~mafya~

10. bölüm

İyi okumalar 🥀

Güne Asya'nın beni kaldırıp aşağı kahvaltı etmem için uyandırmasıyla başladım.

Ve şimdi aşağıda kahvaltı masasına uykulu gözlerle bakıyordum. Aslında çokça uyumuştum ama daha ilk kalkma sersemliğini üstümden atamamıştım.

Sandalyeye oturmuş ellerimi masaya koyup avuçlarımı çenemin yanlarına koyarak

Masaya öylece bakarken bu sefeer kağanın bana eşlik etmeyeceğini öğrendim.

Çünkü erkenden evden çıkmıştı iş için asya öyle söylemişti.

Ne işte çalıştığını bilmesemde elindeki gezdiği dosyalardan bir şirket sahibi olduğunu düşünüyordum.

Tabi mafya olması dışında.

Yalnız kahvaltı etmek istemediğim için ayakta dikilen Asya'ya "otur beraber yiyelim hem konuşuruz hemde bana eşlik edersin" diye söyledim

İlk bir düşünsede sonra kabul edip bir sandalye çekip oturdu.

Sessizce kahvaltı ederken bu sessizlik bir süre sonra  beni gerdiği için konu açarak konuşmaya başladım.

Aslında insanlarla pek kaynaşan konuşabilen bir kız değildim ama bu evde ondan başka kimse olmadığı için ister istemez çenem açılıp konuşuyordum.

O benim mahallede arkadaş olup babam yüzünden arkadaşlık etmeyi bırakan insanlardan sonra ilk arkadaşımdı.

Yani arkadaş derken ilk böyle muhabbet kurduğum konuşabildiğim.

Yabancı duygulara bu evde alışarak öğrenecektim heralde.

"Ben merak ediyorumda niye burda çalışıyorsun, yani yanlış anlama bu kadar soğuk bir adamın yanında nasıl rahat ediyorsun diye sorucaktım ama eğer istersen cevaplamazsın maksat konuşmak" diye aklıma ilk geleni sorup uzun uzun açıklama yaparken Asya soruya takılmadan iç çekip cevap verdi.

Bu iç çekmenin altında bir şey vardı da hadi bakalım, yada ben öyle düşünüyordum.

"Yani efendim-" diye başladığı cümleyi yarıda kestim.

"Bana efendim diye hitap etmene gerek yok asya bu beni rahatsız eder efsun demen yeterli" diye sıcak olduğunu düşündüğüm bir gülümseme gönderip konuşurken oda bana ufak bir gülümseme gönderdi

"Peki efsun ilk olarak sorduğun soruda bir sakınca yok çünkü ben kağan beyi seviyorum hem parası çok hem yakışıklı 1 yıldır buradayım onu elde etmek için, o yüzden gitmiyorum az kaldı yakında avucumda olucak" diye pişkin pişkin laflarını sıralarken ben dışardan masum gözüken bu kızın bu kadar iğrenç düşüncelere sahip olmasıyla şoka uğrayıp cümlelerinin rahatsızlığı ile yerimde kıpırdanırken ona renk vermemeye çalıştım.

Daha onu çok tanımıyordum ama bu dediklerinden sonrada tanımak isticemi pek zannetmiyordum.

Bana Gülen suratıyla bakarken  ne kadar iğrenç düşüncelere sahip olduğunu söylemek istiyordum ama dilimin ucundan geri yutuyordum.

Tartışılmaya değmiyecek kadar ucuz bir kişiliğe sahipti bunu bu bir iki dakikada anlamıştım

Kaçan içtahımla çatalımı tabağımın kenarına bırakarak oturduğum yerde kıpırdanıp bende yapmacık bir gülümseme göndererek ayağa kalktım.

Daha ilk tanımaya çalıştığım kızda patlak vererek yolun başında ileride bir arkadaşlığımızın olmayacağını böylece göstermiş oldu.

Gözleriyle beni takip ederken "ben biraz televizyon izlicem istersen sende gel" diye mırıldandım gelmemesini isteyerek ama benim istediğim gene olmayarak