Lisa ve Jennie market alışverişlerini tamamlamış, hızlı bir şekilde eve dönüyorlardı.
''Bir şemsiye alsak ne olurdu sanki.'' Jennie kafasını eğmiş koşuştururken Lisa'ya bağırdı.
''Marketin içinde yağmurun dinmesini bekleyebilirdik!'' Lisa evden çıkmadan önce yağmur yağabileceğine ihtimal vermemişti.
''Yağmur biz çıktıktan sonra başladı aptal!'' Jennie sadece 2 saniyeliğine Lisa'nın yüzüne bakmış ve daha sonra yine başını eğmişti. ''Hey, şu apartmanın içine girebiliriz.'' Jennie tepki beklemeden apartmana yöneldi. Lisa da peşinden gitti.
İkisi de sırılsıklamdı. Hava normalde güneşliydi, bu yüzden ikisi de bir yaz günü ne giyerseniz onu giymişlerdi. Yağmur yağmasını kesinlikle beklemiyorlardı.
Merdivenlere oturup yağmur sesini dinlediler. Marketten aldıkları birkaç atıştırmalığı yediler.
''Rose'den hiç haber aldın mı?'' Lisa duyduğu soruyla irkildi. Mektubu alalı 3 gün olmuştu fakat Jennie'ye bundan hiç bahsetmemişti. Acaba Jennie mektubu mu görmüştü?
Lisa donup kalınca Jennie konuşmaya devam etti. ''Ben ondan hiç haber alamıyorum. Onu çok özledim. Sanki yok olup gitmiş gibi. Ben Rose diye birini hayal etmiyorum değil mi Lisa? Öyle biri vardı değil mi?''
''Vardı Jennie. Ama ne yazık ki şu an yanımızda değil. Gittiği zaman ben de onu aramaya çalıştım ama ulaşamadım.'' Jennie konusunu açmadığı müddetçe kesinlikle mektuptan bahsedemezdi.
''Keşke şu an yanımızda olsaydı.''
''Keşke. Ben de onu çok öz-'' Lisa'nın lafı arkalarından gelen adım sesiyle kesildi.
''Lisa?'' Konuşan Jimin'di.
''Oh, hey Jimin.'' Lisa ayağa kalkıp kendisine uzatılan eli sıktı.
''Selam Lisa.'' Jimin Jennie'ye döndü. ''Selam Jennie. Seninle tanışmış mıydık?''
''Birkaç kez aynı ortamda bulunduk ama hiç tanışmadık sanırım.'' Jennie utanmışa benziyordu. Lisa bunu hemen anladı.
''Jennie çok iyi birisidir. Onu tanımıyorsan çok şey kaybediyorsundur.'' Lisa dönüp Jennie'ye gülümsedi.
''Abartma Lisa.'' Jennie gerçekten utanmışa benziyordu.
Jimin gülümsedi. ''Ondan eminim.'' Kısa bir süre duraksadıktan sonra devam etti. ''Bu apartman sizin gibi iki güzel hanımefendiyi ağırlamayı nasıl hak etmiş olabilir?'' Başının döndürüp apartmanı inceliyor gibi yaptı.
''Çok naziksiniz beyefendi. Yağmurun dinmesini bekliyorduk.'' Lisa durakladı. ''Ve sanırım yağmur dinmiş bile.'' Gülümsedi. ''Senin bu apartmanda oturduğunu bilmiyordum.''
''Doğru biliyorsun, burada oturmuyorum. Taehyung ile beraberdim.''
Lisa afallamıştı. ''Tae ile mi? Onun burada ne işi var ki?''
Bu sefer afallama sırası Jimin'deydi. ''Bilmiyor musun?''
''Neyi?'' Lisa sinirlenmeye başlamıştı. Jennie bunu fark etmişti, yavaşça arkadaşına sokuldu.
''Tae burada yaşıyor bir süredir.'' Jimin bulunduğu durumdan oldukça rahatsızdı. Taehyung taşındığını söylememişti ve sanki Jimin kendisi suçluymuş gibi hissediyordu.
''Ne kadar süredir?''
''2-3 hafta oluyor.'' Jimin nedense fısıldamıştı. ''Hey Lisa, benim acil çıkmam gerekiyor. Sonra görüşürüz.'' Kendini kurtarabileceği bir an bulmuş ve hemen kapıya doğru yönelmişti. Sonra bir anda bir şey unutmuşçasına arkasını döndü. ''Sonra görüşürüz Jennie.'' Gülümseyip apartmandan çıktı.
