Chapter 17: Warm Up

1.2K 186 37
                                    

Tam iki haftadır Jeongin ve Hyunjin birbirlerini görmemek için ellerinden geleni yapıyordu. Hyunjin yaptığına pişman olmuştu çünkü kendisinin de öleceğini bilmiyordu. Jeongin ise Hyunjin'e öfkeli ve kırgındı. Oysaki çok iyi anlaştıklarını düşünüyordu. Jeongin'in, Hyunjin'e hiçbir zararı olmamasına rağmen; Hyunjin'in Jeongin'i öldürmeye çalışması onu en çok kıran ve canını en çok acıtan şey olmuştu. Hyunjin'in büyüsü bedenini hissizleştirdiği için acıyı hissetmemişti ama o günler boyunca kalbi acımıştı. Sonradan Felix'le beraber bu kehaneti iyice araştırmış, haklı olabileceğine karar vermişse de, ağabeyi bu durumun hiçbir haklı açıklaması olmadığını söyleyerek Hyunjin'e kin gütmesi gerektiğini savunmuştu. Eh, haklıyı ve haksızı seçebilecekleri noktayı çoktan geçmişlerdi.

Noel haftası gelmişti ve bütün okul bunun heyecanıyla evlerine gitmek için okuldan ayılmıştı. Felix ve Jisung ailesine gitmişti. Hongjoong bitiremediği ödevleri için burada kalmayı seçerken, Taehyun da Soobin için yatakhaneden ayrılmamıştı. Trich gidebilecek bir aileleri olmadığı için buradaydı, Hyunjin ise yaptığı öldürme girişimlerinin cezası olarak ailesinin verdiği Twilight'tan çıkmama kararına ayak uyduruyordu. Minho da ailesine giderken, okulun geri kalanından da kimse yoktu neredeyse. Birkaç Profesör dışında onlar bile ailelerine gitmişlerdi.

Felix ve Jisung'ın olmadığı bir sabaha uyanan iki kardeş güzelce hazırlanmış ve yemek salonuna geçmişlerdi. Jeongin büyüğüyle yemek yerken masaya gelen uzmanlarla sohbet açılmış, konular birbirini ardalamıştı.

Trich ve Hyunjin de salona giriş yaptığında Taehyun'un bakışları sevgilisinde kalmıştı. Bundan bir hafta önce, arkadaşlarının da karşı çıkmaması üzerine sevgili olmuşlardı Soobin'le.

"Çağırsana." Hongjoong koluyla arkadaşını dürttüğünde Taehyun omuz silkti. "Sorun yok, huzurlu şekilde yemek yiyelim."

"Benim için problem değil, Hyunjin'i görmeyeyim yeter." Chris arkadaşına sıcacık bir gülümseme sunduğunda Taehyun sırıtmış ve ıslık çalmıştı. Soobin gülerek elindeki tabakla beraber ilerlediği masaya oturup arkasında kalan masaya dönerek göz kırptı. Ailesinden ayrılamayacağını ifade etmeye çalışmıştı. Taehyun'da başıyla onaylayıp arkadaşlarına döndü. "Demiştim, zaten gelmek istemedi."

"Nasıl anlaştınız be?" Jeongin şaşkınlıkla sorduğunda Taehyun güldü. "Birkaç şifremiz var işte." Gülüşerek yemeklerine devam ederlerken, Taehyun ve Soobin yemek boyu birbirlerini kesmişlerdi.

"Ağabey, ödevime yardım eder misin?"

"Tabii, gel gidelim kütüphaneye." Jeongin büyüğünün koluna girip, yemek salonunun kapısından arkadaşlarına el salladığında Uzmanlarda karşılık vermişti.

"Ok dersi vereceğim Soobin'e. Akşam yemeğinde görüşürüz." Hongjoong, küçüğünü başıyla onayladığında Seonghwa'yla ikisi yemek salonunda tek kalmış, ormanda yürümeye karar vermişlerdi. Öyle, sessizce sohbet ederek yürümüşlerdi.

Bu sırada Soobin ağabeyinden izin koparmaya çalışıyordu. Taehyun'un yanına gitmesine kızmıştı.

"Hadi ağabey ya, lütfen. Hem en başında karşı çıkmadın neden böyle yapıyorsun?"

"Bizi unuttun resmen. Hayır izin vermiyorum. Noel arifesini bizimle geçireceksin." Hyunjin ve Beomgyu yataklarına oturmuş iki kardeşin tartışmasını gülerek izliyorlardı. Beomgyu karnına başını koyan arkadaşının saçını dağıttı.

"Ya lütfen, bir haftadır aynı şeyi yapıyorsun ve sonunda iyi git diyorsun. Uğraşmaktan yoruldum git de gideyim."

"Sen zaten kafanda günü onunla geçireceğine karar vermişsin. Niye bana soruyorsun o zaman?" Yeonjun kardeşini tersleyip banyoya yürüdüğünde Soobin hızla ona ulaşıp arkadan bedenini sardı. "İçim rahat etmiyor. Aileme sormadan bir şeyler yapmak hiç benlik değil."

Twilight || SKZ¡ TXT¡ ATEEZ¡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin