14

331 67 23
                                    

"İhtiyacın olan bir şey var mı diye mesaj atmıştım gelirken alırım diye ama yanıtlamadığın için elim boş geldim üzgünüm."

Gözlerimi kapattığım anda yanaklarımdan birkaç yaş çeneme doğru süzülüyor.
Jeongin bana iyi mi geliyor yoksa beni daha kötü mü yapıyor bilmiyorum.

Cevap vermemi ister misin?

Mümkünse hayır.

"Üzgün olması gereken sen değilsin. Telefonumu kırdım."

Birkaç dakika boyunca Jeongin'den ses gelmiyor. Yerimde hafifçe kıpırdanıyorum.

"Hyunjin... Seni bu hale getiren şey ne?"

Fazla aydınlık olmayan salonda gözlerimi gezdiriyorum. Cevap veremiyorum.

"Sormadım say. Hadsizliğimi hoşgör, senin için endişeleniyorum sadece. Bir gün yardımcı olmak için sana uzattığım ellerimi tutacağını umut ediyorum."

"Ellerimden tutup beni doktora götürebilir misin? Çünkü bunu tek başıma yapabileceğimi sanmıyorum."

Ne diyorsun sen?
Doktorun bizi kurtaracağını mı sanıyorsun!

Bizi değil! Beni!

"Anlamadım?"

"Sana demedim. Üzgünüm."

Kapıya vuruyor birkaç kez. Kapıyı açmamı istediğini anlıyorum. Ayaklanıyorum ve kilitleri açmaya başlıyorum.

Seni aptal! Aaaaptal! Ölmesi gereken sensin asıl! Ben değilim, ben değilim! Sağ çıkman şans eseriydi, bir daha öyle bir şansın olmayacak. HA HA HA!
Açma kapıyı pislik herif!

Hwang'ın öfke dolu çığlıkları kulaklarımı sağır ediyor. Görüşüm bulanıklaşıyor. Kendime gelmeye çalışıyorum, başımı iki yana sallıyorum.
Tam kapıyı açtığım sırada etraf kararıyor ve dengemi kaybediyorum.
Jeongin kollarını bedenime sararak beni tutuyor.

"Hyunjin! Kendine gel! Bak ben buradayım. Hyunjin!"

***

Dört saatlik ders çalışması ardından bir şeyler yazdım. Kontrol etmiyorum, hatam varsa affola. Yoksa da bir tebrik yorumunuzu alırım :*
Umarım beğenirsiniz...

save me from myself | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin