ke'ş'ke

107 9 6
                                    

12.11.20

   keşke öbür yarım olsaydın,
yatakta uyandığım yanım olsaydın,
saçlarımı ören kadın sen olsaydın,
her şeyi yine unutsaydın da sevda türkülerime konuk olarak kalmasaydın.

ince boynun hep diktir, kimseye boyun eğmedin ş. bana eğer, iplerini teslim etmezdin. bu devirde kim kime güvenirdi. bu devirde kim öbürünü severdi ki ş.

kendini tanıtmayı sevmez ama isterdin. kolların birbirine bağlıydı, bilirim isteseydim açardın. ne bu titrek eller kollarını çözdü ne sen teslim oldun ş.

kısa konuşmayı sever miydin yoksa hep yorgun muyduk bilmem ama kelimelerimiz duvarlara bitişikti. sınırlı, kısıtlı, sinirli zaman zaman.

kasımlardan birinin sonunda, ben cebimdeki ellerimdeki yaraları düşünürken kollarını sarmaladın bana. kafanı omzum ve göğsüm arasına gömüp bekledin. coğrafyam iyi olsa seni en güzel ülkeye benzetirdim ama değildi.
sen dünyaydın o anda ş. sarıların ve siyahlarının ayrımıyla, göğsünün iniş kalkışlarıyla, beni tutan ellerinin azalan dermanıyla, sana sarılmadığım her an küçülen sabrı- 'beni hiç mi sevmiyorsun?'

bana vermekten çekindiğin ipler bu devamlı tekrar eden soruyla birer birer ellerime düşüyordu. konuşmak isteyip gururunun yetmediği anlar beni takip etmelerinle düşüyordu. tesadüfleri planlaman ş, ellerimde bir dolu iple sevda yolunu yarılamıştım(k) hangi yarı bilmeyerek. eşit yollar eşit şanslar doğurdu, şimdi  'ş'lerim keşkelerimi dolduruyor.

12'den sonra Where stories live. Discover now