I've never fallen from quite this high
Fallin' into your ocean eyes
Those ocean eyes
__________
~İlk bölümler yokmuş gibi davranalım, n'olur.
~Sfw, Fluff, angst yazıyorum.
~Nsfw, şiddet içerikli şeyler yazmıyorum.
~İsteklerinizi söyleyebilirsiniz...
(Bu arada bir süre istek almayacağım çünkü benim aklımda birkaç fikir var bir süre onlara odaklanmak istiyorum ama merak etmeyin onları yazdıktan sonra istek almaya devam edeceğim.)
Onların Genderbend (karşı cins hali) olsaydınız. (Fiziksel olarak kişisel olarak yine siz sizisiniz.)
Ciel: Sen ona o da sana bakar. Bir süre garip garip bakıştıktan sonra sorarsın.
-Bir sorun mu var?
-Hayır, hiç tahammül edemediğim birine benziyorsun da ondan baktım.
Sebastian: Kocaman kırmızı gözlerle sana baktı.
-Ee, sorun nedir?
-Bugün daha da bir güzelleşmişsin.
-Teşekkür ederim?
-Gerçekten çok güzelsin.
Sana yaklaştı. Kırmızı gözleri ile senin şaşkın bakan kırmızı gözlerine baktı.
-Güzellik abidesi.
-Korkutucusun Sebastian.
Bard: -Vaov,(S/A) saçların aynı benimkiler gibi! Yakışmış.
Şaşkın şaşkın ona baktı. Sana daha da yaklaştı.
-Şimdi fark ettim de yüzümüzün şekli bile aynı, hatta gözlerimizin rengi. Kız olsam sana benzerdim (S/A)
(Algılama problemleri var.)
Mey-rin: Uzun bir düşünme sürecenin ardından Mey-rin senin onun erkek hali gibi olduğunu anlar (Erkek değilseniz de hemen erkek olun gelin yapacak bir şey yok.)
-Aaa, (S/A) bu kadar yakışıklı olacağımı tahmin etmezdim, yani sen yakışıklı değlsin, hayır yakışıklısın ama demek istediğim hehe.
Yüzü kıpkırmızı olur ve sen de ona gülersin ama ilk defa senin kalın maskülen sesinle kahkaha attığını duyduğu için burun kanaması geçirir.
Finny:
-Şimdi sen bensin.
-Evet, kısmen.
-Peki şimdi sana sarılsam kendime de sarılmış oluyorum
-Ee,sanırım?
-Peki sana yumruk atarsam ve senin canın acıtsa kötü biri mi olurum yoksa sana yumruk atınca kendime yumruk atmış olursam ve senin canın acıdığı için benim canım acımış olursa kendime yumruk attığım için güçlü mü yoksa canım acıdığı için güçsüz mu olurum.
Bir süre ikiniz de sessiz kaldınız. Sonra sen konuştun.
-Eeeeeeeee, hadi tatlı yemeye gidelim.
Undertaker: O sana baktı, sen ona baktın. Bir yarım saat boyunca bakıştınız. Ardından Undertaker sana yaklaştı ve... Manyak gibi gülmeye başladı. O yerde ölesiye gülerken sen de ne yapacağını bilmeden ona bakıyordun. Gülme krizinin kısa sürede bitmeyeceğini anlayıp bir sandalyeye çekip oturdun ve onun yerde yuvarlanışını izledin.
Grell: Bu haline bayılır.
-Aman Tanrım (S/A)! Harika görünüyorsun, kırmızı sana çok yakışmış!
Senin uzun kırmızı saçlarını inceledi.
-Ne yapmalıyız biliyor musun? Hadi alışverişe gidelim eminim yeni saçlarına uygun harika kıyafetler bulacağız!
William: -...
-...
-Artık benden iki tane olduğuna göre bu yarı mesai yapacağım anlamına mı gelir?
Ronald: O tüm gün boyunca hiçbir şey fark etmez.
Çatıda akşam yemeği yiyordunuz ve sohbet ediyordunuz.
-Çok güzel birgündü (S/A)! Daha fazla vakit geçirmemiz gerek.
-Evet bu harika olur!
-Bu arada daha bir güzel görünüyorsun saçını mı kestirdin?
Claude: Sana tip tip bakıp gülümsedi.
-Sonunda gerçek güzelliği keşfetmiş olman beni gururlandırdı, (S/A).
Alois: -Hadi böğürtlenim gidelim.
Önde o arkasında iki elinda kocaman piknik sepetleri tutan Claude, seni bekliyorlardı.
-Geliyorum!
Onların yanına geldiğinde Alois ile boş boş bakıştınız (Bölümün özeti "Bakıştınız")
Sonra Alois heyecanla yanına gelip elinden tuttu ve seni kapıya sürükledi.
-Her neyse kaybedecek zaman yok, gidelim!
______
Merhaba canlar, Umarım beğenmişsinizdir. Başta da dediğim gibi bir süre istek almayacağım. Ama o bir sürenin sonunda tekrar isteklerinizi almaya başlayacağım. Şu an psikolojikman daha iyiyim ve derslerimi de yoluna koydum artık daha fazla bölüm atabilirim, hadi yine iyisiniz hehe. Şimdilik bu kadardı, o zaman görüşmek üzere.
Sevgiler.
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.