*benim şiirim

104 13 1
                                    

İçimde kopardığım fırtınalardan bir buket
annemin, toprağın karnına sokulmuş annemin
sararmış kefeninden bir taç
asırlar önce yakılmış çeyizimden kalma 
ufak bir dantelin ucundan yamyassı bir çiçek
varlığına daha neyi armağan etsem
yumurtadan henüz kafasını çıkaramamış
gün yüzü görmeden beyaz tabutunun içinde ölüp kalmış
yahut fırlamış da yumurtadan
annesinin tekmesiyle yere çakılmış
o tüyleri yeni parlıyan yavru kuşun
boğazında kalırdı

Elimde molozların arasından çekip çıkardığım
iri kıyım bir kaya tutuyorum
nöbetimin on dokuzuncu gününde
bir cami inşaatının en temeline
kendimi bırakıveriyorum

Ruhum ayazda kalmış bir kapının 
gıcırtısından hevesle
toprağın altında bedenimin koynunda
sızım sızım sızlarken
yokuşta sen beliriyorsun
bir şeref timsali ile yoksunu arasında
tin tin tıknaz bir yolu adımlayıp
önüne çıkan ilk nedimenin elinden
çiçeğini kapıyorsun

Peşisıra ölümden tam not almış
mezarlığın en yeni deliklerinden birinde
geçmiş dünyanın hazin sırra kademini
ruhumun en ücra köşesinde
kıyasıya nahif bir rüzgarla ben
kovalarken
mezarımın yanına çöküp sen
ağlıyorsun
Asıl ölen kim, artık anlıyor musun?

4919

lili şarkısını söylerkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin