Kendim olmam için eksik olan sen

516 65 18
                                    

27 Ocak 2020
Salı
18.36

Alışveriş bağımlıları, bu aktiviteyi yaparken kendilerini çok mutlu hissederler. Alışveriş bittikten sonra eve gelip boş cüzdan açıldığında ise bu mutluluk, pişmanlıkla yer değiştirir.

Ne saçma iş bu ya? Alışveriş yapmanın insanı mutlu ettiği nerede görülmüştü? Zira ben nefret ediyordum ama büyük bir ihtiyaç olduğu da inkar edilemezdi. Bu yüzden geleneksel Ege Giray Eskin'in bıkkınlık getiren alışveriş macerası bugün başlamıştı. Bugün de bitecekti. 2 gün sürecek bir şey değildi.

Devasa alışveriş merkezindeki bir mağazadan daha çıktığımda ellerimdeki poşetler artık ağır gelmeye başlamıştı. Evime en yakın olanına gelmiş olmama rağmen bu poşetlerle nasıl yürüyeceğimi bilmiyordum.

Şimdi şöyle anlatıyorum. Yılın ilk zamanları toplu alışveriş yapıyordum ve buna her şey dahildi. Kıyafetinden yemeğine her şeyi alıyordum. Taşıyabildiğim her şeyi. Çünkü bunları teker teker yapmak can sıkıcıydı. Ne yazık ki pek işe de yaramıyordu. Mutlaka eksiklerim oluyordu. Bunu yapmamın bir diğer nedeni ise annemin bana tahsil ettiği karta bir anda yüklenmekti. Her hareketimi takip ettiği için neden birden o kadar çok para çektiğimi anlamıyordu. Evet, nakit kullanıyordum. Merakından kudursun diye.

Vitrininden bile pahalı görünen mağazaya girmek istemesem de içeri doğru adımladım. Ağzında gümüş kaşıkla doğmuş birisiydim ama şöyle bir şey vardı ki ben bundan nefret ediyordum. Annemin bana sunduğu yüksek kalite hayat şartlarından biraz da olsa arınmış olmak iyi hissettiriyordu. Ne yazık ki insan eski huylarından çok çabuk kurtulamıyordu. Benim kurtulamadığım şey ise, Louis Vuitton kemerlerdi. Evet, kemer.

Resmen bu markanın kemer bağımlısıydım. Böyle söyleyince saçma geliyor olabilir. Tamam saçma ama sebeplerim var. Yıllardır koleksiyon boyutunu aşan bu takıntımı yenemiyordum. Öyle ki gören insanları çakma falan diyip geçiştiriyordum. Çünkü gerçekten fiyatları kabarıktı ve zengin imajını yeni üzerimden atmışken bir daha almak istemiyordum.

Ezbere bildiğim köşeye doğru yürürken bana doğru yürüyen görevli kıza baktım. İlk başlarda bu mağazaya geldiğimde gözleriyle beni inceleyip duruyorlardı. Hırsız falan olduğumu düşünmüş olmaları olası.

"Hoş geldiniz Ege Bey." Evet ismimi biliyorlardı. Nefret edilesi. İşleri bu olduğu için bir şey de yapamıyordum. İnsanlara saygım vardı.

"Hoş bulduk."

Elimdeki poşetleri bir kenara bırakıp kemerleri incelemeye başladım. Sadece bir tane alacaktım. Bu kadar asi olmama rağmen nasıl annemin parasını harcayabildiğimi merak ediyorsanız söyleyeyim. Çünkü bu onu daha çok sinir ediyor. Normalde asla tahammül edemeyeceği şeylere para ödüyor. Yetiştirdiği Ege Giray'ın yapmasını istemediği her şeyi yapıyordum. İlk başlarda gece kulüplerinden çıkmıyordum ama o işin sonu iyi bitmemişti.

"Bu yeni kış kreasyonunun bir parçası. Eminim size çok yakışacaktır." Genç kız herkese söylediği yalanı bana da söylediğinde gülümsedim.

"Öyle diyorsan alayım o zaman." Kız gülümseyerek elindeki kemerle kasaya doğru yürüdüğünde poşetlerimi almak için arkamı döndüm. Dönmemle birlikte beni izleyen bedenle göz göze geldik.

Berkant elinde tuttuğu bu mağazaya ait paketle biraz uzağımdaydı. Son zamanlarda onu çok fazla görmeye başlamıştım. Pazar gününden sonra birkaç kez de okulda karşılaşmıştık.

"Böyle mağazalardan alışveriş yapacak birine benzemiyordun."

Yanıma doğru yürümeye başladığında bir yandan da elimdeki poşetlere bakıyordu.

ÖTESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin