2.1 | Bellatrix Masalları

1.5K 186 334
                                    

Harry kendini iyice içine kapatmıştı. Snape'le yaptığı konuşmanın üzerinden yaklaşık bir ay geçmişti ama inatla odasından çıkmıyordu.

"Teşekkür ederim anne" dedi Draco içeriye girerken. Harry anında gözlerini kapatmıştı, Draco'dan bile kaçıyordu. Çünkü bakıldığında, onu birlikte olmaya zorlamıştı. Sırf o istediği ve kıskandığı için bu salak saçma ölümcül bağ yapılmıştı. Ne zaman bu kadar hassaslaşmıştı kendi de bilmiyordu ama bu iyi bir şey değildi.

Draco içeri adımlayıp gülümsedi ve Harry'nin üstünü iyice örttü. Neredeyse Kasım ayındaydılar ve hasta olmasını istemezdi. Daha sonra yavaşça dolabın karşısına geçti. Takım elbisesinden kurtulmak istiyordu artık. Harry derin bir nefes alarak gözlerini açtı ve ona doğru döndü.

"Selam" dedi korkutmamak için, Draco onun zaten uyumadığını biliyordu çünkü Harry pek iyi bir oyuncu değildi.

"Selam" dedi o da ceketinden sonra gömleğini çıkartarak. Harry o üzerine kazağını giymeden önce karnına baktı biraz.

"Dokunsana" dedi Draco yatağa oturarak.

"Benim sevişim bile sert, gerek yok" dedi Harry ve geri arkasını döndü. Draco derin bir iç çekti.

"Kız" dedi sadece, daha sonrasında kumaş pantolonunu indirdi.

"Yani dediği gibi sadece varis istiyorsa, erkek olana kadar deneyin diyecektir değil mi?" dedi pijama altını giyerken.

"Ama düşündüğüm gibi içimdeki bir şeyi çıkartıp bebeğime yerleştirmek istiyorsa cinsiyeti belirleyici olmaz" dedi Harry ayağa kalkarak. Draco onun ayağa kalkmasına şaşırmıştı ama Harry hemen üzerine siyah uzun cübbesini giydi ve koşarak çıktı odadan. Draco pek bir şey anlamadı ama yorgundu ve hemen yatağa yattı.

Bu sırada Harry soluğu babasının odasında aldığında Voldemort kapının önünde bekleyen oğlunu gördüğünde şaşırmıştı. Bir aydır odasından çıktığını görmüyordu.

"Bir kız" dedi Harry konuyu uzatmadan. Voldemort sadece gülümsemişti.

"Tebrik ederim" demekle yetindi. Harry'nin kalbi, göğüs kafesine sığmıyordu.

"Bir varis istediğini düşünüyordum-"

"Senin kanını taşıyan biri varis zaten" Harry ölmek istiyordu, sadece o an orada ölmek ve her şeyden kurtulmak istiyordu.

"Bu arada Harry gelmen iyi oldu, bir konuda bilgilendirme yapmam gerekiyor" Harry oralı bile değildi. Acımasız gerçek yüzüne yüzüne vuruyordu, içindeki hortkuluğu çıkarttığı zaman Harry'nin hiç bir önemi kalmayacaktı.

"Draco'yu sürgüne göndermeyi düşünüyorum" dediğinde Harry'nin beyninde şimşekler çaktı.

"Ne?" dedi incecik olan sesiyle.

"Çok bağlısın, odadan bile çıkmıyorsun-"

"Bunun nedeni o değil" dedi Harry gözlerini kapatarak. Onun lafını mı bölmüştü o az önce?

"Bana karşı bu kadar saygısız olduğun bir dönemi de hatırlamıyorum" dedi Voldemort.

"Bunun nedeninin ne olduğunu çok iyi biliyorsun baba. Snape'i yanıma yollayan kişinin sen olduğunu anlayabiliyorum" Harry hala kapıdan içeri girmemişti çünkü kim olursanız olun o kapıdan içeri girdiğinizde bütün büyü gücünüz sıfıra iniyordu.

"Bocalamana hak veriyorum" dedi Voldemort ama hala gülüyordu.

"Ama senin hatalarının bedelini Draco'nun ödeyeceğini de biliyorsun değil mi?" Harry derin bir nefes aldı. Zaman kazanmak zorundaydı.

"Daha dikkatli olacağım" dedi kafasını indirerek.

"Eğer kendine gelirsen, düşünce olarak kalır. Bana nazının geçtiğini biliyorsun" dedi Voldemort halinden memnun bir şekilde.

"Onu sevdiğimi inkar etmiyorum" dedi Harry kafası hala yerdeydi.

"Evet neredeyse yoldaşlıkla savaş çıkaracaktın, farkında herkes" dedi Voldemort, bu durum kesinlikle onun canını sıkıyordu.

"Ayrıca içeri gelmekten korkmana gerek yok, sana zarar verecek değilim" Harry derin bir nefes aldı ve odanın içine girip, yatağa oturdu. Ne düşünmesi gerektiğini bile bilmiyordu.

"Genlerinde benim genlerimin olmaması, senin benim oğlum olduğun gerçeğini değiştirmez" Voldemort inkar etmiyordu, tabi ki yalan söylüyorlar demiyordu. Harry ağlamak istiyordu, hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordu.

*

Draco aşırı bozulmuştu. Harry onun yüzüne bile bakmadan, eski odasına taşınmasını söylemişti. Tabi ki o da bunu yapmıştı. Ne zaman Harry'nin kendisini sevdiğini düşünse Harry bu düşünceyi çok güzel bir şekilde kırıyordu.

Harry'ninkine nazaran daha yumuşak olan eski yatağına uzandı. Bu ağrıları için de daha iyiydi aslında, ya da Draco kendisini kandırmaya çalışıyordu. Hem doktora gitmiş hem odadan taşınmış olduğu için yorulmuştu ve tabi ki uyuması da çok kolay oldu.

Onun aksine Harry kolunun boş olması durumuna pek alışık değildi. Birinci sınıfın ikinci döneminden beri yan yana yattıkları için bu biraz boşlukta hissetmişti ama kendi kendine telkinler veriyordu. Daha diğer odada olmasına katlanamazken bir de sürgüne gitse ne yapardı bunu düşünüyordu sadece.

Bir şeyler yapmak zorunda olduğunu biliyordu artık. Bir kaç ufak araştırma yapmıştı ama diğerlerini nasıl yok edeceğini bilse bile içindekini nasıl yok edeceğini bilmiyordu, kendisi için önemli olan da içindekiydi. Onun, babasının ölmesini falan istemiyordu çünkü.

Yarın ilk iş olarak Narcissa ile konuşmayı düşünüyordu, Dumbledore'la konuşup konuşmadığını- derin bir nefes aldı ve bulanmaya başlayan midesini susturmaya çalıştı. Adamın ismi bile midesini bulandırıyordu.

Gözlerini kapattı ve yorganın yarısını ağırlık yapsın diye koluna koydu ama tabi ki işe yaramıyordu, sonuçta yorgan ona sarılamaz ya da uykusunda elma elma yeşil elma diye mırıldanamazdı. Harry aslında tam o anda kendisi için aslında en önemli kişinin 'babası' olmadığını fark etti. Kafasını iki yana salladı kendine gelmek için, bu bilgi şu an için kendisine kalabilirdi.

"Ona aşıksın" diye bir ses duydu sonra ve hemen açtı gözlerini, kendisini saldırıya hazırlamıştı ki-

"Anne?" Bellatrix güldü.

"Bana anne demen hoşuma gidiyor, garip değil mi?" dedi ve camdan atlayıp içeriye girdi.

"Burada ne yapıyorsun? Daha da önemlisi nasıl girdin?" Bellatrix omuzlarını silkti ve Harry'e sorma gereği duymadan ayakkabılarını çıkartıp yorganı açarak onun yanına yattı.

"Bana anne dediğin sürece, beni bir Riddle olarak kabul ediyor malikane" ve kolunu açtı Harry'nin yatması için.

"Sen babama ihanet ettin" dedi Harry ama Bellatrix açıkça gözlerini devirdi.

"Sonuç olarak o babansa bende annenim" diye bir cümle kuruduğunda Harry buna güldü ama gidip kadının açtığı koluna kafasını koydu.

"Buna ihtiyacım vardı" dedi Harry ona sarılırken ama Bellatrix sadece omuzlarını silkti. Onun göremeyeceğini bildiği için gülümsedi.

"Bana masal anlatsana" dediğinde Bellatrix güldü.

"On beş yaşındasın ve bir çocuğun olmak üzere" dediğinde Harry omuzlarını silkti. Bellatrix'te bir masal anlatmaya başladı.

"Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kambur saman içinde burunsuz bir piç varmış" Harry buna kıkırdadı.

Wires || DrarryWhere stories live. Discover now