27

20.2K 1.3K 505
                                    

"Hala orada mı?"

Yutanın kafasını olumlu şekilde sallamasıyla derin bir nefes alıp vermiştim. En son onunla konuşalı yedi gün ayrılalı onbir gün olacaktı bugünle. Ve o ise hiç sıkılmadan her gün arabasını kapımın önüne çekip sabahlara kadar bekliyordu. Sürekli gözleri de evdeydi. Ya sigara içiyordu ya da put gibi duruyordu. Saatlerce duruyordu hem de. Her sabah uyandığımda kalkar kalkmaz pencereden ona bakıyordum gitmiş mi diye ama direkt onunla göz göze geliyordum her sabahta. Uykusuz ve kararlı gibiydi. Peşimi bırakmayacaktı belliydi. Ama bende pes edecek değildim. İlla ki bir gün usanacaktı ve gelmemeye başlayacaktı artık. Yakındı o zamanlar emindim.

"Ne yapmayı planlıyorsun?" Yutanın kısık sesiyle sorduğu soruya bilmiyorum dercesine omzumu silktim. Bilmiyordum cidden. Git diyordum gitmiyordu, küfür ediyordum kaale bile almıyordu.Hayatımda biri bile var dedim ama yine de tınlamadı veya inanmadı. Dedikleri doğruydu ve biliyordu çünkü. Ben onu seviyordum ona aşıktım. Bitti derken bile ona aşkla bakıyordum. İnanmaması imkansız gibi bir şey değildi. Ama yanıldığı bir şey vardı. Ben ona geri dönmeyecektim. Bu sefer kararlıydım. Ne kadar öfkem dinince geleceğimi düşünse de her şey bitmişti benim için.

Taehyung defteri kapanmıştı artık.

"Pes edecek gibi değil. Ne oldu bir anda da bu kadar uzattı anlamadım. Önceden senin ayrılman için her şeyi yapmamış mıydı?"

Olumlu bir şekilde kafamı sallamıştım. Doğruydu Yutanın dedikleri. Her şeyi yapmıştı. Yüzüme yüzüme ayrılmak istediğini haykırırdı ama bunu kendisi yapmaz benden isterdi. Sebebini anlayamamıştım. Açıkcası şimdi düşününce de anlamıyordum. Kafasının içinde neler dönüyor neler düşünüyor merak ediyordum ama hiçbir zaman bilemeyeceğimi de bilirdim. O söylemedikçe anlayamazdım. Zaten söyle de inanır mıydım bilmiyordum.

Yuta ve Jiminin yanında bile hakaret ederdi bana. Arkadaşlarım çok kızsa da sesim çıkamazdı işte. Karşısına çıkıpta 'sen kimsin' diyemezdim. Desem zaten ağzıma lafı tıkardı. Hem de öyle bir yapardı ki bir daha konuşmaya cesaret edemezdim. Diyorum ya ben ondan çok korkardım ama en çok zehirli dilinden çekinirdim. Her an beni aşağalayacak bir kelime söyleyecek diye diken üzerinde dururdum. İşte o zamanları düşününce son zamanlar ki iyi hallerinin gözümde bir önemi kalmıyordu.

Anlamsızlaşıyordu bir kere. Unutamıyordu ki insan. Kendisine yapılan kötülüğü kim unuturdu ki? İster karşısında ki en iyi kalpli birisi olursa olsun bir hatası her şeyi silip süpürürdü. Taehyung gibi işte. Dışarıya mükemmel biriydi. Herkes ölür biterdi. Konuşmak için neredeyse sıraya girecek bile olurlardı. Herkese yardımcı olur her zaman gülümserdi.

Ama sıra bana gelince işte değişirdi her şey. Bir kere gülmezdi bana. Hatta ihtiyacı olmadıkça konuşmazdı bile. Yanında da durmamı istemezdi. Utanıyordu sanırım. Bu yüzden gittim giyim tarzımı değiştirmiş, saçımı uzatmış kendime daha çok bakar olmuştum. Ama sonra farkettiğim şuydu ki benim tarzım veya fiziğimle ilgili bir problem yoktu ortada. Olay bence benim kişiliğimdi. Çok çocukça bulurdu. Önceden nasılsam şimdi de öyleydim ben oysa ki. Değişmemiştim. Ama Taehyung sanki bir gece de başka biri olmuştu. İnternet üzerinde konuştuğumuz da dışa dönük bir karakteri olsa da buraya gelince kimse onunla konuşmadıkça o konuşmazdı. Kimse onun yanına gelmedikçe kimsenin yanına gitmezdi. Değişen bir şey varsa bence o' idi.

"Ah bir bilsem Yuta gerçekten rahatlayacağım. Zorluk çıkarmaktan başka bir şey yapmıyor"

Yuta pencerenin kenarından ayrılmış yattığım yatağımın dibine oturmuş saçlarımı okşamaya başlamıştı. Sürekli Taehyung hakkında konuşmakta istemiyordum onunla. Eskisi gibi bir hata yapmak istemiyordum. Bu yüzden Taehyung hakkında bir konu açılırsa kısa kesiyor konuyu uzatmadan başka bir konu açıyor bütün okları Yuta üzerinde topluyordum. Dertlerimi içime atıyor lanetli düşüncelerimin önünü kesiyordum. Dilimi zincirliyor dudaklarımı mıhlıyordum. Belki de artık daha fazla susturuluyordum böyle ama. Artık umurumda bile değildi.

who are you | taekookWhere stories live. Discover now