2 adam hızla bana yaklaşıyorlardı off ya başıma bela aldım bende,neyse artık koşma vakti geldi ama gitmeden önce patroncuğa(!) Bağırarak
"Ne oldu sen koşamıyomusun yoksa! Ayy acıdım sana şu an"dedim pis pis gülerek.Patron dediğim adam artık ne kadar sinirlendiyse gözü seyirmeye başladı,elleri yumruk halindeydi ve boyundaki damarlar ortaya çıkmıştı. Şu 2 adamı yanıma daha yaklaşınca artık koşma vakti dedim ve tabanları yağladım.
Artık adamlar koymaktan yorulmuş ve ellerini dizlerinin üstüne koyarak kesik kesik nefes alıyorlardı ve yüz ifadeleri çok komikti bende daha fazla dayanamadım ve kahkaha atmaya başladım. 2 dingiller bana anlamsız anlamsız bakıyorlardı. Aralarından biri
"Seni bir... elime geçireğim.. senin ben varya... "dedi kesik nefesiyle. Bende
"Elinden geleni ardına koymayın ikiz dingiller "Dedim ve yaslandığım duvardan ayrıldım. İkiz dingiller bana anlamamış gözlerle bakarken bende onların yanına geldim ve tam ikisinin ortasında durdum. Sağ tarafındaki elini beline attı silahını almak için ama hemen bende kafasına bi tane şaplak attım ve 'cık cık'ladım sözüme devam ettim.
"Birincisi;Beni kimse koşuda yenemez,ikincisi; beni kovalamanıza gerek yoktu çünkü zaten sizin patronunuzla konuscaktım ve en önemlisi üçüncüsü;bir daha bana asla ama asla bağırmıysaksınız"dedim sonlara doğru sesimi yükselterek ve ikisinide nefesi yerine gelmeye başlamıştı fakat bana öyle bir şaşkınlıkla bakıyolardıki. Bende işimi garantiye almak için ikisinide erkekliğine birer tekme attım.2 dingiller yerde acıyla kıvranırken ikisinide eserinden tutarak ayağa kaldırdım fakat bayağı zor oldu adamlar hala daha açıyla kıvranıyorlardı. Ama ben acıyı severim tam bir sadist ruhum vardır.İkiz dingilleri patronlarının olduğu yere getirdim ve patron kılıklı adamın arkası dönük olduğundan bizi görmüyordu Yerde de kanlar içinde yatan az önce yalvaran adam vardı. İkiz dingilleri enserlerinden iterek yere kapakladım ve büyük bir acıyla ikiside inledi.Bende konuşmaya başladım
"Bana bak patron bozuntusu!! Ben konuşulacak bir şey varsa konuşurum ve şu 2 köpeğinide alda daha fazla yorulmasınlar"dedim büyük bir cittilikle. Adam bana döndüğünde ilk başta kaşları çatıldı ve hemen ardından bana büyük adımlarla dibime kadar geldi,neredeyse burunlarimiz birbirine değiyordu ve tam gözlerimin içine baktı. Fakat eskiden yüzünü göremediğim için şimdi tam görüyorum.Biçimli kaşları,yeni çıkmış sakkalları,o kadar da dolgun olmasa da sürekli düz bir çizgi halinde duran dudakları,biçimli saçları ve buz gibi bakan gözleri. Ben adamı tam gözlerine baktım ama o da benim suratımı izliyordu en sonunda gözlerimiz bulustuğunda neredeyse gözünü bile kırpmadan tam gözüme bakıyordu bende onun gözüne. Sanki ilk gözlerini kaçıran oyunu kaybeder gibi sadece bakıyorduk. Ne o geri çekiliyordu nede ben sadece bakıyordu.
Ne zamandır böyle durduğumuzu bilmiyordum en sonunda sessizliğini ben bozdum.
"Beni yakladın hadi ne yapacaksan yap hani beni öldürecektin ya "Dedim dişlerimi sıkarak konuştum o da sonunda konuşmaya başladı.
"Seni zaten öldürcem ama burada değil"dedi tıslarcasına ve beni kolumdan tutarak beni hızla sürükledi peşinden. Sürüklemeyi bıraktıktan sonra beni son model spor bir arabanın içine fırlattı hiç abartmıyorum bildiginiz fırlattı. Kapıyı kapatmadan önce bizim yerde olan ikiz dingiller ayağı kalkmışlardı ve bana öldürücü bakışlar atıyorlardı.Beni arabaya fırlattıktan sonra hızla arabanın kapısını çarpmıştı bizim 2 dingile sinirli sinirli bir şeyler söyledikten sonra arabanın önünden geçerek şoför yerine oturdu. Bindiği anda gazı köklemişti.
Bindik bir alamete gidiyoz kıyamete...
