Sahih Hadisler Çelişiyor İddialarına Cevap

HADİSLER (2) - Sahih Hadislerdeki 12 Şart

Sahih hadislerde şüphe duyan kimseler, hadisleri bu günümüze emanet eden mühaddislerin koyduğu şartlar ile şüpheye ve vesveseye yer bırakmadılar. Hadislerin elendiği 12 şartı sayacak olur isek güneş gibi hakikat parlayacaktır;
(1) Ravi Müslüman olmalıdır.
(2) Ravi akıl sahibi olmalıdır; büluğa ermemiş ve mecnûn olmamalıdır.
(3) Ravi doğru sözlü olmalıdır.
(4) Ravi meşhur olmalıdır; kendisinden en az 2 kişi hadis almalı, veya canlı ve tadil yönünden hâli bilinmelidir.
(5) Ravi müdellis olmamalıdır: Yani hadis rivayetini dürüst şekilde yapmalıdır; eğer ravi senedindeki yahut metindeki bir kısım kusurlarını gizler ise hadis alınmaz.
(6) Ravi diyanet sahibi olmalıdır; farzlarını yapmayan, haramları işleyenden hadis alınmaz.
(7) Ravinin itikadı düzgün olmalıdır.
(8) Ravi mürüvvet sahibi olmalıdır; yami insani ve ahlâki yönü güzel olup, örf ve edebi riayet etmelidir.
(9) Ravinin zaptı tam olmalıdır; yazdıklarını ve ezberlediklerine tam hâkim olmalıdır, hafızası zayıf olam kimselerden hadis alınmaz.
(10) Hadis senedinde kopukluk olmamalıdır.
(11) Hadise muhalefet olmamalıdır: Yani hadise bir başka hadis veya ayete karşı çıkmamalıdır, muhalefet etmemelidir.
(12) Hadis muallel olmamalıdır: Yani herkesin fark edemeyip, sadece hadis âlimlerinin fark edebileceği ince bir kusuru bulunmamalıdır. Hadisin muallel olması, zayıflığına sebep olan gizli bir kusurun bulunmasıdır.

Dünya üzerinde Kur'an-ı Kerim'den sonra en sağlam kaynaktır hadis-i şerifler. Bunu çekemeyenler ve hadislerin bize gelene kadar açık bir delil oluşunu tahrip edemeyenler bizlerin algı yönetimimizi tahrip etmeye koyuldular.

İlk olarak dar kafalarından çıkan dar fikirler olarak Kur'an'da apaçık geçen "Resul" sıfatını "Elçi" gibi dar bir vazife olarak göstermeye çalıştılar. RESÛL: Peygamber. Yeni bir kitap ve yeni bir şeriat ile bir ümmete veya bütün beşeriyete Allah tarafından Peygamber olarak gönderilmiş olan zât. Yani yeni din ve yeni kitap ile gönderildiği ümmete yeni şeriatın da öğretilmesi gerektir, fakat adamlar "Elçi" diyerek peygamberin ALLAH'ın (C.C) emri ve hükümlerini sadece ümmete iletmekle sınırlı olup, kendisine vahiy ile öğretilmiş ilimden ümmeti faydalandıramaz demek istiyorlar, bu sapkın görüşlerinin ardına sümme haşa "Postacı" diyerek iftira atıyorlar!

İkinci olarak bu iftiracı sözlerini peygamber için kullandırtmayan zihinlere bu sefer de sahabe-i kiram ve onlardan sonraki nesiller için aynı iftiranın daha vahimini on milyonlar insana atmak gibi bir vebale girişiyorlar. Bizlere ve daha gelecek nesillere emanet diye bırakılan tüm sünnet ve uygulamaların "Bazılarında uydurma var," diyorlar. Bazıları diyerek insaflı falan değiller; insafsızın ta kendileriler! Gayeleri necat bulaşmış sudan abdest aldıramamak gibi "Bazı" diyerek de hadis ve sünnete güvenimizi sarsmak ve koparmaktır!! Onlar kendi heva ve nefislerinin yorumlamaları ile dolu sünnetsiz ve hadissiz bir ümmet derdine düşmüşler!!!