyeceğini biliyorum, kendimi her gece buna inandırdım ancak içimdeki doyumsuz dürtüler fazlasını yapmam için cesaret veriyor bana, buna engel olamıyorum.
Sabahın erken saatlerinde yağan yağmurla birlikte kahvemi yudumlarken kapı çaldı. Bardağımı kenara bırakıp kapıyı açtığımda gülümsememe engel olamadım. Yoongi de tanıyor bu miniği, gazeteci bilgin çocuk derler buralarda. Tüm mahalleye bu saatlerde gazete dağıtır, büyük küçük fark etmeksizin herkesle sohbet ederdi. Bu hafta hiç görememiştim onu, genelde kapımı çalarmış bir kez ancak uyuyor olduğumu anladığında kapımın önüne gazeteyi bırakıp onun için ara sıra koyduğum minik kekleri alır afiyetle yermiş, o böyle anlatıyor.
Peter Pan araştırmasını, Yoongi'nin bilgine kitabını vererek kendisinin de okuduğunu ve çok sevdiğini söylemesiyle yapmıştım.
Bilgin denilmesi de yaşının aksi olan olgunluğundan, öyle ya bazen bir cümle kuruyor bana kalakalıyorum karşısında. Yoongi çok seviyor bilgini ve bilgin kendisiyle sohbet ettiğini ve onunla sohbet etmenin bambaşka olduğunu söylüyor bana. Ara sıra neredeyse yalvarıp yakararak ne konuştuklarını, Yoongi'nin nasıl biri olduğunu ve yakından nasıl göründüğünü anlatması için sıkıştırıyorum onu. Sonra bana insanların özeline saygı duymamla ilgili bir dolu nutuk çekiyor, ne çocuk ama.
