Bugün sınavların bittiği gün. Yazın resmî olarak başladığı ve ülkenin dört bir yanına tatile gitmeye hazırlanıldığı anlamına geliyor.
Eğer geçen seneki ben olsaydı burada, zehir gibi başka bir yazın geldiğini söyleyecekti ama hayır! Çünkü sınavlarımın hepsini geçtim. Ölüm tarihim ertelendi. Güneşe olan alerjim ve can sıkıntımı saymazsak zehir gibi olan yazım en azından daha az etkileyecek beni.
Tabii bir de değinilmesi gereken diğer konu var.
İlk önce felsefe tarihinden geçmek için -ki en içimi boğan derslerden biridir- kopya çektim. Evet! Epey kolaydı aslında. İngilizce olan sınavda sözlüğün arasına yerleştirdiğim kağıtla hemen halloldu.
Etik değil. Hiç değil hem de ama... Kendime eziyet etmektense ahlaka aykırı davrandım. Bir bahanem yok. Ben berbat biriyim ve bunun için vicdan azabı çekmiyorum!
Yani en başta öyleydi.
Tanrım duramadım! Haftalardır beynimi ağrıtan bir dersi böyle kolayca geçmek beni Icarus'a dönüştürdü. Felsefe, sosyoloji, dil bilgisi... Hepsini geçtim. Normalde işkenceden farkı olmayan bu sınav dönemi benim için birkaç dakikadan az sürdü.
Bunun için neden üzülmeliyim?
Normalde ne kadar salak olduğumu ve kendi başıma asla bu kadar yapamayacağımı bildiğimden mi? Yoksa şu vaktimi ve ruhumu sömüren derslerin aslında ilerideki mesleğimin ana taşları olduğunu bildiğimden mi?
Güneşe yaklaşıyorum sanırım. Kanatlarım eriyor.
Biraz dışarı çıkacağım.
VOCÊ ESTÁ LENDO
boy meets world | mark lee
FanficMark Lee, yaşamanın hayatta olmakla alakası olmadığını zaten biliyordu. Bu yüzden kendine kalın kapaklı bir defter aldı. (Girl meets world* ile aynı evrende geçiyor.)