1.1 - pt.1

3K 301 300
                                    

yüzüne nasıl bakıcam:
soobin, dün gece neler oldu?
çok fazla başım dönüyor ve, bardan evime nasıl geldim?
ve, en önemlisi de şu... KALÇAM NEDEN ACIYOR?
günaydın diye not bırakıp gitmişsin, insan daha kibar olur salak

binnie:
yeonjun..
sarhoşken seviştiğimizi ona nasıl söyleyeceğim|

yüzüne nasıl bakıcam:
ne
sikistik mi ÖFŞWŞGİEİBĞEĞHŞEŞGŞSĞVA

binnie yazıyor...

yüzüne nasıl bakıcam:
boyle bi şey imkansız
daha iyi bi yslan uydur bari
en son bi adamla flörtleşiyodum, parasini alip kacicaktim

binnie:
of..
her şey o abazadan sonra başladı ya|

flashback:

"kolyeniz güzelmiş bayım~" tanrım, daha kaç saat flörtleşebilirlerdi? üstelik Yeonjun denilecek adi pislik şerefsiz herif adamın orasına burasına dokunmaya başlamış, dudağına öpücük bile bırakmıştı. ben o dudakları öpmek için iki aydır uğraşıyordum. üstelik şu tipe bak, ben daha yakışıklıyım! tırnağımı yiyip onları seyrederken, yanımdaki kızın beni dürtmesiyle ona bakmıştım tüm dikkatimi dağıtıp. "soobin oppaa!~ beni dinlemiyor musun?~"

"güzelim, gitmem lazım. iyi geceler sana." diyerek onların bir kaç sandalye uzağına oturdum.

daha çok mavi-mor renklerin hakim olduğu, tüm şehrin bildiği, yani bilindik bir bara gelmiştik. yan koltuklar ve odalarda yiyişen çiftler, sahnedeyse dans eden kızlar çoğunluktaydı. barmenlerin orada oturan insanlarsa kızların orasını burasını kesiyordu genelde. yeonjun da barmenlerin orada bir adamla oynaşıyor, dudağından öpüp duruyor, adamı tahrik edecek şeyler söylüyordu.

beni ilk öptüğünde utanmış, yüzüme bakamamışken bu adama böyle yapması tuhaftı. "adama bak amına koyayım, vip gelmiş resmen.." dedim kendi kendime. taehyun en başınan beri kafeye gidelim diyordu, ulan ne akıllı çocuk. keşke dinleseydim. "bayım, itiraf etmek gerekirse tahmin edemeyeceğiniz kadar çok, çok fazla yakışıklısınız. sırrınız nedir?" dedi usulca karşısındaki adamın yakasıyla oynarken yeonjun.

dolgun dudaklarını ıslattı konuşurken. adamın her hâlinden azdığı belliydi. "şanslı piç." diye geçirdim içimden. onları uzaktan izlerken içimdeki kıskançlık hissini durdurmaya çalıştım. yeonjun çok farkliydı, ayağı incindiği zaman bana karşı utangaçtı. şimdi şu sikik abazaya yaptığına bak. hayır yani, tipsiz bir şey. ben daha yakışıklıyım bundan..

tüm dans öğrencileri olarak buraya gelmiştik. yeni tanışan Hyunjin ve Jeongin birbirleriyle sohbet ediyor, peşimizden ayrılmayan beomgyu, taehyun'u flört etmeye çalışıyor, lisa masalardan birinde kendine hemen bir arkadaş grubu bulmuş. san ve woo'nun de bir yerlerde aşklarını tazelediği bariz belliydi.

evet, ben de yeonjun'a güvenip gelmiştim ama beni umursamıyordu bile. biliyordum da, bence bu kadar yüzüme vurulmasına gerek yoktu. elimi yumruk yapmıştım sinirden. pek de umurumda olmadığını söyleyerek kendimi avutmaya çalışıyordum. karşımdaki içkileri fark ettiğimde sırıttım. buraya geldiğimden beri yeonjun'dn başka hiçbir şey düşünemiyordum ve bu yüzden, eğlenmeyi ihmal etmiştim. barmeni çağırdım ve bir kadeh istedim ondan.

barmene doğru bakış atmışken kulağıma gelen sesle gözlerimi kapatıp elimi sinirlice masaya vurdum. "evimde devam etmeye ne dersin güzelim?" demişti ona, bu da ne demekti şimdi? yeonjun'un vereceği tepkiyi merakla beklerken o sırada içkiyi veren barmene gülümsedim. yavaş yavaş içerken telefonumu çıkartıp, kamerayı onlara doğru tuttum ve olacakları izlemeye başladım. evet, hayatta benim kadar yıkık birini göremezdiniz.

dance, yeonbin. Where stories live. Discover now