1. Bölüm

412 20 40
                                    

Açıklama;Arkadaşlar biliyorsunuz Türk tarihi uzun, eski ve karmaşık bir tarih. O yüzden türk ülkeleri birbirine nasıl hitap edeceklerini bilmiyorum. Bu kitapta Pakistan ve Türkiye kadar Asya Hun İmparatorluğu gibi önemli ama yıkılmış Türk devletleride yer alıcak. 1. Göktürk ve 2. Göktürk devletleri tek bir kişi olucak. Ve Asya Hun İmparatorluğu, Avrupa Hun Devleti dışındaki herkesin atası olucak. Avrupa Hun Devleti diğer ülkelerin dedesi. Moğul İmparatoru amca olucak. Osmanlı Türkiye, Azerbaycan'nın babası ve Osmanlı ile Timur İmparatorluğunun kardeş yapmayı falan düşünüyorum. Biliyorum aralarında kavgalar oldu ama aynı zamanda bulunan birden fazla Türk devletleri kardeş yapıcam. Asya Hun İmparatorluğu uzun bir isim olduğundan AHİ dicem. Ve AHD (Avrupa Hun Devleti) hem KKTC'in, hem de Türkiye'nin dedesi ama Kıbrıs ve Türkiye kardeş değil. Türkiye KKTC'in annesi. Ve KKTC çocuk değil. Kıbrıs'ın insan yaşı 16-17 gibi bir şey olucak. Bu arada yıkılan ülkeler ne kadar eskiyse o kadar uzun olucak. Ama yıkılmayan ülkeler toprak büyüklüğü ile insan ortalama uzunluğu ile bir boya sahip olacaklar.














Kapı zili ile uyandım. Kapıda bir konuşma vardı. Uyku sersemliğim yüzünden konuşmayı tam anlayamadım. Yatağımdan kalktım. Ayak sesleri duyuyordum ama başım feci şekilde döndüğünden bunu umursamadım. Sonra kapım çalındı.

Ben;
-Buyrun!

Dedim. Kapım hafifçe açıldı.

Suriye;
Türkiye abla. Atan AHİ geldi.

AHİ mi? Atam mı gelmişti? Gözlerim fal taşı gibi açtım. Sonra Suriye'nin arkasından dedemi gördüm.

Ben;
-H-hoşgeldin a-atam.

Dedim ve hafifçe eğildim. Dedem yavaş adımlarla odama girdi. Etrafı süzüdü sonra bana baktı. Sağ elini omuzuma koydu.

Atam;
-Utanmıyor musun?

Dedi. Bu lafa karşısında afallamıştım. Gene ne yaptım diye bir şeyler hatırlamaya çalıştım ama hatamı göremiyordum.

Atam;
-Atanın önünde eğilmek ne? Bunu sana yakıştıramadım. Sarılmanı beklerdim.

Bende ırkımı küçük duruma düşürecek bir şey yaptığımı sanıyordum. Başımı kaldırdım ona gülümsedim ve atama sarıldım. Oda bana karşılık verdi ve sımsıkı sarıldı. Atamı en son babam yıkılmadığında önce görmüştüm. 100 yıldan baya fazla olmuş. Sarılmayı bıraktık ve Atam saçımı okşamaya başladı ve bana dedi ki,

Atam;
-Ah benim güzel torunum Kıbrıs nerde?

Atama bir kez daha gülümsedim.

Ben;
-Büyük ihtimalle odasındadır atam.

KKTC;
-Yemek hazır!

Dedi. Atamla ben odamdan çıktık. Mutfağa doğru yürüdük. Atam kapılardan geçerken başını eğiyordu. Çünkü o yıkılalı 1764 yıl olmuştu. (Kafadan hesapladım yanlış olabilir.) Mutfağa girdik. Mutfak masasına Arap, Türk  kahvaltısı karışımı bir yemek vardı. Çok güzel görünüyordu. Atama baktım. Oda yemekleri sevmiş gibi gözüküyordu. Masaya oturduk fakat Suriye ayaktaydı. Utanmış ve rahatsız olmuş gibi hissediyordu sanırım. Sonra mutfak kapısına doğru yürümeye başladı.

Ben;
-Nereye?

Suriye;
-Sen atanla yemeklerinizi rahat yiyin diye gidiyordum. Rahatsız olmayın diye.

Ak Hilaller~ \COUNTRYHUMANS/ |Türkiye x Pakistan|Where stories live. Discover now