İMAMIN OĞLU

kırk beş

"Kaya piçi bana bozuk kolu verdi değil mi?" diye sordu Salih sinirle. Gülerken kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Hiçbir hile yoktu, senin kendi mallığın." dediğimde bana yandan sinirli bir bakış attı. Beni yenmişti ama Kaya'ya yenilmişti sürekli. Ve sinir krizi geçiyordu salak.

"Siz iki yılan kesin bir şeyler yaptınız." hâlâ diretiyordu.

Apartmanların önüne geldiğimizde, bana bir bakış atıp apartmana gidecekken kolundan tuttum. İlk afallasada ardından biri bakıyor mu diye etrafına göz gezdirdi.

"Yapma ani hareketler." diye fısıldadığında bizim apartmana girmiştik bile. Kapıyı kapattım ve bende apartmana bir bakış attım. Kimse yoktu. Duvara yaşlanmış beni süzen çocuğa döndüm.

"Bana bak senin ağzını burnunu kırarım öyle sevimli sevimli hareketler yapma." dedim işaret parmağımı üzerine doğrultmuşken. Dudaklarının kenarı kıvrıldı.

"Ne biçim seviyorsun orospu çocuğu." elimi duvara koyup üzerine biraz eğildim.

"Bizim sevgimiz de böyle, beğenmediysen..." dedim ve durdum. Yalandan da olsa başkasına git diyemiyordum. "Zorla beğendiririz."

"Yakında 'sen benimsin falan da dersin.'" diyerek bana atıfta bulununca dudaklarına odaklandım. Odaklanmam ile gülüşü soldu ve o da benim dudaklarıma bakmaya başladı.

Yavaş yavaş dudaklarına yaklaştığımda merdivenlere bir bakış atıp, ardından bana döndü. Ensesinden tutup kendime yaklaştırdım. Ama tam dudaklarımız birleşeceği sırada ezan okununca öylece durduk. Salih yukarı doğru baktı.

"Canım babam nasıl hissetti." dediğinde sırıttım.

"Rejiden uyarı geldi." geri çekilirken o da sırıtıyordu.

"Ben gideyim, annem sarma yapmış benim için sıcak sıcak yemezsem trip atıyor." dedi üstünü düzeltirken, ardından hevesle bana baktı. "Sende gelsene, midenden sıcak bir yemek gecer."

"Ablam bugün arkadaşları ile eve gelecekte, biraz onlarla takılacağız." dediğimde kafasını salladı.

"İstersen bir tabak getireyim ama yavrum." sevimli hareketlerini gülümseyerek izlerken 'cık'ladım.

"Yok aşkım, sen ye." gülüşüme birkaç saniye baktı ardından kafasını salladı.

"Tamam hadi görüşürüz." dedi ve kapıya doğru bir adım attı. Ama ardından dayanamayıp beni kendine çekip yanağımdan öptü. Ardından yeniden yukarı doğru baktı.

"Yanaktan öptüm." hesap verirmiş gibi konuşunca kahkaha attım. O da gülümserken kendini çekti ve kapıya doğru ilerledi.

Arkasından bakarken, derin bir nefes aldım. Bu çocuğu gerçekten o kadar çok seviyordum ki...

***

Salih: Orospu çocuğu Uras

Salih: Ablamın arkadaşları deyince kızların geleceğini düşündüm.

Salih: Sizin eve kaç tane erkek girdi saymadım, tansiyonum düştü amk şerefsizi.

Uras: Yavrum üniversiteden arkadaşları.

Uras: Hem hepsi düz.

Salih: Bende düzdüm puşt.

Uras: Bazen dediklerimi bana yediriyorsun ya

Uras: Seninkini yalamak istiyorum o zamanlarda.

Salih: Sözün olsun o zaman.

Uras: Tamamdır, söz.

Salih: Tamam konuyu değişme.

Salih: Balkona çık bir üstünü kontrol edeceğim.

Uras: Tamam. (19:07)

Salih: Güzel. (19:10)

Salih: Hep balkonda otur nolur.

Salih: İçim rahat etsin.

Uras: Hay senin kıskançlığına...

Uras: Tamam.

Salih: Aferin.

Uras çevrimdışı. (19:11)

Salih çevrimdışı.

Salih çevrimiçi. (20:44)

Salih: Yeter amk ne güldün.

Salih: Az biraz düzgün dur.

Uras: Ya gülmeme de karışma be adam.

Salih: Kes.

Salih: Ne zaman gidecek bunlar?

Uras: Birazdan giderler.

Salih: Bir zahmet amk.

Uras: Aha kalkıyorlar.

Salih: Ney

Salih: Nasıl kalkıyorlar orospu çocuğu.

Uras: Gidecekler işte.

Salih: Haa tamam.

Uras: Sapık oç şimdi anladım.

Salih: Piç

Salih: Neyse nöbetim bitti.

Salih: Bugün de sevgilimizi koruduk #Şükür.

Salih: Gidip biraz pubg atayım.

Uras: Bekle beni bende geliyorum.

Uras: Hatta bekle Kaya'yı da çağırayım.

Salih: He oç gelsin de bir bombalıyayım.

Uras: Ajdjadhkahdjakdhjahdhdh

Uras: Hadi oyuna gir.

Salih: Tamam.